ÇAĞDAŞ
SARI SALTUK (1)
15/04/2019/Pzrts/Milligazete
Size
Çağdaş Battalgazi diye tanıttığım Mustafanın yurt dışında yapılan 15 inci
ölüm yıldönümü anma toplantısına katıldım.
Mustafanın
İmam-Hatip okuluna kaydettiği öğrencilerin bir çoğunun o devlette müftülük
makamında çok güzel hizmetler verdiğini öğrendim.
Komünizmin
yıkılmasından sonra gittiği o ülkedeki faaliyetlerinin bir kısmını kendisinden
dinlerdim.
Bir
kısmını da yanında çalışan değerli ve gayretli tanıdıklardan dinlerdim.
Ama onun
öğrenci olarak kaydettiği çocukların büyümüş, müftü olmuş, milletvekili olmuş
öğrencilerinden dinledim bu gidişimde.
Benim
gözümde o, Çağdaş Battalgazi idi ama Anma toplantısı nda konuşan on kadar
öğrencisinden her biri kendince ona bir isim de vermiş.
Bir
kısmı Çağdaş Sarı Saltuk diyor.
Bir
kısmı Korkusuz adam diyor.
Bir
kısmı Zeka küpü diyor.
Hacı
Mustafa, Cennet Kuşu, Deli Yürek, Kalbiyle konuşan adam, onların taktığı
adlardır.
Ama
Mustafanın kendine sorduklarında İnek tüccarı olduğunu söylermiş.
Bana,
İslami hizmetler için harcadığı parayı nasıl kazandığını anlatırken sığır ve
koyun ticaretiyle elde ettiğini anlatmıştı.
Derenin
taşıyla derenin kuşunu vurma dedikleri bu herhalde.
O
ülkenin imkanlarıyla bu hizmetleri yaptığını söylerdi.
Öğrenciliğinden
müftülüğe yükselen biri anlatıyor: Bindiği ticari taksiye taksicinin
hakettiğinden fazlasını verdiğinden bütün taksiciler onu görünce dururlar veya
ona doğru hareket ederlerdi.
O da
arabanın pis olanlarına binmez ve temizlemesini söylerdi.
Mustafa
bizim şehre gelmeden önce ticari taksiler aylarca temizlenmeden çalışırlardı
ama Mustafa bütün şehrin taksicilerini hizaya getirdi dedikten sonra
Alış-veriş yaptığı her dükkana da bir yol göstericiliği olmuştur dedi.
Köyünde
Kuran kursu açan herkese maaş vereceğini söyledi ve okutanların öğrencilerini
imtihan ettikten sonra başarısına göre maaş verirdi dediler.
Müftülerden
biri Mustafanın o şehre gelişini anlattı.
Mustafa
bembeyaz bir Mercedesle geldi. Üzerinde yine bembeyaz bir takım elbise vardı.
Ayakkabılar gıcır gıcırdı.
Bizim
köydeki hatim merasimine geldiğinde ben çocuktum. Benim arabaya bakışımı
görünce beni arabaya bindirdi ve köyün içinde bana bir tur attırdı ve elime
köyümüze göre çok fazla olan para verdi. Ben, daha sonra onun İmam-Hatipte öğrencisi
oldum
Dikkat
edin, ilkokul öğrencisini gözüne kestirmiş, gelecek sene İmam-Hatibi seçmesi
için ön hazırlığı da yapmış.
Bir
başkası O beyaz Mercedesli, beyaz elbiseli, gıcır gıcır ayakkabılı, kazandığı
parayı bol bol dağıtan bu adam, öğrencilerin yemeğini kendisi yapar, kendisi
bulaşıkları yıkar, çamaşırlarımızı da yıkardı diyor.
Bir gün
yanına vardım, ben yıkayayım dedim ama kaşlarını çattı ve azarlar gibi Sen
derhal dersinin başına geç ve ezberlemen gereken ayetleri ezberle dedi.
Müftü
olan öğrencilerinden biri: Azınlıkta olan biz Müslümanların ayağa kalkmasını
sağladı. Komünistler, bizim ayarlarımızı bozmuşlardı. Bizim ayarımızı tekrar
İslama ayarlamak için çok çalıştı.
Yetiştirdiklerinden
biri cömertliğini anlatırken Araba ehliyeti aldım dedim, hemen Bakayım dedi
ve ehliyetime baktıktan sonra ehliyetin içine koyduğu para, tam benim ehliyet
için harcadığım para miktarında idi dedikten sonra Üzerindeki elbiseyi biri
isteseydi donu hariç hepsini verebilecek
bir cömertlik örneği idi dedi.
Öyle bir
duruşu vardı ki şehrin valisi onu görünce, ceketini ilikleme ihtiyacı
hissederdi diye tanıttılar.
Etkili
yetkili insanlardan biri, taşınmaz mallarından birini satmaya kalksa, onun
istediği fiyatın az olduğunu, bu malın daha değerli olduğunu ona anlatır ve
biraz daha fazlasına alırdı. Böylece hizmete engel olabilecek insanların kötü
kanaatlerini iyiye değiştirirdi.
Beyaz
Mercedesin bagacında, çocuk, yaşlı, kadın-erkek, her çeşit insanın hoşlanacağı
hediyeleri olduğu gibi, köylerdeki Kuran kurslarını devamlı denetlediği için
peynir ve zeytin devamlı bulunurdu.
Devamı
yarın.