ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    İKİYÜZLÜLER İKİ DİLLİ O


    Siyasiler dilimize “Kastı aşan kelime ve ya cümle” sözünü ilave ettiler.

    Siyasiler her yanlış sözlerinde “Beni yanlış anladınız” diyerek kurtulmaya çalıştılar.

    Siyasiler “Siz, niçin böyle anladınız? Bu cümleden bu mana çıkmaz ki” diyerek alemi anlamaz yerine koydular.

    Siyasiler göz önünde oldukları için onların sözleri daha fazla dikkat çekti.

    Halbuki her sorumlu mevkideki insan buna benzer şeyler yapıyor ve söylüyor.

    “Üslûb-i beyan aynıyla insandır” demişler.

    Yani kişinin dili kimliğidir.

    İkiyüzlü insanlar, lügat kitaplarındaki ikiyüzlü kelimeleri seçerek kullanırlar ve yeri geldikçe her iki manasını da işletirler.

    Geçenlerde Türkiye’ye gelen Barak Obama, Mecl,ste yaptığı konuşmada “Amerika’da her evde bir Müslüman vardır ve ben onlardan biriyim” diyerek “Adam Müslüman’mış” kanaati uyandırarak hem Türkleri memnun etti hem de Müslüman bir babadan geldiğini kastediyor kendi ailesinde Müslüman babası var ama kendisi Hıristiyan kanaati uyandırarak Amerikalıları memnun ediyor.

    Kur’an, bizim hem edebimizi hem edebiyatımızı öğretir. Altı milyar insanın parmak çizgileri, yüz hatları, ses telleri, karakterleri ayrı olduğu gibi konuşma esnasındaki üslupları, edaları da ayrıdır.

    Adli tıpta kişinin yazısı ve imzasından sahibini belirlemek mümkin olduğu gibi konuşma üslubundan da kişinin kimliğini belirlemek mümkindir.

    Rabbimiz Bakara süresinin 104’üncü ayetinde “Ey iman edenler, “Râına” demeyin “Ünzurna” deyin ve dinleyin. Kâfirler için acıklı bir azap vardır.”buyurmuş.

    Bu, Raına ile Ünzurna kelimelerinin her ikside “Bizi gözet” yani bizim bilgimizi, kültürümüzü, alım gücümüzü gözeterek konuş ya Rasülellah demektir. Ancak “Raına” kelimesi: salaklaşma, ahmaklaştın, sen bizim koyun çobanımızsın gibi manalara da gelen bir kelimedir.

    Ayrıca Yahudi dilinde kötü bir anlamı da varmış. Onun için Rabbimiz, “Raına” yerine başka manalara çekilemeyecek “Ünzurna” kelimesini kullanmamızı isterken konuşma üslubumuza da yol göstermektedir.

    Eşinizle, çocuklarınızla, baba ve annenizle, dostlarınızla konuşurken hiçbir zaman onları aldatma kastıyla iki manaya gelen kelimelerin bir manasıyla övdüğünüzü, öbür manasıyla yerdiğinizi zannederek kendinizi kandırmayın.

    Şair Nef’i:

    “Meclis-i erbâb-ı dil bir lâhza sensiz olmasın.

    Hurmetin inkar eden âlemde hurmet bulmasın” demiş.

    Yani : “Ey şarap, gönül ehli bir anlığına sensiz kalmasın. Sana saygı göstermeyen alemde saygı bulmasın” anlamına gelen bu şiirin manası Hakim huzurunda sorulduğunda “Senin haram olduğunu inkâr eden alemde saygı bulmasın” anlamına geldiğini söyler.

    Bu şiirdeki “Hurmet” kelimesi saygı manasına geldiği gibi haram manasına da gelir.

    Mevlâna: “Ya olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol” demiş.

    Dışımız, içimizi gösterdiği gibi sözümüz de özümüzü göstersin.

    Dostumuzu da düşmanımızı da kandırmayalım. Lastikli kelimelerden uzak duralım.

    Billûr gibi parlak, saf ve temiz kelimeler seçelim.

    Harp halinde de, sulh halinde de bu üslubumuzu koruyalım.