PARÇALAYANLAR PARÇALANIR
06/08/2019/Salı/Milligazete
İtalyadan Norveçe, Avusturyadan Hollandaya
kadar Avrupanın tamamında tam bir sayım olmamakla beraber, bazı
araştırmacıların yazdıklarından anlaşıldığına göre bir milyonun üzerinde
Avrupalı Hıristiyan Müslüman olmuş.
1965 yılından itibaren Avrupaya işçi gönderme
hızlandı ama o günün siyasileri Anadolu insanının Avrupa kültürüne entegre
olması ve asimileye uğraması için birkaç yıl din görevlisi göndermediler.
Baktılar ki Merhum Erbakan hocanın öncülüğünde
Milli Görüş hareketi yayılmaya başlayınca engellemek için hoca göndermeye
başlandı.
O engelleme hareketi de başarılı olamadı. Çünkü
iki ayrı camiye imam olarak gönderilenler, aynı okuldan mezun olmuşlardı,
bildikleri aynı idi ve imam da bildiğini okuyunca aynı şeyleri söylemeye
başlayınca beş binin üzerinde cami, Avrupanın bağrında yeşeriverdi.
Kuranın ilk emri Oku dedikten sonra kalemden
bahseder ve o ilk sürenin adı da Kalem süresidir.
Sevgili peygamberimizin Medine-i Münevvereye
hicretinden yirmi yıl sonra Hazreti Ömer döneminde İslam, Bağdatta, Mısırda,
Buharada, Semerkandda, Şamda yaşayanların gönüllerini süslemişti.
Onun için Hazreti Ömer (Allah ondan razı olsun)
İranı fetheden Sad bin Vakkasa (r.a.) Küfe şehrini kurmasını istemiş ve o
şehri doğuya İslamın yayılması konusunda üss olarak kurmuş ve ashabı kiramdan
dört bin tanesini oraya yerleştirmiş.
Ebu Musa el Eşari, Abdullah bin Mesud gibi
zatları Vali ve Tefsir hocası olarak görevlendirmiş.
Bu günkü devletlerin üslerinde öldürücü, yakıcı,
kavurucu, yok edici silahlar varken, Hazreti Ömerin üssünde kurulan camilerin
minarelerinden Hayye alel-felah/Haydin kurtuluşa gelin diye çağrılarla kalbi
hasta kafirlerin Kuranla şifa bulması için medreseler yapılmış.
O üssün faaliyetleri hala etkisini
göstermektedir.
İmam Ebu Hanife (Allah rahmet eylesin) Küfe mektebinden
yetişmedir.
Avrupada yaşayan beş milyonun üzerindeki
Müslüman, o mektebin eğitimine göre dinlerini yaşamaya çalışmaktalar ve bir
milyonun üzerinde Avrupalının Müslüman olmasına vesile olmuşlardır.
Amerikan üslerinin bir yılda bir milyonun
üzerinde Müslüman öldürdüğünü gördük.
Öldürenler uzun yaşayamazlar, nesilleri
tükenir.
Günde tonlarca balık yiyen balinaların nesli
tükenirken, hamsiler trilyonlarla neslini devam ettirmektedirler.
Parçalayanlar parçalanırlar.
Şu anda bizi parçalamak ve yok etmek
isterlerken farkına varmadan Müslümanlığın dünyanın her tarafına dağılmasına
yardımcı oluyor silahlı üsler.
Dünyanın en zalim adamı olan Cengizhanın
neslinden Müslüman olmayan kalmamış.
Kasırgalar, fırtınalar, bir çok ağacın
devrilmesine sebep olurlarken tohumların uluslararasında dağılmasına da sebep
oldukları gibi öldürücü silahlardan kaçanlar, gittikleri gayri Müslim ülkelere
İslamı taşıma görevi yaparlar.
Onun için biz, İslamı çok iyi bilen, yaşayan,
bilgisinden, yaşamasından tad alan, o tada benzer bu dünyada bir başka tad
görmeyen mücahit insanlar yetiştirmeye ağırlık verir, her ülkede olan
temsilciliklerimizi ilim irfan üssü haline getirirsek, atom bombasını elinde
tutan adamın gönlünü kazanmamız daha kolay olur.
Hazreti Alinin (Allah ondan arzı olsun) harp
meydanında düşmanına davranışını görüpte Müslüman olanlar gibi onlar da
Müslüman oluverir.
Geçmişten misal verme diyenler, Niçin
Müslüman oldular gibi bir soruyu internete yazıversin ve görsün nice
papazların, profesörlerin, sendikacıların, büyük elçilerin, komünist önderlerin
nasıl Müslüman olduklarını.