ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    ÇATIŞMALARDAN TANIŞMAYA GEÇİŞ


     

    ÇATIŞMALARDAN TANIŞMAYA GEÇİŞ

    İlk kanı akıtan Kabil’in yolundan gidenler elleri kanlı olduğundan hiç bir zaman hedeflerine varamayacaklardır.

    Kardeşine el kaldırmayan Habil ismi dünya genelin çok sayıda olmasına rağmen Kabil yolunda yürüyenler bile onun adını çocuklarına koymamaktadırlar.

    Saltanatını sallayacağı korkusuyla İsrail oğullarının erkek çocuklarını doğduğu gün öldüren Firavun gibi, insan neslinin köküne genlerini değiştirilmiş hormonlu yiyecekler yerleştiren, “Allah’ın dediği değil, benim dediğim olur” diyen Firavun gibi ilahlığa soyunan ve dediğini tutmayanları toplu katliamlarla yok etmeye çalışanların tarihte yerlerinde yeller estiği gibi bu çağdaş tanrıların da yok olma dönemini yine kendileri hızlandırmaktalar.

    İki yüz yıllık tarihinde Amerika, Cengiz hanın 25 yılda ulaştığı topraklara ulaşamadı.

    Öldürmede Cengiz hanı geçse de işgalde ona ulaşamadı.

    Cengiz hanın sonunun ne olduğunu Barak Hüseyin Obama, tarihçilerine sorarsa,  iki nesil sonra Cengiz hanın torunlarının hepsinin baba ve dedelerinin öldürdüğü Müslümanların dinine girdiklerini ve Hindistan’dan Çine kadar İslam’ın yayılmasına hizmet ettiklerini ona söyleyeceklerdir.

    Kur’anın haber verdiği Ashabı Uhdut (Bak Büruc süresi) gibi iman edenleri cayır cayır yakanların genlerini değil inkarlarını taşıyanlar bilsinler ki dünyaya Adaleti, Hakkaniyeti ve İstikameti  yakılan o imanlı insanlar ve çocukları yaymışlardır.

    Her insan, doğuştan Adalete, Hakkaniyete ve İstikamete yatkın yaratılır.

    Her ne kadar onların kafir eğitiminden geçirilerek iyiliğin üzeri kapatılsa da onları görünce hemen iç duyguları harekete geçer ve aslına döner.

    Çağımızdan örnekleri daha önce yazmıştım.

    Guantanamo’da Dünyanın çeşitli ülkelerinden Müslümanlara işkence eden Amerika, işkence etmek üzere görevlendirdiği Terry Holdbrooks’un işkence ettiği Müslümanların duruşları karşısında kendine gelip Müslüman olduğunu gördü.

    Terry, İngiltere’ye konferans vermek için gittiğinde havaalanından Amerikan vatandaşı yeni Müslümanın geri çevrildiğini gazeteler yazdı.

    11 Eylül 2001 olaylarının ardından dünya yanlış bilgilerle kirlendirildiğinde Taliban ve el-Kaide elemanlarının nasıl yetiştirildiklerini görmek, yılan eti yiyerek, akrep sütü içrek mi beslendiklerini yerinde görmek ve fotoğraflamak için İngiliz gazeteci Yvonne Ritley, Afganistana gider ve Taliban tarafından esir alınır.

    Bir ay ellerinde kaldıkları sırada batı haber ajanslarının bin bir yalan yayını ortalığı kokutmuştu.

    Bir ay sonra serbest kalınca İngiltere’ye döndü ve Kelime- Şehadet getirerek Müslüman olduğunu basına açıkladı.

    Yvonne, şu anda dünyanın bir çok ülkesinde İslam’ı tanıtma konuşmalarına devam etmekte.

    Bu çatışmalar aynı zamanda tanışmaları meydana getirir.

    Şu anda bir çok il ve ilçemizde İslami hizmetlerde en önde olanların bir çoğunun bir zamanlar aynı şehirde komünistlik yapanlar olduğunu da hatırlayalım

    Yıllar önceydi, hem Ankara Siyasalı bitiren, hem İslam Enstitüsünü bitiren bir dostum, İngiltere’de doktorasını yapıp gelmişti.

    Doktora konusu, İngilizler hangi sebeplerden Müslüman olur?

    Aklımda kalan iki sebep:

    1-                                                                                                                                                                              İşçilerin çoğunluğu Hind ve Pakistan kökenli ve Müslüman. İşçi sendikaları bunları kendilerine çekebilmek için İslami eserleri okumaya başlamışlar. Başta Kur’an ve Hadis tercemelerini, sonra Mevdudi ve Seyyid Kutub’un eserlerini okumuşlar.

    İşçileri kandırmak için okumuşlar ama kendileri Müslüman olarak kendilerini inkarın esaretinden kurtarmışlar.

    2-                                                                                                                                                                              Müslüman işçiyi çalıştıran İngiliz işveren, bakmış ki işçisi ve işçisinin ailesi işverenden daha mutlu ve aile bağları daha sağlam.

    İşverenin çocuğu, İngiliz eğitimiyle bozuluyor, ama işçisinin çocuğundaki bozulma daha az. Bunun üzerine hem mutlu olmak hem çocuklarını korumak için Müslüman oluyor.

    Avrupa’da yüz binlerce Avrupalının Müslüman olmasına sebep olanlar, onların ülkesine çalışmak için varan Müslümanlardır.

    Türklerin Orta Asya’da Şaman dinine göre yaşarlarken kıtlıkların artmasıyla batıya göçler yapması sonunda tanıştıkları Müslümanların dinine girdikten sonra Viyana’ya kadar İslam’ı götürmelerini hatırımızda tutalım.

    “Görelim Mevla neyler

    Neylerse güzel eyler” diyelim.

    O hep güzel eyler ama biz, bize düşen görevimizi hakkıyla yerine getirelim ve hep haklının yanında duralım.

    Türk, Kürt, Arap....hiç bir Müslümanın kılına zarar vermediğimiz gibi gücümüz oranında zarar verenleri de engelleyelim.