ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    İMAM CEMAATE UYMAZ, CEMAAT İMAMA UYAR


    İMAM CEMAATE UYMAZ, CEMAAT İMAMA UYAR

    25/07/2018

    On yıl imamlık yaptığı küçücük köyde Cuma namazı kılacak üç cemaat edinmeyen, ama minibüsüyle köyün şehre ulaşımını sağlayarak bütçesine katkı sağlayan imam emekli olduktan sonra gelen acar bir imamın iki ay içinde camiyi doldurduğu gibi etraf köylerden ve şehirden de Cuma vaazı dinlemeye gelen imamdan bahsetmiştim.

    Konya Ereğli’de Murakıp iken Konya İslam Enstitüsünde okumak için Konya’ya imam olarak naklimi yaptım.

    Çevredeki evler bahçeli olduğundan otuz kadar bahçeli evin ortasındaki camide sabah ve yatsı namazlarında biri hariç hepsi camide namaz kılıyorlar.

    Bu durumu merak ettim ve “Sizi bu cemaate devama kim teşvik etti” dedim.

    Benden önce İslam Enstitüsünde okuyan ve adı Abdürrahman olan bir öğrenci imam sağlamış.

    Merak ettim ve o imamı tanıdıklar aracılığıyla buldum ve görüştük.

    Cemaat, onun kahramanlıklarını anlattılar.

    Cemaate o güne kadar görmedikleri saygıyı gösteriyormuş.

    Sabah Ezanını okuduktan sonra belki uyanamazlar diye kapı zillerini çalarmış.

    Katlı evlerde yaşamadıklarından her bahçeye gitmesi uzun bir yol aldığından biraz uzun sürermiş.

    Zile uyanan herkes abdestini alıp camiye geliyor ve o güne kadar kendilerine gösterilmeyen saygıyı sabah kahvaltısı gibi gönüllerine yerleştiriyorlar.

    Ama içlerinden biri, her gün zil çalınca kapıya çıkar ve camiye gelmeyeceğini, bir daha zile basmaması gerektiğini söylermiş.

    O ikinci gün yine zile basarmış.

    Bir gün zile basınca hemen kapıyı açar ve “Bir daha basarsan seni vururum, meskene tecavüzden ceza da almam” demiş.

    Hoca da ona “Okulda bize şehitliği anlattılar. Pek hoşuma gitti. Galiba bana nasip olacak” demiş ve öteki evlerin zillerine basmaya gitmiş.

    Tabanca çeken adam da katılmış cemaate.

    Bir tanesi daha var ki zile basınca hemen kapıyı açar, gelemeyeceğini söyler ve kapıyı kaparmış.

    Hoca da bir gün “Kim sabah namazına gelmezse kahvaltıyı onun evinde yapacağız” demiş.

    Zile basınca kapıyı açan, hocaya saygılarını bildirdikten sonra “Namazımı kılacağım, kahvaltıyı hazırlayacağım ama cemaate gelmeyeceğim” der ve kapıyı kapar.

    Bir hafta boyu kahvaltı onun evinde yapıldığı halde sabah namazına gelmemekte diretince hoca bırakıverir.

    Ben gelince, o hocanın kahramanlığını duyunca, saygı ve sevgi dolu iltifatlara alışık olan cemaate ben de daha saygılı ve sevgili davranmaya çalışırken o sabah namazında cemaate gelmeyene sevgi ve saygı dozunu azaltıyorum, bazen görmezden geliyorum.

    Görmezden gelmem, onu rahatsız etti. Ve benim gönlümü alabilmek için sabah namazına o da katılıverdi.

    İmamlar, siz benim bu anlattığım metodu uygulamayınız.

    Her bölgenin insanı ve karakterleri farklıdır.

    Farkı o kişilerle karşılaşınca fark edersiniz ve o anda Rabbim size nasıl davranacağınızı lütfeder.

    Vaizken, şehrin Kaymakamının öğle namazlarını şehrin merkez camiinde kılmasını söylemeye karar verdikten sonra makama gittim ve onu ilk defa görünce, orada Rabbim ne güzel şeyleri hatırıma getiriverdi.

    Hayallerinizi kendinize ufuk açıcı olarak kullanın, ufuk kapatan hayallerden vazgeçin.

    “Olmaz, yapmaz, etmez, vermez” gibi yol kesen cümlelerden uzak durun.

    Haydi bir gayret.