ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    CİHAT (3)


     CİHAT (3)

    Hani Amerika’dan, İsrail’den ve diğerlerinden aldığımız savaş uçakları ve yan malzemelerinin yazılımını da onlar yaptığından Hıristiyan ve Yahudilere yönelik atış yapmazmış savaş uçakları.

    Halkı Müslüman ülkeleri “Düşman” diye kodladıklarından onlara ateş açarmış.

    Onun için “Yazılımını biz yapacağız” tartışmaları sürmüştü bir zaman.

    Adamlar, savaş uçaklarını kodladıkları gibi bizim beyinlerimizi de kodluyorlar ve Dünyanın neresinde sömürgenlere direnen bir Müslüman gurup varsa onları “Terörist” diye kodluyor ve biz de “Bunların Müslümanlığından utanıyorum” diyor ve yazıyoruz.

    Dost ve düşmanlarımızı bize onlar kodluyorlar.

    Hazreti Ali (Allah ondan razı olsun), haklı davasında mücadele ederken Cennetle müjdelenen “Aşere-i mübeşşere” den bir kısmı karşı tarafta yer almıştı.

    Uzun zaman birbirlerine kılıç çektiler, öldüler öldürdüler ama birbirleri hakkında “Kafir oldu” demediler.

    Zamanın halifesi hazreti Ali’ye kendince yaptığı yorumlarla karşı çıkanları Hazreti Ali anlıyor, kendilerine kılıç kullandığı kardeşlerine dil kılıcını kullanmıyor.

    Hazreti Ali’nin torunu Ebu Ca’fer Muhammed bin Ali el-Bakır, hazreti Ali’nin şöyle dediğini rivayet eder: “Umarım ki, ben, Talha, ve Zübeyr, Allah’ın “Göğüslerindeki kini çıkarıp attık ve kardeşler olarak karşılıklı koltuklar üzerindedirler. Onlara hiçbir zorluk dokunmaz. Onlar oradan çıkarılacakta değillerdir.”  (Hıcr süresi ayet 47-48) Buyurduğu kimseler oluruz” (Zehebi, Tarih-ül İslam, Muzaffer Can tercemesi, 1177, Tarih-ü Bağdat 18/423) İbn- Sa’d Tabakat 3/113, İbn-i Ebi Şeybe, Musannef 15/269)

    Hazreti Ali döneminde Müslümanlar arasındaki çatışmalar, daha ziyade karışıklıkları düzeltme savaşıydı.

    Onun için en eski İslam Tarhi kitaplarında “Vak’atü Sıffin/Sıffin Olayı” başlığıyla yazmışlar “Sıffin savaşı” dememişler.

    Hazreti Ömer döneminde İran’ı fetheden ve binlerce yıllık Sasani imparatorluğuna son veren Sa’d ibni Ebi Vakkas’a “Sen bu Müslümanlar arasındaki harbe neden katılmadın? Diye sormuşlar.

    Sa’d da:

     لا أقاتل حتى يأتوني بسيف له عينان ولسان وشفتان، يعرف المؤمن من الكافر؛ فقد جاهدت وأنا أعرف الجهاد".

    “Ben kafirlerle cihad ettim, eğer Müslümanla kafiri ayırt edecek iki gözü, iki dudağı ve bir dili olan ve dili ile kafiri bana haber verecek bir kılıç yaparsanız bu Müslümanlar arasındaki cihada, cihadın ne olduğunu bilerek katılırım” demiş.  (Taberani, Mucemi Kebir, 1/144 Hadis, 322. Heysemi, ravilerin hepsinin sahih olduğunu söylüyor.)

    Buhari’nin Kitab’ül Fiten de haber verdiğine göre ilk Müslüman olanlardan ve sevgili peygamberimizle beraber yedi gazveye katılan Ebu Berzet’ül Eslemi’ye “Müslümanlar arasındaki olayları görmüyor musun?” dediklerinde uzun bir cümleden özetle inkar içinde iken imana geldiklerini anlattıktan sonra şimdi ise Şam’dakilerin de, Mekke’dekilerin de dünyalık için savaştığını söyler.

    Hakim, Müstedrek’inde Şam’dakilerin Mervan, Mekke’dekinin ise Abdullah bin Zübeyr olduğunu açıklar ve sonunda “Karnınızı haramdan, elinizi kandan uzak tutun” diyor.

    Aslında Ebu Berze’nin (Allah ondan razı olsun) sözü

     خماص البطون من أموال الناس خفاف الظهور من دمائهم

    İnsanların malını yemektense karnınız aç kalsın, sırtınızda kan yükü olmasın da sırtınız hafif olsun” anlamınadır.

    Sevgili peygamberimiz,

    عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا

    أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ أَيُّمَا رَجُلٍ قَالَ لِأَخِيهِ يَا كَافِرُ فَقَدْ بَاءَ بِهَا أَحَدُهُمَا

     “Kim (Müslüman) kardeşine “Kafir” derse o söz ikisinden birine döner” buyurmuş. (Buhari, Sahih, Kitab’ül Edeb, babü men keffera ehahü)

    Beynimizi yaratanın kitabına göre kodlayalım. Dost ve düşmanın kim olduğunu Kur’an-i Kerimden öğrenelim.