ÇETELİKTEN EVLİYALIĞA G
İnsanlık tarihinde alimlerden zalim, zalimlerden alim olan çok insan vardır.
Bir zamanlar yol kesen, baş koparan, çapulculuk yapan insanlardan, dönüş yapıp yol yapan, baş okşayan, kazandığını dağıtan, insanların hizmetinde olmak için ayaklarının bastığı yere hizmet halısını serenler olmuş.
Saraylarda kuş tüyü yataklarda doğan, kuş sütüyle beslenen, halkına fildişi kulelerden bakan sultanlardan, şahlardan, padişahlardan bir kısmı, halkın arasında olmanın, Hakka hizmet etmenin zevkini tatmış ve halkın gönlünde yer edinmeyi, saraydaki saltanata tercih etmiş ve Hakkın rızasını kazanmış insanlar vardır.
Evliyanın şahı Fudayl ibni Iyaz (d.107=725/ö. 187=803) Horasan civarında eşkıya başı olarak vakit geçirirken, adamları bir kervanı soyarlar. Kervandaki bir genç, kaçmayı başarır. İlerde bir çadıra girer. Çadırda bir dervişin ibadetle meşgul olduğunu görür. Paralarını dervişe emanet eder ve kafilenin yanına gelir. Eşkıya bu genci de araştırır bir şey bulamaz. Soyduklarını alıp giderler. Delikanlı çadıra gelir ve parasını almak için içeri girdiğinde eşkıyanın hepsini çadırda toplu halde dervişin huzurunda baş eğmiş paylarını almak için beklerken görür.
Derviş, gencin parasını iade eder. Eşkıyadan olanlar itiraz edince Bu para emanettir. Emanete hıyanet edemem. Der.
Eşkıya yemek yerken dervişin yemek yemediği görülünce sebebini sorar, oruç olduğunu öğrenir. Ramazan ayı olmadığını söyleyince nafile oruç tuttuğunu söyler. Namaz vakti olmadığı halde kıldığı namazı sorar, nafile namaz olduğu söylenir.
Peki, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu denildiğinde, eşkıya başı Kurandan şu ayeti okur:
Diğerleri günahlarını itiraf ettiler. İyi amelle kötüsünü birbirine karıştırdılar. Belki Allah onların tevbesini kabul eder. Şüphesiz Allah mağfiret ve rahmet edicidir. (Tevbe süresi 102)
Zaten yüzde yüz kötü insan yoktur. İyiyle kötüyü karıştıran, kötülüğü iyiliğinden fazla olan veya iyiliği kötülüğünden fazla olan insan vardır. Ama her şeyin bir kıvama gelmesi, pişmanlık sınırının sonuna varması, küpünün dolması vardır.
İşte eşkıya başı olan Fudayl ibni Iyaz yine bir baskın sırasında bir çadırdan gelen Kuran sesiyle irkilir:
İman edenlerin Allahı zikretmesi ve Haktan ineni (okuması) için gönüllerinin (aşkla) ürperme zamanı daha gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların (kitap verilen Yahudi ve Hıristiyanların) üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri kaskatı oldu. Onlardan bir çoğu fasıkdır. (Hadid suresi: 16)
Türk askerinin başına çuval geçiren Amerikan askerlerini teker teker bulup öldürme planı hazırladığı iddia edilen, Hırant Dink, Uğur Mumcu, Trapzondaki papaz, Malatyadaki Hıristiyanları öldürdüğü iddia edilen, NATO ve Amerikan tesislerine sabotaj düzenlemeyi düşündükleri söylenen Ergenekon çetesi ile eğitim yoluyla bu milletin çocuklarının imana giden yolunu kesen siyaset yolunun eşkıyası, hazineyi hortumlayan yerüstü ve yer altı dünyasının karanlık babaları, babalara ve banka hortumlayanlara kanuni yollar gösteren ilim yolunun eşkıyası, beş kuruşluk dünyası için yabancılara casusluk yapanlar, birkaç milyarlık çek senet için insan canına kıyan mafya babaları ve babanın çocukları, hacı görünümünde olan ve fakat koltuğunun altında haç taşıyarak çıkarlarını koruyanlar, hatırımıza gelmeyen birçok suçları işleyenler, biliniz ki Rabbimiz Rahman ve Rahimdir.
Türk şairinin biri:
Ger günâhım kûh-ü Kâf olsa ne ğamdır ya Celil,
Rahmetin bahrine nisbet innehü şey-ün kalil.
Yani: Eğer günahım Kâf dağı kadar büyük olsa da gam yemem. Çünkü günahımız, Rabbimizin rahmet denizine oranla çok küçücük bir şeydir. Diyor.
Şair bu geniş af inancına şu hadisi kudsiden cesaret alarak varıyor:
Ey Adem oğlu, sen Bana yalvarıp Benden ümit ettikçe senden sadır olan ne olursa olsun afv ederim. (çokluğuna)aldırmam. Ey adem oğlu, günahların gökyüzüne ulaşsa, sonra da benden afv dilesen seni afv ederim. Ey adem oğlu, eğer bana yeryüzü dolusu günah getirsen, sonra da bana ortak koşmadan bana gelsen(ölsen), ben de sana yeryüzü dolusu afv ile gelirim. (Tirmizi, Daavat, bab 106)
O sevgili peygamberimizin de dayanağı şu ayettir:
Allah, kendisine ortak koşulmasını asla afvetmez. Şirkin dışındakileri dilediği için afveder. Kim, Allaha ortak koşarsa (Allah yolundan) çok uzak bir sapıklığa sapar. (Nisa 116)
Hepimiz bir şekilde eşkıyalık yapıyoruz. Gelin hep beraber millet olarak Rabbimize dönelim. Bir daha suç işlememeye azmü cezmü kast edelim.
Hapishanedeki suçlananlarla dışarıda suç işlemeye devam edenler, toprağın üstü olduğu gibi altı da var.
Ona göre yerin göğün sahibi Allahın kitabını her yerde okuyun, okutun, okunmasını engelleyen bütün engelleri kaldırın da iki dünyanız güzel olsun.
Ne oldum delisi olmamalı, ne olacağım demeli.
|
|
|