ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    İNSAN VARSA İMKAN VAR DEMEKTİR


    İNSAN VARSA İMKAN VAR DEMEKTİR

    15/04/2022

    Mahmut Toptaş

    Asya, Afrika, Avrupa, üç kıtanın ortasındayız.

    Üç tarafımız, denizlerle çevrili.

    İngiltere’nin sisler içinde görmediği, Avrupa’nın ara ara gördüğü güneş nimetinden en güzel şekilde yararlanan ülkeyiz.

    Verimli topraklarıyla kara nimetlerinden, aynı zamanda deniz nimetlerinden yararlanması mümkin olan ülkeyiz.

    Dört tarafa dört saatlik uçak yolculuğuyla dünyanın dörtte üçüne ulaşılabileceğimiz ülkede yaşıyoruz.

    Yeraltı ve yerüstü nimetlerin üstünde oturuyoruz.

    Hazinenin üstünde iki minder bir yastıkla oturan fakir aile gibiyiz.

    “Genc” kelimesi, Farsça da toprağa gömülü altın hazinesi anlamına gelirmiş.

    Dünya ülkeleri arasında en fazla genç nüfusa sahibiz.

    Yani biz, hazinenin üstünde oturuyoruz.

    Bazı ülkelerde, yaz ve kış gibi iki mevsim yaşanırken biz dört mevsimi doya doya yaşıyoruz.

    Yeraltı servetlerine, yerüstü nimetlerine, genç hazineye sahibiz.

    Her türlü imkanlara sahip olduğumuz halde, dostla düşmanı, hasımla hısımı ayır edemez haldeyiz.

    Prof’larımız, emekli Generallerimiz, strateji uzmanlarımız, önce batının, özellikle Amerika’nın bizi dört tarafımızdan kuşattığını, komşu ülkelerde üsler kurarak silahlandığı gibi silahlandırdığını, PKK yı on binlerce tırlık silahla donattığını anlattıktan sonra madalyonun öbür yüzüne geçildiğinde dostumuz, müttefikimiz, vazgeçilmezimiz olduğunu anlatırlar.

    Emeli olmayanın elindeki bütün imkanları emerler.

    Sevgili peygamberimizin doğduğu yeri Kur’an-i Kerim anlatırken “Ziraate elverişli olmayan yer” diye bahseder. (İbrahim süresi ayet 14/37)

    Zemzemin dışında suyun olmadığı, senede birkaç defa yağmurun yağdığı bir yer.

    İşte sevgili peygamberimizin orada dünyaya gelmesi,

    23 yılda Yemen dahil Arap yarımadasının tamamının Müslüman olması,

    Elli yıl içinde İspanyadan Buhara’ya kadar insanların İslam adaleti içinde yaşaması,

    Doğu Roma’nın başkenti İstanbul’un alınmasıyla, Yemen’den Viyana’ya kadar  bütün insanların İslam adaleti içinde yüzüp durması, en değerli imkanın insan olduğunu ortaya koyar.

    İnsan, imkan demektir.

    On kişilik bir toplantıda Metaversi çok iyi bildiğini zanneden bir arkadaş, bizi bilgilendirdi ve “Bundan sonra insanlar ve ülkeler insan aklıyla değil, dijital akılla yönetilecek, Niyagara şelalesinin kenarından arsa alıp istediğimiz şekilde köşk yapabileceğiz, istediğimiz artistle beraber olabileceğiz, istediğimiz yemeği hazırlayabileceğiz anlamında konuşmaya başladı.

    Ben de ona Şelalenin kenarında bağdaş kurup piknik yapa bilecek miyiz.

    Güzeli nikahlayıp öpebilecek miyiz?

    Yemekleri yapıp servis edebilecek miyiz?

    O teknolojiyi geliştirmeye devam eden insan olduğu ürece insanın değeri devam edecektir.

    -       Metaversi de robotlar yönetecek.

    -       Robotları yapan da insandır.

    Musa aleyhisselam, Tur dağına çıkınca her tarafı Nur görür.

    Aynı dağa Siyonist çıkınca her tarafı kan görür.

    Zeytin dağında, İsa aleyhisselamın nefesi ölülere can verirken,

    Yahudi, İsa aleyhisselamın canını almanın derdindedir.

    Hıristiyanlar, Kafkaslarda, dört yüz yıldır Müslüman öldürmekle meşgul.

     

     

    Aynı adamlar, Ukrayna üzerinden batıya doğru hücum edince, sıranın kendilerine de geleceğini anlayınca Avrupalılar, çaresizlikten sızlanmaya başladılar.

    Filistin’de Müslümanlar ölürken ses çıkarmadınız değil, “üç tanrıdan biri” diyerek iftira attığınız  İsa aleyhisselamın size göre katillerine yardım ettiniz.

    İnsanı, insanın kulu yapan sistem, insana zulmeden adam yetiştirir.

    Bir zamanlar insanı insana kul yapan Hıristiyanlara karşı çıkıp Allah’a kul yapmak için çalışan Osman bey, Bilecik, Söğüt, Pazaryeri gibi yerlerde yetişirken şimdi oralarda biracılıkta kullanılan Şerbetçi otu yetişiyor.

    Şeyh Sadi’yi, Hafız’ı yetiştiren Şiraz kenti, şimdilerde tömbeki otu yetiştiriyor.

    Arabistan çölünün altından petrol fışkırdı.

    Araplar dolar içinde boğuldu.

    Demek ki çölü değerlendiren sevgili peygamberimizdi.

    Esfel-i Safiline yuvarlanmışız. Eski kıvamımıza kavuşmamız için önce iman tazeleyeceğiz.

    Hakimler Hakimi Rabbimizin hükmüne boyun eğeceğiz.

    Onun dışında hiçbir kuvvetin önünde boyun eğmeyeceğiz.

    İşimizi, aşımızı, kültürümüzü, siyasetimizi, şahsiyetimizi, ticaretimizi, sanatımızı, imanımız doğrultusunda düzeltirsek o zaman bizim emelimiz ortaya çıkar ki,

    O da, yeryüzü coğrafyasının, insanlık ailesine mescit olarak düzenlenmesidir.

    İnsan kalabilenin, imkanı da olur.