ALLAHA DAVET
21/02/2018
Banka müdüründen de ders aldım.
Vaizlik yaparken şehrin banka müdürlerinden biri beş
vakit namazını da kılardı.
Benimle yakın dostluklar kurdu, ailecek görüşür olduk.
Bir gün bana Ben bu şehirde on bin liranın üstünde
parası olan herkesi tespit eder, onları benim bankaya para yatırmasını
sağlarım. Başka bankaya yatırmışsa bizim bankanın avantajlarını ona anlatır ve
parasını bize transfer etmesi için çalışırım demişti.
Bu bana ders oldu. Halbuki bu dersi bana küçük yaşta
teslim edildiğim hocam vermesi gerekirdi.
O günden itibaren ben de cami dışında her gün
evlerde, kahvelerde ve iş yerlerinde parasına, makamına, şöhretine, günahına,
sevabına bakmadan halkı ziyarete başladım.
Eski, yanlış yollarından dönüp İslamı yaşamaya
başlayanların bazılarını size daha önceki yazılarımda anlatmıştım.
İnsanlarımızın mayası sağlam. Yanlışları hastalıkları
gibidir. Aspirinle de tedavi edilebilecek çok büyük yanlışlar yapabiliyorlar
ama sağlık esastır hastalık arızıdir/geçicidir. Küçücük temaslarla da geçebilir.
Hani yürümeye hazırlanan çocuğun elinden anne veya
babasının küçük parmağını dokundurarak ona yürümeyi sağladığı gibi bir şey.
Tek kelimelik moral sözü bile yeterli.
Onun yanlış yapma miadı dolmuş da sizi bekliyormuş gibi
bir şey.
Babası Budist Profesör olan Güney Koreli bir
delikanlı Türkiyede doktora yaparken anlatmıştı.
Onun nasıl Müslüman olduğunu daha önce yazmıştım.
Müslüman olduktan sonra Cemil Li adını alır.
Babası ile annesine Müslüman olduğunu söyleyince
babası onu evden kovar.
Cemil Li, üniversitenin yurduna yerleşir ve her
Cumartesi günü babası ve annesine mektup yazar.
Üç yılda 150 nin üzerinde mektup yazar ve babasının
taş kalbini yumuşatır.
Yurt içinde ve yurt dışında İslami agyreti va
hassasiyeti olan kardeşlerim, özellikle imamlık yapanlarımız, ne olur Allah
rızası için. Allah rızası fazla ilgilendirmiyorsa aldığını maaşın hatırı için,
caminize yakın oturan herkesin önce gönül kapısını çalınız, sonra evlerinin,
işyerlerinin, toplu olarak bulundukları yerlerin kapısını açınız.
Yurt dışında olanlar, bulundukları tek cami olanlar,
o şehirde yaşayan her Müslümanın adını, adresini, telefonunu belediyeden alınız
ve ırk, renk, mezheb, meşreb ayrımı yapmadan ziyaret yolları arayınız.
Telefonlarınızın mesaj kotasını bu tür hizmetler için
kullanınız.
Mesela Cemil Li gibi, siz de her Cuma günü, Cuma
namazına iki saat kala Cumanız Mübarek Olsun, Cuma namazına iki saat kaldı
mesajı gibi bulunduğunuz yörenin hoşuna giden cümleler kurunuz.
Üç mesaj sonunda gelenler olduğu gibi, 150 mesaj
sonunda gelenler de olacaktır.
Davetiniz, herkesin davetsiz, randevusuz, kimseye
minnet duymadan gelebildiği, ve dünyadaki bütün Müslümanların hissesinin
bulunduğu camiye olsun.
Davetiniz, sizin derneğe, vakfa, tekkeye, kliğe,
şahsa, şirkete, holdinge, kuruma, kuruluşa olmasın.
Rabbimiz, sevgili peygamberimizi bize tanıtırken:
يَا أَيُّهَا
النَّبِيُّ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا
Ey Peygamber, biz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı
olarak gönderdik.
وَدَاعِيًا إِلَى
اللَّهِ بِإِذْنِهِ وَسِرَاجًا مُنِيرًا
Allahın izni ile Allah'a davetci ve ışık saçan bir
lamba olarak (gön¬derdik) (Ahzab süresi ayet 33/45-46)