AMANIN BİR ADAM ÇIKSAYDI DEMEYİN
21/06/2021
Mahmut Toptaş
Kuran-i kerimdeki altı bin iki yüz otuz altı (6236) ayet, 23 yılda indiriliyor.
Peygamberimizin hangi üniversiteden mezun olduğunu soracak kadar cahil insanımız yok ama, onu eğiten, insanlık tarihinde, eski Yunan, Hint, Afrika, okullarında yetişen ilim adamı, şair, filozof, yönetici, kral, şah, padişah, profesörleri yetiştiren bütün asırlarda bütün ilim adamlarının aklını, tenini, canını yaratan, yaşatan ve yöneten Allah celle celalüh, eğitmiştir sevgili peygamberimizi.
Er-Rahman, allemel Kuran/Ona Kuranı öğreten Rahmandır diyor, Rabbimiz. (Rahman süresi ayet 55/1-2)
Yeri-göğü ve içindekileri taratan Allah, eğitimin okuyarak olacağını ilk ayetinde bildiriyor ve kaleme ilk inenlerde dikkat çekiyor.
Bu eğitimin sonunda inanan insanların ne hale geldiğini yine indirdiği en son ayetlerde Mümin, müttaki, Salih, Doğru, Sabırlı, mücahit, yardımsever, koruyup kollayan, Allahı çokça zikreden
gibi özellikli insanlar yetiştireceğini de haber verir.
İnen ayetler, o günlerde yaşanan, sorulan, soruşturulan veya olması yakın veya olan olaylar hakkında doğrusunu ortaya koyan geçmişten örnekler veren ayetlerdir
Bu ayetler, bize günümüzde hiç gündemde olmayan olayları anlatmanın faydası olmadığına işaret eder.
Bir öğretmen, sınıfa, Hazreti Musanın babasının adı ne idi diye ödev veriyor ve bununla çocuklara din öğrettiğini sanıyor.
Günümüzde yanlış yapanların üzerine çullanırken yanlıştan daha fazla, adamın üzerine giden vaazları yapan arkadaşlar, bunun kime ne faydası var?
Doktora tezi verirken son elli yıl içinde hiç konuşulmamış, konuştuğunda da hiçbir Müslümanın imanına, ameline katkısı olmayacak, bilmediğinde de hiçbir eksiklik hissetmeyecek konuları tez olarak vermeyin.
Örnek verebilirdim ama kendi yazdığım bu makaleye ters düşerdim.
Verilen o tezin adının bile duyulmasını istemedim.
Yeni İlahiyat Fakültelerinden birinde doktora ünvanını alan tanımadığım birinin tezini okudum.
Buhari, Müslim, Nesai, Tirmizi, Ahmed bin Hanbel, Darimi
gibi muteber Hadis kitaplarımızda rivayet edilen sıhhatinde hiç şüphe olmayan bir Hadisi uydurmaya çıkarma çalışması yapmış.
Galiba bu hadisi uydurma Hadis yap diye bir emir almış ki, kendince bir Hadis usulü uydurmuş ve kendi doktora tezinde de uydurma Hadis demeye getirmiş.
O Hadisi okuyanın veya okumayanın kaybedeceği bir şeyi de olmaz.
Ama bu tezi okuyanların zihninde bütün Hadislere şüphe uyandırır.
Biraz ileri gidilirse onların uydurdukları bu usule göre kıraet-i Seba imamlarımız Nafi (169/785) İbni Kesir (120/728) Ebu Amr (154/771) İbni Amir (118/736) Asım (127/745) Hamza 156(773) Kisai (189/805) gibi değerli imamlarımız da çürüğe çıkarılır.
Kuran-i Kerime imanımız gönlümüzde, Mushaf elimizde, Sünneti seniyyeyi bize aktaran Hadis kitaplarmız da elimizde. Sahabe, Tabiin ve daha sonra gelen müçtehit imamlarımızın içtihatları da elimizde.
Şimdi bizim için lazım olan bunların bu gün yaşanmasını sağlamaktır.
Hocalarımız Edille-i Şerıyye nedir? Sorusuna 1 Kitap, 2 Sünnet, 3 İcma-i Ümmet, Kıyası Fukaha diye öğretmişler.
Bu dördünden hareketle, günümüz aletleriyle, günümüz insanına yaşamanın yollarını gösterme günüdür.
Yok şu ayetin şu kelimesi sıfat mıdır, hal midir bu konuda Zemahşeri ne demiştir, Zeccac ne demiştir ve hangisi haklıdır
? Değildir.
Halil Gönenç hocam anlatmıştı, Kızıltepede bir ağanın evinde çevre hocaları bir tek cümlenin tahlili için üç gün yatılı olarak tartıştılar, çevreden kitaplar getirttiler. Bize söz düşmezdi o günlerde ve biz hep dinledik demişti.
Tartıştıkları ayet değil, hadis değil zor bir cümle o kadar.
Sayın Selçuk Bayraktar, elektrik ve elektronik üzerine tarihimizde neler yapılmış diye bir araştırmaya dalsaydı ortaya ne çıkardı?
Gülhanede Fuat Sezginin çalışmalarıyla teşhir edilen İstanbul İslam Bilim Ve Teknoloji Tarihi Müzesi ni veya Süleymaniyede kayıtlı teknik el yazması kitapları tahlile yönelseydi ömrü yetmezdi ve şimdi yaptıkları meydana çıkmazdı.
Biz, bu çağın insanıyız. Edille-i Şeriyye den olan Kuran ve Sünnet, bizim ana kaynağımızdır.
Diğer ikisi Kuran ve Sünneti anlama ve yaşamada yol göstericimizdir.
Biz bu çağda ve ileriki çağda İslama göre nasıl yaşanılması gerekeceği konularında insanlığın bu gün karşılaştığı konularda konuşalım, yazalım, tez çalışmaları yapalım ve en önemlisi de söylediklerimizi ilk önce hayatımızda biz yapalım.
Kuran-i Kerimde geçmişten örnekler vererek bizim de:
Ene evvelüül Müslimin/Müslümanların ilki benim (Enam süresia yet 163, Zümer süresia yet 12)
Ene Evvelül-Müminin/Müminlerin ilki benim (Araf süresi ayet 143, Şuara süresi ayet 51)
Ene evvelül abidin/yalnız Allaha kulluk yapanların ilki benim (Zuhruf süresi ayet 81) demeliyiz.
Amanın bir adam çıksaydı demeyin.
Su içerken, yemek yerken Amanın bir adam çıksaydı der misiniz.
Bizim iman ve amelimize olan ihtiyacımız, su ve yemeğe olan ihtiyacımızdan daha fazladır.
Su ve yemeğimiz bu dünyamız da kalır.
İman ve amelimiz bizi trilyon kere trilyon, kere trilyon
seneden daha fazla sonsuz yıllarda bize faydası olduğu gibi bu dünyada da hiçbir fanini kriterlerine kulluk yapmadan, yalnız bizi yaratan Allaha kulluk yapma özgürlüğünü verir ki, bizim için bu özgürlük hava gibidir.
Özgürlük bahar gibidir. Bizim istediğimiz ve hayal edemediğimiz çiçekleri açtırır.