ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    İSRAİL’E BİR ŞEY OLDU M


    Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa Cumhurbaşkanlarına İstihbaratları rapor sunarlar “Efendim, İsrail, Gazze’ye saldırdı, bin ev yıkıldı, bin beş yüz ölü var. Birleşmiş Milletler binası da yıkıldı.”

    Cumhurbaşkanı – İsrail’de bir zayiat var mı?

    —Yok efendim.

    -Thank My God/Çok şükür.

    Bir başka gün yine haber sunulur ve “Efendim, İsrail, Gazze’nin etrafına duvar çekmiş ve bir ülkenin insanlarını açık hava hapishanesine almış ve içerdekileri aç, bî ilaç ölüme terk etmiş.”

    —İsrail’e bir şey oldu mu?

    —Hayır efendim.

    -Thank My God/Çok şükür.

    Bir başka gün “Efendim, duvarın yıkılması için dünyanın her tarafından özgürlük yanlıları çalışma yaparken İsrail tankları özgürlük savaşçılarını öldürmüş, içlerinde bizim vatandaşımız Rachel de var.

    —İsraillilere bir şey olmuş mu?

    —Hayır efendim.

    -Thank My God/Çok şükür.

    Efendim, Uluslararsı sularda İsrail, korsanlık yapmış, Türkiye’den Gazze’ye ilaç, çocuk maması, gıda maddeleri götüren gemilere el koymuş. Türklerden on ölü var.

    -İsrail’e bir şey olmuş mu?

    -Hayır efendim.

    -Thank My God/Çok şükür.

    -İstihbarat şefi “Efendim, merakımı mazur görün. Her haber getirişimde ölenleri, ezilenleri, evi yıkılanları, gemisi soyulanları değil saldırganı soruyorsunuz. Sebebini öğrenebilir miyim acaba?

    Nasıl cevap verdiğini tahmin edebiliyor musunuz?

    -Padişaha, meydana gelen depremini, ölen canları, yıkılan evleri, telef olan malları haber verdiklerinde Padişah “Ölenlere Allah rahmet etsin. Kalanların zararı telafi edilsin” dedikten sonra “Filan yere bir şey oldu mu?” dermiş.

    -Hayır efendim” cevabını alınca

    -Çok şükür” dermiş.

    Bir başka zaman bir başka afet, ölen canlar, telef olan mallar haber verildiğinde yine “Filan yere bir şey oldu mu? Diye sormuş.

    -Hayır” cevabını alınca

    -Çok şükür demiş.

    Bu olay birkaç defa tekrarlanınca haberi veren “Çok şükür” ün sebebini sormuş.

    Padişah “Allah korusun, o yerde deprem gibi, afet gibi, yangın gibi bir olay olsa, o yerin halkından sağ kalanlar dünyaya dağılsa dünyanın başına bela olurlar. Bunların burada karantina altında tutulmaları gerekir” demiş.

    Ülkelerindeki Siyonistlerden kurtulmak için Filistin diyarına gemilerle taşıdıkları bu insanların yirmi dört saat denetlenmesi, gözetlenmesi, korunması için gayret gösteren ve başlarına bir şey gelmemesi için para, silah ve siyaset yardımı yapan bu devletler, sevdikleri için değil, geri gelipte bizleri yeniden rahatsız etmemeleri için yardım yaparlar.