ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    İSLAM GÜNÜMÜZDE NUH’UN GEMİSİ GİBİDİR


    İSLAM GÜNÜMÜZDE NUH’UN GEMİSİ GİBİDİR

    23/03/2021

    Mahmut Toptaş

    Yalnız Türkiye’de 12696 (On iki bin Altı yüz doksan altı tane Nus ismi taşıyan insanımız varmış.

    Dünya Müslümanları arasında kaç tane avr bilmiyoruz ama iki milyar Müslümanın Nuh aleyhisselama iman ettiğini biliyoruz.

    Çünkü Kur’an-i kerimde adı geçen peygamberlerden olduğu gibi onun adıyla anılan bir süre de vardır.

    Adınızın hayırla anılmasını isityorsanız, Baki olan Allah’ın yolunda onun belirlediği kurallara göre hareket edeceksiniz.

    “Nuh deyip de  peygamber demeyen” ve düşmanca tavırların  her çeşidini  sergileyenlerin yok olup gittiğini, ama iman edenlerin  hala rahmetle anıldığını, Nuh aleyhisselamın  neslinin devam ettiğini ve devam edeceğini  bildirdikten sonra 

    سَلَامٌ عَلَى نُوحٍ فِي الْعَالَمِينَ

    “Alemler içinde Nuh’a  selâm olsun” buyurdu Rabbimiz. (Saffat süresi ayet 37/77-79)

    Kafirler, hakkın, güçlülerin  yanında olduğuna inanıyorlardı.  Güçsüz  insanların haklı olması  veya  haklı bir şey söylemesi  mümkün değildi  onlara göre .

    Nuh Aleyhisselâma iman etmeyenler de  aynı  gerekçeyle  karşı çıkıyorlar ve: 

    فَقَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِهِ مَا نَرَاكَ إِلَّا بَشَرًا مِثْلَنَا وَمَا نَرَاكَ اتَّبَعَكَ إِلَّا الَّذِينَ هُمْ أَرَاذِلُنَا بَادِيَ الرَّأْيِ وَمَا نَرَى لَكُمْ عَلَيْنَا مِنْ فَضْلٍ بَلْ نَظُنُّكُمْ كَاذِبِينَ

    “Bunun üzerine kavminin kâfirlerinin ileri gelenleri: "Biz, seni bizim gibi bir insandan başka bir şey görmüyoruz. Bizim ayak takımımızdan ve basit görüşlülerden başkasının sana uyduğunu da görmüyoruz. Sizin bizim üzerimize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine sizi yalancılar sanıyoruz" dedi. (Hud süresi ayet 11/27, Şuara süresi ayet 26/11)

    Nuh aleyhisselâm ise zengin-fakir ayırımı yapmadan İslâm davası için kürek çekiyor ve kodaman kafirlerin, fakirleri aşağılamasına karşı:

    وَيَا قَوْمِ مَنْ يَنْصُرُنِي مِنَ اللَّهِ إِنْ طَرَدْتُهُمْ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

     "Ey kavmim, eğer onları kovarsam bana Allah'tan başka kim yardım eder? Siz hiç düşünmez misiniz?"  (Hud süresi ayet 11/ 30)

    İnsanlarımız, cehaletten kaynaklanan, faiz, enflasyon, devalüasyon, fuhuş, cinayet, hıyanet, haram para bataklığında debelenirken Nuh’un gemisine binip imdada yetişmemiz için Rabbimiz, “Nuh” süresini indirmiştir.

    Nuh aleyhisselamın mesajını dinlememek için parmaklarını kulaklarına tıkayan, elbiselerini başlarına dolayan ve Nuh’un davetinden kaçan bu insanlara gece-gündüz, açıkta ve gizli yerlerde davette bulunduğunu haber verir Rabbimiz. (Nuh 4-9)

    O zamanlar, kafirler, parmaklarını kulaklarına tıkayarak kafirliklerini ortya koyarlarken günümüzdekiler, okullarda Kur’an okunmasını yasaklıyorlar, yasaklamayanlar da anlamını öğrenme yasağı koyuyorlar.

    Ankebut süresinin 14 üncü ayetinde  Nuh aleyhisselamın kavmi arasında 950 sene kaldığını haber verir.

    950 sene bıkmadan usanmadan, gece-gündüz, açıktan ve gizlice davette bulunduğunu haber verirken bizim de bıkkınlık göstermeden, mescitlerde, meclislerde, meydanlarda, salonlarda, evlerde, bürolarda, ikili olarak veya kalabalıklar halinde insanları Allaha kulluk yapmaya, ondan sakınmaya ve peygambere itaat etmeye davet edeceğiz. Çağımızda Nuh’un gemisi olan İslâm’a çağıracağız.

    Bir kısım siyasiler ve ekonomi uzmanları son günlerin şaşkınlığının sebebi olarak faizlerin yükselişini gösterdikten sonra batılı bir ekonomistin “Hangi ülkede faiz sıfır olmuştur, o ülke kalkınmıştır” sözünü tekrarlıyorlar.

    Ama Rabbimizin, Bakara süresi 275 deki: “Allah, alış-verişi helal kıldı, faizi haram kıldı. Faiz yiyenler şeytan çarpmış gibi kalkarlar” ayetini hatırlamazlar veya hatırlarlar da “Gerici” demesinler diye ayeti söylemez ve Avrupalı ekonomistin adını söyleyerek ilericiliğini ortaya koymaya çalışırlar.

    Nuh’un kavminin,   kendilerini topraktan yaratan, geceleri Ay’la, gündüzleri güneşle aydınlatan, yeryüzünü halı gibi rengarenk çiçeklerle süsleyen  Allaha, ısyan ederek, kendilerinin türettiği ilahlara bağlılık göstermeleri sonucunda saptıkça saptıklarını ve suda boğulduktan sonra ateşe atıldıklarını haber verir. (16-25)

    Sürenin sonunda Nuh aleyhisselamın, kafirler aleyhine ve Mü’minler lehine yaptığı duaları nakleder.

    Ama sevgili peygamberimizden nakledilen bir hadisi şerife göre Nuh aleyhisselam, kafirlerin helak olması için yaptığı duaya pişman olmuş.

    فَيَقُولُ إِنَّ رَبِّى عَزَّ وَجَلَّ قَدْ غَضِبَ الْيَوْمَ غَضَبًا لَمْ يَغْضَبْ قَبْلَهُ مِثْلَهُ ، وَلَنْ يَغْضَبَ بَعْدَهُ مِثْلَهُ ، وَإِنَّهُ قَدْ كَانَتْ لِى دَعْوَةٌ دَعَوْتُهَا عَلَى قَوْمِى نَفْسِى نَفْسِى نَفْسِى اذْهَبُوا إِلَى غَيْرِى

    (Buhari Sahih, K.Tefsir, süret-ü  Beni İsrail bab 5 (İsra))

    Hz.Aişe anamız: ”Bir gece Rasülüllah, sabaha kadar namaz kıldı ve her rekatta Fatihadan sonra “Eğer sen, onlara azab edersen, şüphesiz onlar senin kulların. Eğer onları afvedersen, şüphesiz sen Azizsin, Hakimsin” ayetini (Maide 118)  okudu” diye anlatır.

    Biz, rahmet peygamberinin rahmet ümmeti olmaya çalışacağız.

    Gücümüz oranında ciğer taşıyan her canlının midelerinin ve gönüllerinin gıdasını vermeye çalışacağız.