ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    İMAMLARIMIZ TEMİZ


     İMAMLARIMIZ TEMİZ

    18/06/2021

    Mahmut Toptaş

    Televizyonlar, gazeteler ve internet sitelerinden insanlarımızın göz ve kulaklarından gönüllerine boşaltılan pisliklerin arasında en temiz kalan kurum, diyanet kurumu olduğu görüldü.

    Politikacılar, Mafya, Kara para aklayıcıları ve basın mensuplarının adları, fotoğrafları, ilişkileri….ortalığı haram para çirkefinden ancak İslam şemsiyesi altında olan din görevlilerimizin fazla kirlenmediği anlaşıldı.  

    13 Mayıs 1996 yılında, Ege denizi kenarında bir ilçede, on dört dernek, vakıf ve sendikanın ortaklaşa davetlisi olarak, “2000 li Yıllara Girerken İslâm’i Gelişmeler” konulu konferansımı verdikten sonra, (Konferansımdan para almadığımı bilin)

    Kaldığım otelin salonunda sohbet ederken, şehrin en saygın doktorlarından biri, hatta İstanbul’da ilk kurulan reenkarnasyon cemiyetlerinden birinin kurucu üyesi olduğunu söyleyen doktor, uyuşturucunun önünü almanın yolunun din değil, eğitim olduğunu söylediğinde, ben de ona “Dinsiz bir eğitimle Amerika uyuşturucuyla başa çıkamamış, Avrupa başa çıkamamış. Sen, Türkiye’de en eğitimli yüz adamı seç. Bunlar bana göre en üst seviyede eğitimli adamlarım de. Sen, doktor adamsın. Şarap, rakı, viski…gibi içkilerin de uyuşturucu olduğunu kabul ediyorsun. Şimdi o senin seçtiğin yüz eğitimli adamlara soralım” dedim, anladı ve hemen “Ben kaybettim” dedi.

    Ben de ona “Bu şehirden, İzmir’e kadar köy ve ilçelerden yüz tane imama uyuşturucu kullanıp kullanmadığını soralım, bir tane çıkmaz” dediğimde kafasıyla onayladı doğruluğunu.

    Gerçi bizim kaybettiğimiz araştırmalar da var,

    28 Şubatlı yıllarda Genel Kurmay Başkanlığının kurduğu söylenen “Batı Çalışma Gurubu”  (BÇG), Türkiye de İslamcıların fişlemesini yapmış.

    Deşifre olan bu fişlemeye göre Diyanet Çalışanlarından İslamcı olanların sayısı 242 imiş.

    Aslan Değirmenci isimli bir araştırmacı, bu listeyi, bir kitapta toplamış ve kitabın adına “28 Şubat’ın Çözülen Kodları Belgeleriyle 28 Şubat” adını vermiş ve 2012 yılında Çıra Yayınları tarafından yayınlanmış.

    Çok şükür bizi de listeye almışlar ve kitabın 129 uncu sayfasında:

    “Mahmut Toptaş, Ayasofya cami imamı, Milli görüşçü 1999” olarak not vermişler.

    242 imamımız şeriatçı olunca geri kalanına ne diyeceğimizi de söyleyiverselerdi.

    O listeye göre Diyanet, en gerilerde.

    Bana o zaman sorduklarında “Batı Çalışma Gurubunda etkili, yetkili bir paşa, Diyaneti korumak için böyle az göstermiştir” demiştim. İnşaallah öyledir.

    Kendini çaktırmadan hizmet eden insanlar hep olmuştur.

    İslam Dininin unutulmasını engellemede en etkin kurum yine de Diyanettir.

    Bu cümleme itiraz etmeden, cümlemi yeniden okuyun.

    İmam ve müezzinlerimize teklifim; özellikle Çanakkale’den İskenderun’a kadar deniz kenarında görev yapan kardeşlerim,

    Sabah namazından yatsı namazı sonuna kadar camileri açık tutunuz.

    Her gün öğle ve ikindi ezanının ardından “Dikkat, Dikkat,” diyerek sabah namazından yatsı namazı sonuna kadar camide, her yaştan insanımıza, dini bilgiler verilir…anlamında ilan yapınız.

    Ve bu ilanı her gün yapınız.

    Otuz gün duyduğu halde gelmeyen biri otuz birinci gün gelebilir.

    Gelenlerin yaşına bakmadan İslam’ı sevdirici ve İmanın Altı şartını akli ve nakli delillerle takviye eden  dersler yapınız.

    Sayı artarsa, yetişemezseniz, camide istedikleri gibi çocukların oynamasına izin veriniz.

    Camilerimizin randevusuz, zamansız, izinsiz girilebilecek tek yerin herkese açık olduğunu ve insani baskının olmadığını hissettiriniz.

    Sağdan sola kadar bütün insanlarımızın mayası İslama göredir.

    Siz, mayayı hareketlendiriniz.

    Yediden yetmişe kadar gelen öğrencilere ne ikram edeceğim diye endişe etmeyiniz.

    Tatlı diliniz, gülen yüzünüz, bal gibi sözünüzden daha tatlı ikramı kimse sunamaz.

    Kırk Haramilerin parasıyla hizmetinizi ateşe çevirmeyiniz.