NİCE AZ TOPLULUK, ÇOK TOPLULUĞA GALİP GELMİŞTİR
01/03/2022
Mahmut Toptaş
Akşamın karanlığında bin kişilik bir salonun karanlığını, avuç kadar küçük bir ampulün ışığı kovar ve karanlığı aydınlığa dönüştürür.
Evin ağır kokusunu, gülyağının bir damlası değil, daha azı, kötü kokuyu giderir.
Gözle görülemeyecek bir mikrop, sapasağlam adamı yatağa düşürür.
Küçücük bir kurşun, yiğidi kabre sokar.
Yüz kiloluk sütün içine dalan bir avuçluk yoğurt, birkaç saatte sütü sütlükten çıkarır yoğurt yapar.
Bakara süresinde Müslüman İsrail oğullarının komutanı, o dönemin en güçlü kabul edilen ve korkulan Calut, batı kaynaklarında Golyata karşı yapılan savaşta sayılarının azlığından şikayet edenler olduğu gibi Müslümanların bir kısmı da,
كَمْ مِنْ فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثِيرَةً بِإِذْنِ اللَّهِ وَاللَّهُ مَعَ الصَّابِرِينَ (249)
"Nice az topluluklar, Allah'ın izniyle çok topluluklara galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir" dediler. Dediklerini haber verir. (Bakara süresi ayet 2/249)
Ayetin önünde ve arkasında gelen ayetler, komutan Talutün askerlerini denemelerden geçirdikten, sabır ve emre itaat eğitimi verdikten ve de duasını yaptıktan sonra Allahın yardımı ile o korkulan çok topluluğa galip gelindiğini haber verir.
Sevgili peygamberimizi, hapsetme, sürgün etme, öldürme konusunu parlamnetolarında tartışan ve sonunda sevgili peygamberimizin hicretiyle sonuçlanan olaydan bir sene sonra Bedir mevkiinde karşı karşıya geldiklerinde Müslümanlar 313 kişiydiler, kafirler 950 civarında idiler.
Yani bir Müslümana üç kafir olmasına rağmen zafer Müslümanlarındı.
Malazgirt savaşında Bizans İmparatoru Romen Diyojen komutasında 200 bin asker, Alparslanın komutasında 20 bin veya elli bin gibi ayrı rakamlar olsa da yine galip gelen Alparslandır.
Hicretin 12 inci yılında miladi 634 de, Hazreti Ebubekir (Allah ondan arzı olsun) döneminde Bizans İmparatoru Herakliusun emriyle sayısı 80 bin, 200 bin veya 400 bin diye yazılan ordusunu Müslümanları silip süpürmek içi gönderir ve şimdiki Ürdün sınırları içinde kalan Yermükte karşılaşırlar.
Sahabeden Ebu Ubeyde bin Cerrahın komutası altında 25 bin mücahit var.
Sonuç Allahın yardımıyla zafer Müslümanlarındır.
Biz Müslümanız, yenilmeyiz demeyin.
Uhud harbini sevgili peygamberimiz yönetiyordu.
Askerlerden bir kısmının peygamberimizin sıkı tembihine rağmen okçular tepesini terk etmeleri sebebiyle harbi kaybettiklerini ayet haber verir.
Afganistanın asker sayısı, Rus orduları karşısında çok azdı.
Silah hiç yoktu.
İşgalci askerlerin elinden aldıkları silahlarla savaştılar ve Rus ordusuna galip geldikleri gibi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin dağılmasına sebep oldular.
Hemen arkasından Amerika işgale geldi ve o da arkasına bakamadan kaçmak zorunda kaldı.
Hiçbir televizyonda strateji uzmanları, ABD ile Afganlıların silahlarını karşılaştırmaya gitmediler bile.
Çünkü imanla süslenmiş sağlam bir yürekten başka hiçbir şey yoktu.
Ayetler, Hadisler ve cihat emirlerinin konuşmalarından anladığımız kadarıyla zafer için aranan şartlar:
1- İslamın tarif ettiği şekilde iman olacak. Bu imanın gerektirdiği amel-i salihi işleyerek, hedefe Rabbin rızasını ve cennetini koyacak, ona kavuşma arzusuyla yanıp tutuşacaksın.
2- Haklı olacaksın.
3- Haklılık yetmez, güçlü olacaksın.
4- O gücün, eğitimli olacak.
5- Dayanıklılık eğitiminden geçeceksin.
6- Yüreğine sabır zırhı giydireceksin, sebat edeceksin
7- Ecelin değişmeyeceğine imanın tam olacak ve ölümden korkmayacaksın.
8- Çağın savaş araç-gereçlerine sahip olacaksın.
Nedense bu en sonuncu şartı, günümüzde en öne alıyorlar ve Silah olmadan olmaz diyerek diğer altı şartı ihmal ediyorlar.
Çağdaş eğitimden geçerek maddeci, materyalist, paragöz, imansız, gayesiz, ahlaksız insan yetiştireceksin, sonra onu en son teknolojiyle yapılmış savaş uçağına pilot yapacaksın ve havaya yollayacaksın.
Parayı verenin gösterdiği noktaya silahını sıkar.
Şu anda Casuslukla suçlanan insanların durumunu düşünüverin yeter.