İMANIN TADINA VARMAK
21/03/2019/Prşmb/Milligazete
Ananın bağrında cennet kokulu sütünü emerken
duyduğumuz tatlı ninniler,
Yaz sıcağının orucundan sonra iftar vaktinde,
şeker pınarının suyunu, buz gibi, billur bardaktan içmek,
Kutuplarda üşüdükten sonra sıcak bir sobanın
dibinde bulunmak,
Tatlı dilli, güler yüzlü, bal gibi sözlü eşiyle
beraber olmak tatlıdır.
Yemekler ağızda, çiçekler burunda, nağmeler
kulakta, güzellikler gözde, uyku badende tatlıdır.
Tatlı dile güler yüze doyulur mu? deriz ve
hemen bütün bu tatlı şeyleri yaratanı hatırlar, Onu bütün yaratılmışlardan
daha çok sever ve Ona imanın tadına
varırız.
Onu bize tanıtan kitap olan Kuran-i Kerimi bize
getiren, o kitabın nasıl yaşanacağını bize gösteren Allah rasülünü sevmenin
tadına varırız.
Sevgili peygamberimiz buyurmuş:
عَنْ أَنَسٍ ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه
وسلم قَالَ : ثَلاَثٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ وَجَدَ حَلاَوَةَ الإِيمَانِ أَنْ يَكُونَ
اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِمَّا سِوَاهُمَا ، وَأَنْ يُحِبَّ
الْمَرْءَ لاَ يُحِبُّهُ إِلاَّ لِلَّهِ ، وَأَنْ يَكْرَهَ أَنْ يَعُودَ فِي
الْكُفْرِ كَمَا يَكْرَهُ أَنْ يُقْذَفَ فِي النَّارِ
Şu üç
şey bir kişide bulunursa imanın tadını varmış olur:
Allah ve Rasülü, kişiye bu ikisinden başkalarından
daha sevgili olmak,
Sevdiği bir kişiyi Allah için sevmek,
Ateşe girmekten hoşlanmadığı gibi kafirliğe
geri dönmekten hoşlanmamak (Buhari, İman, bab 9, Halavetül-İman)
Annemize ve babamıza olan sevgimizi onlara
Öff bile demeden gönüllerini almak için çalışmayla gösterdiğimiz gibi, Allaha
olan sevgimizi de:
Onun
emirlerini yerine getirerek,
Yasaklarından kaçınarak,
Kazasına rıza, belasına sabrederek,
Nimetine şükür sonunda haşyetin bütün vücudu
sarması ve uykunun bedene yayılırken meydana gelen tat gibi bir lezzetin
meydana gelmesidir.
Bu sağlanırsa yalanla tatlanan dil, doğrudan lezzet almaya başlar.
Gıybetten ağzı tatlananlara gıybet zehir gibi,
kardeşinin etini çiğnemek gibi gelmeye başlar.
Hıristiyanların Hz. İsayı öne çıkardığı gibi,
peygamber sevgisini Allah sevgisinin önüne
geçirmediği gibi yer yüzünde hiçbir insanı veya hiçbir şeyi Allahın
önüne geçirmez.
Allahı çok sevdiğinden Allah dostu olan
müminleri sever ve dostun acı sözü, düşmanın tatlı sözünden tatlı gelmeye
başlar.
İnkarın imana dönüşmesi, zakkumdan bal
yapmaktan zor olduğunu bilir ama, sevdiği Allahı seven bir adam daha bulduğu
için o zorluğu göze alır.
Bal yemek için arının iğnesini göze almak gibi
bir şey bu Allah yolunda yorulmak.
Sevdiğiniz kişiyi Allah için sevmek imanın
tadını almaktır. Allahı ve rasülünü seveni Allah için sevmek de imanın tadına
varmaktır.
Sizi makamınız, servetiniz, imkanlarınız için
sevenle birlikte olduğunuz vakit aldığınız tat ile sizi Allah için sevenle
bulunduğunuz zamanlardaki aldığınız tadı bir kıyaslayın.
Para, şan, şöhret, makam, mevki için sizi seven
kişiye, o makam, mevki veya parayı bir başkası verecek olursa hemen sizi terk
eder ve hem de karşınıza dikilir.
Kafirliğe dönmeyi ve de kafirliği ateşe
düşmekten daha kötü görerek gavurluktan iğrenmek de imanın tadına varmaktır.
Bu tadı alamayanlar, Hz. İsaya tapanlarla,
ateşe tapanlarla, güneşe tapanlarla, ineğe tapanları kendileri gibi görmeye ve
de bundan tad almaya başladıkları andan itibaren imanının tadını kaybettiğinin
ilanı demektir.
Hocam bu dediklerini ben kendimde bulamıyorum
der gibisiniz.
Doğrudur. Bunun için Allaha olan sevgimizi de
Onun emirlerini yerine getirerek, yasaklarından kaçınarak, kazasına rıza,
belasına sabır, nimetine şükür sonunda haşyetin bütün vücudu sarması ve uykunun
bedene yayılırken meydana gelen tad gibi bir lezzetin meydana gelmesidir demiştik.
Zıddından bir örnek verirsek, yeryüzünde ilk
içişte sigarayı zevkle içen tek adam yokmuş.
Birilerine özenerek ilk içen kişinin boğazı ve
ciğerleri yanarmış. Ama adam ısrar edince, nikotin kana geçince, tiryakilik
başlayınca, onu içmekten zevk almaya başlarmış.
Yalandan tad alan dil, doğrudan zevk almaya
başlayınca yalana dönemediği gibi, Allahın emir ve yasakları ilk başlangıçta
zor gelse bile ısrarla devam sonunda öyle bir zevk, öyle bir lezzet, öyle bir
tad almaya başlar ki, eğer o tadı ilk yapışta herkes alabilmiş olsaydı çete
elebaşısı gibi devlet yöneten ve diğer ülkeleri soyan, öldüren, yakıp yıkan
bütün küfrün önderleri, bu İmanı, Kuranı, İslamı, bize bırakmazlardı.
İmanımızın tadını almaya çalışalım ve biri birinden
ayrılmaz olan bu üç şartı hakkıyla yerine getirelim.