ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    “SİZ ÖLDÜRMESİNİ ÇOK İY


    Almanya’da taksi şoförlüğü yapan bir arkadaş anlatıyor: “Bir hanım efendi arabama bindi, biraz gittikten sonra bana baktı ve “Türk müsün?” dedi. “Evet” deyince “Kilisenin Katolik papazı Amerika’daki İkiz kuleleri örnek vererek sizin hepinizin terörist olduğunu söyledi. Siz, bunu niçin yaparsınız?” diye bir soru sordu. Ben de ona Üç bin mi çok yoksa beş milyon mu çok? Diye bir soru sordum. “Tabii beş milyon çok” dedi. Hıristiyan Hitler tam beş milyon insanı öldürdü. Siz buna terör demiyorsunuz. Amerikalılar, Japonya’da beş yüz bin Japonu iki atom bombasıyla öldürdü buna da terör demiyorsunuz. Şu anda Amerika Irak’ta bir buçuk milyon insan öldürdü siz buna da göz yumuyorsunuz. Şimdi söyle bakalım kim terörist?” dedim “taksiyi durdur” dedi. Parayı ödedi ve inerken “Ben o papaza sorarım” dedi.

    11 Eylül 2001 olayının hemen ardından İkiz Kulelerin harabelerinin yıkıntısının olduğu meydana gelen ünlü boksör, Muhammet Ali’ye Amerikalı bir provokatör gazeteci “Talibanla ayni dinden olmak nasıl bir duygu?” diye sorduğunda ringlerde “Kelebek gibi uçan, arı gibi sokan” Muhammet Ali’nin bedeni Parkinson hastalığı nedeniyle ağır hareket ediyor ama; aklı ayni cevvaliyeti gösteriyor ve “Adolf Hitler’le ayni dinden olmak nasıl bir duygu?” sorusuyla gazeteciyi susturuyor.

    Haydi, bunlar politik işler diyelim.

    Peki, İngiltere’de 1971–1998 yılları arasında 250 den fazla insan öldüren İngiliz Doktor Harold Shipman’a ne diyelim.

    Türkiye’de doğup büyüyen PKK bile fert başına bu kadar cinayete imza atamamıştır.

    Hem de o İngiliz doktor kendisini tedavi etsin diye teslim ettiği doktor tarafından öldürülmüşler.

    Bu da doktor canım, din adamı değil ya denemez.

    Buyurun din adamı da Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'ın 70 km doğusunda Sedlec kasabasında tarihi kilisenin iç dekoru için kırk bin insan kemiği kullanmış ve Kemikli kilise” diye ün yapmış.

    03.05.2002 tarihli gazetelerde İngiliz ordusunda görev alan bir Anzak, ın Çanakkale’deki bir şehidimizin başını kesip ailesine hediye olarak götürdüğü, onun torunlarının 87 yıl sonra Çanakkale’ye o kesik başı getirip Türk devletine verdiği haberi fotoğraflarıyla beraber vardı.

    İsrail hastanelerinde yatan Filistinli çocukların gözleri veya diğer organları bir İsrailliye lazım olduğunda nasıl çıkarılıp nakledildiği belgesellerle duyuruldu dünyaya.

    Daha bu hafta içinde Milliyet gazetesi muhabiri Sayın Murat Sabuncu’nun haberinde hasta doğmuş, küvezde soluk soluğa yaşam mücadelesi veren Filistinli bebeğin, İsrail hastanelerinde tedavi edilebilmesi için üç günlük çocuğun yakınları arasında Hamas’lı biri olmaması lazımmış.

    Buyurun, bu da öldürmenin bir başka şekli.

    Yırtıcı kartalların nesli tükenirken, barışın sembolü olan güvercinler yücelerde süzülmeye devam ediyorlar.

    Rabbimiz buyurur: “Zalimler felah/kurtuluş yolu bulamazlar” (Kurani Kerim Âl-i Imran süresi ayet 135)