İP KİMİN ELİNDE ONA DA BAKACAKSIN
Nehrin iki tarafında iki adam. Her gün selamla başlayıp işe
selamla evlerine giderlerken araya fitne girince bağıra bağıra birbirlerine
hakaretler etmeye başlarlar.
Bu hakaretler aylarca sürer. İşlerine bakamaz olmuşlar. Bahçeyi
yabani otlar sarmış, dikenlerden girilmez olmuş.
Köyün aklı başında hocasına danışmış biri.
Hoca da ona Yarın işe gittiğinde karşılık verme, işine bak
demiş.
Karşıdaki hakaretlerine başlar ama karşılığını bulamaz.
Hakaretin dozunu artırdıkça bu taraftaki de sessizliğinin dozunu
artırır.
Karşıdaki bakar ki sesini ulaştıramıyor, yumruğunu ulaştırmak
için ırmağa dalar.
Yüzme bilmediği için tam boğulmak üzere iken sessiz adam
dayanamaz ve onu kurtarır.
Ondan sonraki günlerde bir kaç gün sessizlik devam eder ama
ardında selamlaşma dönemi yine başlar.
Aynada kendimizi görürüz, yankıda kendimizi işitiriz.
Kendimizi kusursuz gördüğümüzden hoşumuza gitmeyen
görüntülerimizde aynalara bahane buluruz.
Çocuk gibi yankı veren dağlara ağzımızı bozarız.
Babasıyla ilk defa dağa giden çocuk, dağda düşünce Anaaammmm
diye bir ses çıkarır.
Karşı kayadan da Anaaammmm diye bir ses gelince,
Çocuk, Sen kimsin diye sorar.
Karşıdan, Sen kimsin cevabını alır.
Çocuk ağzını bozunca, karşı taraf aynıyla cevap verince çocuk,
babasına sorara, Kim o?
Babası, O senin yankındır. İyi söylersen sana iyi söz döner,
kötü söylersen kötü söz aynıyla sana döner der.
Sevgili peygamberimiz:
Mümin, müminin aynasıdır buyurmuş. (Ebu
Davud, K.Edeb, Bab fin-nasihat,hadis 4918)
Evinizde, dairenizde, işyerinizde
bulunan aynanın karşısına geçiniz ve kendinize bakınız. Aynadakine
gülümserseniz, aynadaki de size gülümser. Aynadakine kaş çatarsanız, aynadaki
de size kaş çatar. Aynadakine sırt dönerseniz, aynadaki de size sırt döner.
Aynadakinin yüzünde leke görseniz, elinize bir bez alıp günlerce aynadakinin
yüzündeki lekeyi silseniz temizleyemezsiniz. Ama o bezle kendi yüzünüzü
temizlerseniz aynadakinin yüzü de temizlenir.
İki kişinin sevgili peygamberimiz hakkında hoşa
gitmeyen bir sözü duyan sahabi, kendisine haber verdiğinde Peygamber efendimiz:
4218 - حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ فَارِسٍ حَدَّثَنَا الْفِرْيَابِيُّ عَنْ
إِسْرَائِيلَ عَنْ الْوَلِيدِ قَالَ أَبُو دَاوُد وَنَسَبَهُ لَنَا زُهَيْرُ بْنُ
حَرْبٍ عَنْ حُسَيْنِ ابْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ إِسْرَائِيلَ فِي هَذَا الْحَدِيثِ
قَالَ الْوَلِيدُ ابْنُ أَبِي هِشَامٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ زَائِدٍ عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يُبَلِّغْنِي أَحَدٌ مِنْ أَصْحَابِي عَنْ أَحَدٍ شَيْئًا
فَإِنِّي أُحِبُّ أَنْ أَخْرُجَ إِلَيْكُمْ وَأَنَا سَلِيمُ الصَّدْرِ
(Arkadaşlarımdan) hiç bir kimse, diğer biri hakkında
hoşlanmayacağım bir şeyi bana
getirmesin. Ben sizin yanınıza çıkarken
gönül hoşluğuyla çıkmak
istiyorum buyurmuş. ( Ebu Davud , Edeb bab33, hadis 4860, Tirmizi Menakıp
hadis 3893)
Dikkat ediniz, çok
sevdiğiniz biriyle konuşurken araya giren biri ikinizin hoşlanmadığı söz ve
olayları hatırlatırsa konuşmanızın sonu kavgayla bitebilir.
وَاعْتَصِمُوا
بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ
عَلَيْكُمْ إِذْ كُنْتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ
بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلَى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ
فَأَنْقَذَكُمْ مِنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آَيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ
تَهْتَدُونَ
Hepiniz topluca Allahın ipine (Kurana)
sımsıkı sarılın, parçalanmayın. Allahın size olan nimetini hatırlayın. Hani
siz birbirinize düşmandınız da o kalplerinizi birleştirdi ve onun nimetiyle
siz kardeş oldunuz. Ve siz ateş çukurunun kenarındaydınız da o sizi kurtardı.
Allah doğru yola gelesiniz diye ayetlerini işte böyle açıklar. (Al-i Imran
süresi ayet 103)
Atalarımız, Elin ipiyle
kuyuya inilmez demişler.
Bir kuyuya ineceksen önce
ipe bakacaksın, ip sağlam mı?
Sonra ip kimin elinde
ona bakacaksın.