KURAKLIK ÇEŞİTLERİ
15/03/2023
Mahmut Toptaş
Müslüman olduğuna inanan herkes dininin adamıdır.
Yediğinden, içtiğinden ikramda bulunduğu gibi, çay ikramının yanında imani veya ameli bir Ayet veya Hadisle çay ve sohbet ikramında bulunmalıdır.
Rahmet ayetlerini, insanların gönüllerine yağdırmak, bereketli topraklar ile bereketli bahar yağmurlarını buluşturmak gibidir.
Yağmur kuraklığından beterdir, iman ve amel-i salih kuraklığı.
Şu anda dünyayı kasıp kavuran sömürü düzenin açtığı savaşlar, göçler, öldürmeler?iman kuraklığından kaynaklanmaktadır.
Güneşin ışınları, yağmurun damlaları, dünyamıza yağarken nasıl gülle diken, bülbülle yılana, fakirle zengin, güzelle çirkin?arasında ayrım yapmadığı gibi, güneşi ve yağmuru yaratan Allah celle celalühün rahmet ayetleriyle insanların gönüllerini ayırt etmeden buluşturalım.
Her Müslüman, dininin adamıdır.
Herkes görevini aypmalı.
Bu konuda çağdaş örneklerimiz, siyasilerin söz ve davranışları değil, çalışmaları olsun.
Akşam parti binasındaki toplantıda o günün gidilen ve gidilemeyen yerlerin tespitinden sonra, yarın gidilecek yer ve evlerin ve oralara gidecek kişilerin tespiti yapılır.
1975-76 yılında Konya Yüksek İslam Enstitüsü dernek başkanı olduğumda, Ekim ayından Mayıs ayı sonuna kadar her Cuma, Konya?nın ilçelerine birer minibüsle okulumuzdan bir Ezan okuyan, bir vaaz veren, bir hutbe okuyan göndererek hem dünyanın hem ahiretin yollarını açmaya çalışıyorduk.
Şu anda yüzlerce İlahiyat öğrencilerine duyurulur.
Siz değerli Müslümanlar, her akşam o gün yaptıklarınızı ve yarın yapacaklarınızı ve insanlara hangi Ayeti sunacağınızı, o Ayeti açıklayan hadisin tespiti yapıldıktan sonra sabah kahvaltısında o Ayet ve Hadisi, önce aile içinde sohbet havasında işlerseniz, hem diliniz açılır, hem aileden gelen sorularla sizin ufkunuz genişler ve gelebilecek sorulara hazırlıklı olursunuz.
Siyasiler, bize ev, araba, yol, köprü, su, refah, milli gelirden yüksek pay gibi dünyevi şeyler vadederken siz, Ayetten örnek vererek her namazın son oturumunda okuduğumuz ?Rabbena âtina fiddünya haseneten/Rabbimiz, bizim dünyamızda güzellikler ver, ahiretimizde de güzellikler ver ve bizi ateşin azabından koru? diyoruz. (Bakara süresi ayet 2/201)
Fıkıh kitaplarımızda ?Havaici asliyye/kişinin ev, yemek, içmek, barınmak gibi asli ihitiyaçlarının karşılanması, helal rızık, aile içi ve dışı huzur ortamı, mutluluk, her insanın, can ve mal güvenliği, komşu komşunun bekçisi gibi bir hayatı anlatınız.
Allah rızası için kıldığımız beş vakit namazda halk buluşması olduğu,
Başkalarının etrafında değil, ten ve canımızı yaratan, yaşatan, yöneten ve donatanımızın huzurunda bütün bir mahallenin buluşması ve sonra iş yerlerine dönme eğitimi olduğu,
Bu eğitim yerine gelip-giderken doktorların bizden bir günde en az yürünmesi gereken beş bin adımın gerçekleşmesi anlatılmalı.
Allah rızası için kıldığımız kırk rekat namazda, kırk defa oturup-kalkma, kırk defa eğilme, seksen defa alnı yere koyup kaldırma? olduğu da anlatılmalı.
Camilerin, parti binaları gibi olmadığı, her partiden insanın gelebildiği, dağıtan değil toplayan anlamında adının Cami olduğu da anlatılmalı.
1400 yıl içinde binlerce akım, mezhep, meşrep, parti?gelip geçtiği, ama Mekke?deki Mescidi haramın şubesi olan cami ve mescidlerin bütün dünyada her ırktan, her renkten, her kıtadan, her dilden insanları, aynı din ve mekanda bir araya getirmeye devam ettiğini ve kıyamete kadar da devam edeceğini anlatmalıyız.
Önce Rabbin huzurunda durmayı öğrenelim ki, içimize işleyen huzur, evimizi de huzur adası kılsın.
Sonra mahallemiz, köyümüz, şehrimiz, ülkemiz ve tüm dünya huzur denizi olsun.
Huzur, ışık gibi camlardan içeriye ve dışarıya girip çıkabilsin.
Hava gibi her şeyi kuşatsın.