ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    ÖĞRETMENLERİN HEPSİNE


     ÖĞRETMENLERİN HEPSİNE

    06/02/2018

    Sevdiğiniz ve şikayet ettiğiniz Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar, Komutanlar, müdürler, hakimler, savcılar, evliyalar, eşkıyalar, pazarcılar, dervişler, berduşlar, mafyalar, teröristler, vakıfçılar, dernekçiler…özetle her insanın hamurunun yoğurulmasında sizin de katkınız var.

    Onların her doğru işinden size de bir pay olduğu gibi, onların her yanlışından size de bir pay olduğunu hatırdan çıkarmadan eğitim ve öğretime dikkat ediniz.

    Akan ırmağı seyreder gibi, kır çiçeği koklar gibi, serçe kuşunu okşar gibi bakınız, koklayınız, seviniz çocukları.

    Sizi görünce yüreklerine hiçbir korku gölgesi dahi düşmesin.

    Onlara doğruları anlatınız. Doğrular da sizin doğrularınız olmasın. Bizim doğrularımız, bizin aklımız, gücümüz, tecrübemizle sınırlıdır.

    Körpe beyinleri bizim sınırlı doğrularımızın içine hapsetmeyelim.

    Onların sınırsız ufuklarını kapatmamaya dikkat edelim.

    Şu anda bütün canlıların havasını veren, hayatını devam ettiren Allah celle celalühün doğrularını anlatalım.

    Din dersi öğretmenleri, imanın altı esası dersine ağırlık vermeli.

    “İbrahim aleyhisselamın anasının adı neydi” diye ödev veren öğretmenler gördük.

    Eğitim programında olmayan, dünya veya ahirette de faydası bulunmayan, doğrusunu da kimsenin bilmediği ve de bilemeyeceği şeylerle öğrencileri israf etmenin anlamı yok.

    “İbrahim aleyhisselam ne yaptı da ateşe atıldı ve sonuç nasıl oldu”  diye bir ödev verseydi, öğrenciye de , ailesine de, sorduğu hocalara da bir çok faydası olur ve öğrenci, zalimlere boyun eğmemeyi öğrenmiş olurdu.

    Allah’ın varlığını inkar üzerine söylenmiş sözlerin hiç birini söylemeden o fikre karşı olan akli ve nakli delilleri öylesine çok anlatmalı ki, o bilgi onda kanı gibi, canı gibi, kemiğinde iliği gibi olsun.

    Bilginin insana faydalı olması gerekir. Faydalı olması için yaşanması lazım. Yaşantıya doğru dönüştürülmesi için doğru ve güzel örnek gerekir.

    İşte peygamberler, indirilen kitapların nasıl yaşanacağının en güzel örnekleri olduğu ve peygambersiz din olamayacağı öğretilmeli.

    Ağaçtan düşen elmanın hızının, düştüğü yere etkisinin hesaplarını yaptıran öğretmen de bütün bunları öğrettikten sonra elmayı, havayı, hacmi, ağırlığı yaratanı anlatmalı.

    Hiçbir insanın tabiatta olmayan bir şeyi ilave etmediğini, bir şeyi de yok edemediğini öğretirken bu kainatı yaratana da dikkat çekmeli ve mülkün, yaratana ait olduğu, bize emaneten verildiği, emanete de hıyanet edilmemesi gerektiği öğretilmeli.

    Deniz bilimleri, orman bilimleri, uzay bilimleri, coğrafya dersleri….velhasıl bütün derslerin ana malzemesini, kanununu, yaratanın o olduğu gibi yaşatmaya da onun devam ettiğini bildirmeli.

    Hazreti dem’den önce yaratılan bu dünyamızda yürürlükte olan tabiat kanunlarında zaman aşımı olmadığını, suyun ilk yaratıldığındaki kanunu ne ise bu gün de aynı olduğunu anlattıktan sonra tabiatı yaratan Allah celle celalühün, en son indirdiği Kitab olan Kur’an-i Kerimdeki kanunlarının da zaman aşımına uğramayacağının delili olduğunu anlatmalı öğrencilere.

    Yapay, sanal yiyecek, içecek ve giyeceklerin insana zarar verdiği anlaşılan bu çağda sanal, yapay kanunların da dünyayı cehenneme çevirdiği, güçlülerin zalimleştiği, sömürenlerin semirdiği, hırsızların, katillerin çeteleştiği anlatılmalı ve hiçbir insanın diğerinin aklına göre değil bütün akılları yaratanın koyduğu kurallara göre hareket edilmesi öğretilmeli.

    Bir öğretmeli, bin örnek olmalı.