ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    ÇOCUĞUNUZ ÇOK OLSUN


     ÇOCUĞUNUZ ÇOK OLSUN

    Çok sevdiğim arkadaşımın ağabeyi anlatıyor: “12 inci çocuğumuz oldu, hanım: “Yeter gayri, çok çocuk kadını yıpratıyormuş, televizyonda öyle diyorlar” dedi.

    Ben de kendisine: “Bak hanım, sen başkalarının lafına bakma. Bizim apartmanda bir çocuklu filan hanım, iki çocuklu filan hanım doktor ve hastahaneden beri geldikleri yok. Sen ise bu güne kadar on iki defa doktora ve hastahaneye gittin o da doğum için. Sen elin lafına ne bakan, kendine bak ona göre karar ver” dedim, O da “Devam” dedi.

    On çocukla dul kalan fakir kadının çocuklarının bir çoğunun lüks arabalara bindiğini, iki çocuk yapan kızlarından daha genç ve dinç göründüğünü ben biliyorum, bir de yıllar önce hakkında yayın yapan Saklambaç gazetesi bilir.

    Fakirlik ve terör nedeniyle İstanbul’a göç eden ailelerden çok çocuklu olanlar, az çocuklu olanlara göre daha şanslılar.

    On çocukla İstanbul’a gelen ailenin her ferdi asgari ücretten işe giriyor ve eve yedi bin lira para giriyor.

    İki çocuklu ailenin ev kirasına da yardım ediyorlar.

    “Eğitimlerine dikkat edemezler” diye, batıda elli yıl önce söylenmiş lafları tekrarlayanlar, çok çocuklu fakir ailelerin çocuklarının yönettiği ülkede yaşadıklarını unutuyorlar.

     Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Bakanları, sanatçıları, Sabancı ailesi gibi fakir ve çok çocuklu işadamlarını unutarak konuşuyorlar.

    Beyinlerine elli yıl önce boşaltılan düşünce kalıplarıyla konuşuyorlar.

    Eskiden bir metrekarede bir domates kökü beş kilo domates verirken çok çocuklu ailelerin çocuklarından biri, o bir metrekarede on kökten elli kilo domates üretmeyi sağladı.

    İnsanlar odunla ısınırken bir gün ağaçların tükeneceğini, kürdanlık ağaç kalmayacağını söyleyen uğursuzluk tellalının biri kömürün bulunacağını bilmiyordu.

    Kömürün tükeneceği hesapları yapılırken ve milleti telaşa verirlerken petrolün keşfedileceğini kimse hesap etmiyordu.

    Petro hesabı yapılırken gaz bulundu, gazın hesabı yapılırken bitip tükenmeyecek güneş enerjisi devreye sokuldu.

    Çinli bilginlerden biri bundan iki bin yıl önce “Bir babanın yirmi beş dönüm tarlası olsa, adam ölünce beş çocuğuna taksim edilir ve beşer dönüm alırlar.

    Onların da beşer çocuğu olsa yirmi beş çocuğa birer dönüm düşer.

    İşte dünya da böyledir” demiş ve doğum kontrolünü teklif etmiş.

    Çağımızın gericileri de aynı teklifle geliyorlar.

    Çocuk sayısınca ekmek üretmek yerine, ekmek sayısınca çocuk üretmeyi teklif ediyorlar.

    Edison’un babası, bunların aklına uysaydı yedinci çocuğunu yapmasaydı hala karanlıkta kalabilirdik.

    Ekonomi profesörlerinden biri, televizyonda canlı yayında şu anda Türkiye’nin imkanları iyi kullanıldığı takdirde yüz elli milyon insana yeterli olduğunu, çok çocuk yapılması gerektiğini söylediğinde vatandaşlarımızdan biri telefonda “Sayın profesörümüzün kaç çocuğu var?” diye sormuş iki çocuğu olduğu cevabını almıştı.

    Meraklısı için söyleyeyim: “Benim altı çocuğum oldu.”

    Dört kız, üç erkek evladı olan sevgili peygamberimiz buyurmuş: “Evleniniz, çoğalınız. Ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere övünürüm” buyurmuş. (Ahmed, Müsned, 3/173, İbni Mace, Sünen, K. Nikah, bab 8, hadis no1863)