BAYRAMDA YALNIZ DEĞİLSİNİZ

09/08/2019/Cuma/Milligazete

“Bayram benim neyime” demek yok.

“Ben yalnızım, ben yalnızım” şarkısını mırıldanmak da yok.

Bize bizden daha yakın Rabbimiz var.

O güzel Rabbimizin her bir saniyede bize verdiğini, iki yüz devletin başkanı, ilim adamları, askerleri, paraları, bilgileri… veremez.

Biz, uykuda iken bile saçımızın her teline lazım olan kanı, her saç teli için ayrı karışımda veren Allah celle celalühtür.

Ayağımızın on tırnağının her birinin ihtiyacını, dozuna göre veren O’dur.

Uyanıkken nefesi kendimizin aldığını zannederiz belki ama, uykuda iken bile her hücremize ihtiyacı olan oksijeni yaratan ve gönderen O’dur.

Dünyanın bütün ilim adamları gökteki yıldızlardan, tenimizdeki hücrelere kadar daha sayımını bitirememiştir.

Onun için yalnız değiliz.

Bir sevdiğimiz, bize bir çiçek hediye ettiğinde yalnız yüzümüz değil bütün organlarımız güler.

Aynanın karşısında kaşımıza, gözümüze, saçımıza hayran hayran bakarken, bunların bir telini veya hücresini bizim yaratmadığımızı, bunları bize verenin bizi yalnız bırakmadığını hatırlayalım ve ona karşı şükrümüzü artıralım.

Rabbimiz bize her saniye, güneşiyle, havasıyla, toprağıyla, suyuyla ve bunlardan meydana getirdiği şeylerle bize ikramda bulunmaya devam ediyor.

Bayramdan bayrama huzuruna kabul etmesi bizim bayramımız olmalı ve Cuma namazlarını da kılmalıyız.

Cumadan cumaya kabul ettiklerinden olduğumuz için beş vakit namazımıza da dikkat etmeliyiz.

Beş vakit namazda alnımızı secdeye koyma nimetini lütfettiği için başımızı secdeden göğe erişecek kadar mutlu olmalıyız.

Her saniye gönderdiği hava nimetini, kapı çalan postacı veya görevli aracılığıyla da göndermiyor.

Verirken bizi ezmiyor, suyun bir damlası veya bir nefes, bütün vücudu mutlu ediyor.

Dışımızda gördüğümüz her canlı, her yaprak, çocuk, çiçek, deniz, yıldız, taş, kuş…bütün bunlar da bize lütfedilen nimetler ve bize “Beni de yaratan O” diyen işaret levhalarıdırlar.

Sekiz milyar insan, Hazreti Adem’den kardeşimiz, iki milyar Müslüman, hem Hazreti Adem’den kardeşimiz, hem iman kardeşimiz.

Biz, kendimizi nasıl yalnız hissederiz…!

Haydin, yarın, yani 10 Ağustos Cumartesi günü sabah namazından itibaren, farz namazının ardından “Teşrik Tekbirleri” dediğimiz:

“Allahü Ekber, Allahü Ekber,

La ilahe illallahü vallahü ekber

Allahü Ekber, ve lillahil hamd.” Tekbirlerini söylemeyi unutmayınız.

Kısaca manası: “En büyük Allah’tır. Peygamberler, krallar, şahlar, padişahlar, başkanlar, Karunlar, Firavunlar…hepsi gelmiş ve geçip gitmişlerdir. Ama baki olan Allah celle celalühtür.”

La ilahe illallahü vallahü ekber

Manası: “Allah’tan başka yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur, en büyük Allah’tır” Koyduğu kuralları Allah’ın koyduğu emir ve yasakların önüne geçirenlerin bile kalbini, kanını, canını, tenini, trilyonlarca hücresini yöneten de O’dur.

Allahü Ekber, ve lillahil hamd.

Manası: “En büyük Allah’tır, ve bütün övgüler de ona aittir”

Sabah namazından sonra söylememişseniz hemen hatırladığınız anda söyleyiverin, ve Çarşamba günü ikindi naamzının ardından tekrar söyledikten sonra vacip olan görev sona erer. Anacak siz, her namazın ardından 365 gün devam ettirirseniz buna da bir engel yok.

Her namazın ardında tesbih çekerken bu tekbirleri nafile ibadet olarak söylüyoruz.

Bu günden sonra her namazın ardından bunları söylerken manasını da hatırlamaya çalışalım ve gereğini yapalım.

Bayram günü sabah namazı için kalktığımızda banyo yapacağız.

Dişleri fırçalayacağız.

Elbiselerimizin en güzel ve temizini giyeceğiz.

Güzel kokular sürüneceğiz.

Sabah namazının sünnetini evde kıldıktan sonra farzını camide cemaatle kılmak üzere gideceğiz.

Kurban bayramı olması nedeniyle ağzımıza yiyecek bir şey almayacağız.

Evden çıkarken sağ ayakla çıkacağız.

Yolda karşılaştığımız herkese selam vereceğiz.

Tekbir getirerek camiye gideceğiz.

Camiye girerken sağ ayağımızla gireceğiz.

Kurban etimizin tamamını fakirlere ve dostlara verebildiğimiz gibi üçte birini fakirlere, üçte birini dostlara, üçte birini kendi evimizde bırakacağız.

Tamamını kendi evinde tutsa, yine de kurban kesilmiş olur ama dağıtma sevabına kavuşamaz.

Komşular arasında ayırım yapmadan ziyaretler yapacağız.

Küs olduğumuz hiçbir Müslüman kalmasın.

Akrabaların hepsini ziyaret edeceğiz. Benim kızdığım insan var da, küstüğüm insan yok.

Uzakta olanları, telefonla tebrik edeceğiz.

Hocalarımızı ziyaret mümkünse yapacağız, mümkün değilse telefonla gönül alacağız.

Niyetinizde hep Allah’ın rızasını kazanmak olsun.

Gönlünüzde hep Cennet havaları essin, bayramınız mübarek olsun.

Her yerde, her saniye ve salise de yalnız değilsiniz.