ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SIRRI


    ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SIRRI
    01/05/2018
    Sonsuzluk hayalı hepimizde vardır.
    Uzun ömürlü olmak, sağlık içinde dertsiz, gamsız, tasasız yaşamak herkesin hayalidir.
    Ab-ı Hayat/Ölümsüzlük suyunu İskender gibi nice krallar aramış ama bulamamışlar.
    Ölümsüzlük arzusu kralların da kölelerin de hayali olmuş.
    Böyle bir arzu mayamızda olduğundan ayıp da değildir, günahta değildir.
    Bu arzuyu biz, gerçek ölümsüzlüğü bulmada kullanabiliriz.
    Hazreti Adem ile hazreti Havva, ecnnette yaşarken şeytan onlara ölümsüzlük ağacını göstermiş ve onlar da ona kanmışlar.
    Rabbimiz bu olayı şöyle haber verir:
    فَدَلَّاهُمَا بِغُرُورٍ فَلَمَّا ذَاقَا الشَّجَرَةَ بَدَتْ لَهُمَا سَوْآَتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ وَنَادَاهُمَا رَبُّهُمَا أَلَمْ أَنْهَكُمَا عَنْ تِلْكُمَا الشَّجَرَةِ وَأَقُلْ لَكُمَا إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمَا عَدُوٌّ مُبِينٌ
    “Böylece onları aldanmaya doğru sarkıttı. Ağacı tattıklarında, onlara avret yerleri açılıverdi. Cennet yapraklarından üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara "Ben sizi ağaçtan yasaklamamış mıydım ve şeytan sizin için apaçık bir düşmandır dememiş miydim?" dedi.” (A’raf süresi ayet 7/22, Ta-Ha süresi ayet 20/120)
    Hatta bizim bu arzumuzun şiddetini anlatmak için bir fıkra bile uydurulmuş; bir uçurumdan aşağıdaki nehri seyreden adamın ayağı kayar ve uçurumdan aşağı düşerken kayada biten ardıç ağacının dalına tutunur. Yukarıya çıkmak mümkin değil. Ağacın üstüne çıkmak için de kendini toplayamaz. Parmakları çözülürken “Kimse yok muuuuu” bağırıyormuş. Derken Azrail yetişmiş ve ellerini bırak, seni kollarıma alarak cennete götüreceğim” demiş.
    Adam, “Başka kimse yok muuuu” diye bağırıyormuş.
    Bu uydurulmuş bir fıkra ama bizim uydurulmuş gerçeğimiz de budur.
    Hepimiz, dünyaya ölmeyecekmiş gibi sarılırken yarın ölecekmiş gibi davranmayı terk ediyoruz.
    Halbuki Rabbimiz:
    وَابْتَغِ فِيمَا آَتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآَخِرَةَ وَلَا تَنْسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَأَحْسِنْ كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْأَرْضِ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ
    "Allah’ın sana verdiği şeylerde âhiret yurdunu iste. Dünyadan nasibini de unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi sende ihsan et, yeryüzünde bozgunculuk isteme. Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez." Buyuru. (Kasas süresii ayet 28/77)
    Bu ayeti Sahabe ve Tabiin nasıl anlamış diye Taberi tefsirine baktığımızda “Ahirete hazırlanırken bu dünyanın helal nimetlerini de ahireti kazanmak için kullan. Bu da senin nasibin. Dünyada kazandığın en güzel ve en değerli nasibin, sana ahireti kazandıran şeydir.
    Dünyada yaşamak için Rabbimizin:
    يَا بَنِي آَدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُوا إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ (31)
    31- Ey Ademoğulları, her mescide varışınızda güzel elbiselerinizi alınız. Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz. Çünkü O, israf edenleri sevmez.” (A’raf süresi ayet 7/31) emrini yerine getiriyoruz.
    Yiyip içiyoruz. Hatta çok israflı sofraların sonunda yaptığımız yemek duasında bu ayeti de okuyarak dua ediyoruz ama bizim yaratılış gayemizi anlatan ayeti hiç hatırlamıyoruz.
    Rabbimiz haber veriyor:
    وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُون
    “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etmeleri için yarattım.
    مَا أُرِيدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَنْ يُطْعِمُونِ
    Ben onlardan rızk istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.
    إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ
    Çünkü Allah rızk verenin ta ken¬disidir. Çok çetin kuvvet sahibidir.” (Zariyat süresi ayet 51/56)
    Allah’a kulluk yapmak için yaratılmış insan, adam gibi yaşamak yerine Gelincik/Malbekçisi gibi yaşamayı seçiyor.
    Malbekçisi denilen Gelincik hayvanı kümes hayvanlarının düşmanıdır.
    Girdiği kümesteki bütün hayvanları öldürmeden karnını doyurmaz.
    On yıllık ömründe binlerce canlının canına kıyar.
    İşte Malbekçiliğine özenenler de doğmayan torununun da toprağını, havasını kirleterek, kana bulayarak yetmiş yıllık ömründe yetmiş milyon insana zulmediyor, katlediyor. Ve buna da “dünyadan nasibini unutmama” diyor.
    Biz, ayete uyarak bu çağımızda Allah’a kulluk görevimizi yerine getirebilmek için dünyalığımızı da helal yollardan kazanacağız.
    Allah’ın ihsanı gibi biz de insanlardan yardıma muhtaç olanlara güzel bir şekilde dağıtacağız.
    Muhtacına muhtaç olmamak için Allah’tan başkasının rahmet kapısından başka kapıya gitmeyeceğiz.
    Ve bunların hepsini, sonsuz dünyamızın güzelleşmesini sağlamak için yapacağız.