İNTİBA/ETKİ/İZLENİM
22/02/2019/Cuma/Milligazete
İslam Enstitüsünde okurken hocalarımızdan
birinin odasına girdiğimde, kendisine postayla gönderilen bir dergiyi gösterdi.
Dini gayret ve hassasiyetleri uç noktada diye
bilinen adlarını bildiğimiz halde kendilerini görmediğimiz insanların
İstanbulda çıkardığı bir dergi idi.
Hoca, derginin üzerine el yazısıyla yazılan
Seni şeriata davet ediyorum yazısına dikkatimi çekti ve ben okulun dernek
başkanı olmam nedeniyle Senin adamlar, beni şeriata davet ediyorlar dedi.
Ben de ona Hocam, şeriatı sen bize
öğretiyorsun. Ancak iki senedir senin derslerine katılan bu adını yazmayan kişi
kimse, senin onda bıraktığın intibaı size yazmış.
Bana böyle bir şey yazsalardı ben söz ve
davranışlarıma dikkat eder ve o adını bilmediğim, ama derslerime katıldığını
bildiğim öğrencimde bıraktığım kötü intibaı düzeltmeye çalışırdım demiştim.
Daha önce yazdığım makalemde gerçekleşen
tartışmayı bir ilahiyat öğrencisine Sünneti inkar eden öğretim üyesine, ders
esnasında ayağa kalk, ceketini ilikle, en nazik kelimelerle çantasındaki
Mushafa bakmak istediğini söyle. Baktıktan sonra ilk sayfada Fatiha süresini,
son sayfanın son satırlarında da Nas süresinin olduğunu öğrenci arkadaşlarına
da gösterdikten sonra:
Hocam, Kuran böylece toplu halde mi indi?
Diye sor.
Hayır,
Biz onu parçA parça indirdik diyor Allah diye cevap verecektir.
Doğru
söyledin,
وَقُرْآَنًا
فَرَقْنَاهُ لِتَقْرَأَهُ عَلَى النَّاسِ عَلَى مُكْثٍ وَنَزَّلْنَاهُ تَنْزِيلًا
İnsanlara dura dura okuyasın diye biz Kurân-ı
(âyet, âyet) ayırdık ve onu parça parça indirdik. Diyor Rabbimiz. (İsra
süresi ayet 17/106)
Bu ayette ve daha başka ayetlerde de parça
parça indiği haber verilir. Yani 23 yılda indi.
Peki, yeni inen bir ayetin nereye yazılacağını
kim belirliyordu?
Sevgili peygamberimiz, inen her ayeti, hemen
arkadaşlarına tebliğ ediyordu ve Vahiy katiplerine de filan sürenin filan
ayetinin hemen ardına yazınız diyordu.
Onun vahiy katiplerine söylediklerini bize
nakleden de sevgili peygamberimizin eğitiminden geçen arkadaşlarıdır.
Yani sen, bu Mushafı kabul etmekle yüzlerce
Hadisi binlerce sahabe haberini de kabul etmiş oluyorsun de dediğimde,
öğrenci: Yapamam, çünkü hoca beni sınıfta bırakır dedi.
Bir mekanda, dekanla karşılaştığımızda ben bu
olayı anlattım, dekan bey, Söyleseydi sınıfta bırakmazdı dedi.
Doğrudur belki bırakmazdı ama öğrenciye böyle
bir kanaat oluşturulması doğru değil dedim.
Anneniz, babanız, eşiniz, çocuklarınız,
arkadaşlarınız, komşularınız
size hoşunuza gitmeyen bir huyunuzu söylese ve
siz de o kötü huyun sizde olmadığını iddia ediyorsanız, onu söyleyenle
yüzleşmeyin, tartışmayın ve öyle olmadığınızı gösterin.
Eğer onun dediği sizde varsa hemen o kötü
huyunuzu değiştirin.
أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ ، رَضِيَ
اللَّهُ عَنْهُ ، يَقُولُ مَرُّوا بِجَنَازَةٍ فَأَثْنَوْا عَلَيْهَا خَيْرًا
فَقَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم وَجَبَتْ ثُمَّ مَرُّوا بِأُخْرَى
فَأَثْنَوْا عَلَيْهَا شَرًّا فَقَالَ وَجَبَتْ فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ ،
رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، مَا وَجَبَتْ قَالَ هَذَا أَثْنَيْتُمْ عَلَيْهِ خَيْرًا
فَوَجَبَتْ لَهُ الْجَنَّةُ وَهَذَا أَثْنَيْتُمْ عَلَيْهِ شَرًّا فَوَجَبَتْ لَهُ
النَّارُ أَنْتُمْ شُهَدَاءُ اللهِ فِي الأَرْضِ.
Sevgili
peygamberimizle ashabı/arkadaşlarının yanından cenazeyle geçtiler. İnsanlar da
o cenazeyi iyilikleriyle övdüler. Sevgili peygamberimiz Vacip oldu dedi.
Sonra bir cenaze daha geçti ve onu da kötülükleriyle yerdiler, yine Vacip oldu dedi.
Hattab
oğlu Ömer (Allah ondan razı olsun) Ne vacip oldu? diye sordu.
Bunu iyilikleriyle övdünüz ona cennet vacip oldu,
öbürünü de kötülükleriyle yerdiniz, ona da cehennem vacip oldu. Siz, yeryüzünde
Allahın şahitlerisiniz buyurdu. (Buhari, Sahih, K.
Cenazi, bab senaün-Nasi alel-meyyit 85, Müslim, Sahih, K. Cenaiz, bab 20)
İnsanlar üzerinde kötü intiba, etki, izlenim bırakmamaya
çalışalım.
Bırakmışsak ve bizde de o kötülük varsa hemen
terk edelim.
Eğer o söylenen bizde yoksa kötü intibaı/etkiyi
düzeltmeye çalışalım.
Her şeyi yaratan, yaşatan, yöneten, bilen ve
gören Rabbimiz, bize hiçbir ihtiyacı olmadığı halde biz Müslümanları
şereflendirmek için Allahın şahitleri unvanını vermiştir:
وَكَذَلِكَ
جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطًا لِتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ وَيَكُونَ
الرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيدًا
Böylece sizi insanlara karşı (her türlü aşırılıktan uzak) orta (yolu
izleyen, adil) bir ümmet kıldık ki, insanlara karşı (doğruluğun) şahitleri
olasınız ve Rasül de size şahit olsun
. (Bakara süresi ayet 2/143)
İnancımızın gereği gibi yaşamaya dikkat edelim,
gerisi gelir.