ÇAĞDAŞ BATTALGAZİ (1)
17/12/2018/Pazartesi/Milligazete
Hülagunun Bağdatı işgal edip bir milyonun üzerinde
Müslüman öldürdüğü için insan kokusundan Bağdatta kalamadığı anlatılır tarih
kitaplarında.
Canını kurtarabilenler batıya doğru gitmişler ve
batının Müslüman olmasına sebep olmuşlar.
Orta Asyadaki kıtlıkların, Türkleri batıya
yönlendirdiği, İslâmla karşılaştıktan sonra İslâmı Viyana önlerine kadar
taşıdıkları gibi günümüzde iki bela birlikte üzerimize gelmektedir.
Biri, ipini koparmış deli dana gibi dünyanın her
tarafında hoplayıp duran, kazanlara sığmayacak kanlar döken Amerika belası.
Öbürü ekonomik krizler.
Sarı Saltık, bütün Balkanlarda İslâm çiçeğinin
tohumlarını atıp gitmiş. Arkasından gelenler onun attığı tohumları sulamışlar
ve Arnavut, Boşnak, Pomak meyveleri almışlar.
1990 Amerika-Irak savaşı sırasında Türkiyeye iltica
eden Kerküklü bir üsteğmen, iki sene Türkiyede kaldıktan sonra Batıya ilticası
kabul edilir.
Vardığı ülkeden altı ay sonra Türkiyedeki dostlarına
mektup yazar ve bulunduğu ülkenin çeşitli vilayetlerindeki Türk, Arap ve
Afrikalıları bir araya getirdiğini, altı tane mescit açtığını haber verir.
Çağımızın Battal gazilerinden biri, 1992 yılında
gittiği Komünist ülkelerden birinde bu güne kadar 844 köyde Kuran Kursu ve o
ülkenin kanunlarına uygun İmam Hatip okulları açar.
On bin kadar Mushafı ve Elif cüzünü o ülkeye götürür
ve 844 köyde parasız dağıtır.
844 köye Kuran hocası nasıl bulacak demeyin.
Bu bulduğu insanlara ücreti nasıl verecek diye hayal
kurmayın.
Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak diye bir
tabirimiz var.
O köyde Kuran okumasını unutturamadıkları bir iki
kişi kalmışsa onlara yüklü bir ücret vererek bu işi başarır.
Onlara vereceği ücreti de yine o ülkenin kaynaklarını
ticari sahada değerlendirerek sağlar ve hiçbir kişiden yardım istemeden bu işi
götürür.
Okul müdürlerinden ikisi İstanbula geldiklerinde bana
uğradılar ve bana benim dostumu anlatıyorlar O bir kahraman. O bir Battal
gazi. Yüreğine hiç korku girmemiş diyorlardı.
Arap dünyasında komünist oldukları için ülkelerinden
kaçan Arap komünistler, bu Komünist ülkeye sığınırlar.
Yirmi otuz yıldır devlet desteğiyle yaşayan bunlar,
Komünizmin yıkılışıyla yeni hükümet bu Araplara Kendi geçiminizi kendiniz
temin ediniz der.
Parasız ve çaresiz kalan bunlara bizim Battalgazimiz
gider ve Siz yirmi yıldır buralardasınız. Bunların dilini çok iyi bilirsiniz.
Şu İslami kitapları Arapçadan bunların diline çevirin ben size bol para
veririm der ve birkaç kitabın çevirisini yaptırırken bu sosyalist Araplara
İslâm dinini de öğretir.
Ondan sonra onlar da birer Mücahit kesilirler.
-Eeee hiç mi engel yok?
-Battalgazilik, engelleri aşmakla olur. Engelleri,
kaçma vesilesi yapanlardan hiçbir şey olmaz.
Çağdaş Battalgazimizi, bir pazartesi günü sınır dışı
etmişlerse o da ülkeye gelip on beş gün içinde mahkeme kararıyla soyadını değiştirip, yeniden bir pasaportla
işinin başına dönmesini bilmiştir.
Ben de mi yurt dışına gideyim diye hatırınızdan bir
şey geçirmeyin.
Bu isimsiz kahramanımız, yıllarca bu ülkedeki dernek
ve vakıfların içinde sessizce hizmetini yürütmüş, nice müftü, vaiz, imam,
müezzin, Prof, Doçent, yetişmesine yardımcı olmuş bir insan.
Hemen bu gün en yakınınızdaki her hangi bir dernek
veya vakıfla birlikte Kuran hizmetinin bir tarafından tutabilirsiniz.
Ümitsizlik kokan kelimeleri dilinize almayınız.
Hem kendinizi hem başkalarını korkutursunuz.
Zalimler yok olup gederler. Baki olan Allahın dini
kıyamete kadar devam edecektir.
Biz, ne kadar bu dine omuz verirsek kendi omuzumuzun
yanmasını engelleriz.
Onun yolunda yorulursak ayaklarımız yanmaktan kurtulur.
Saçımızın tellerinden ayaklarımızın tırnaklarına kadar
canımızla tenimizle, malımızla bu dine hizmet edersek kendimizi kurtarırız.