ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    İZ BIRAKMAK İSTEYEN İZ SÜRMEZ


     İZ BIRAKMAK İSTEYEN İZ SÜRMEZ

    Birisini izleyerek giden, onun izini takip eden bir adam, hiç bir zaman onun önüne geçemez.

    Yola çıkarken onun önderliğini kabul etmiş ve başarıyı onu izlemekte görmüş ki onun izinden çıkmamaya dikkat etmektedir.

    Kaplumbağa izini takip edenin hızı kaplumbağa kadardır.

    Tilkinin izini izleyen kişinin hızı da varacağı yer de tilkinin hızı ve varacağı yerdir.

    Sevgili peygamberimiz, Medine’ye hicret ettiğinde bazı davranışlarını gören Yahudiler, “Bizim gibi yapıyorsun” dediklerinde hemen o davranışı terk etmiştir.

    “Bir millete benzemeye çalışan onlardandır” buyurdu. (Ebu Davud, K. Libas, Bab 6)

    Çocuk anasının karnında anasına tabidir.

    Onun yediğinden gıdalanır, içtiğinden sulanır, onun aldığı nefesi solur.

    Onsuz hiç bir yere gidemez. Mekanı, makamı, dostu düşmanı seçme özgürlüğü yoktur.

    Ne zaman ki anasından ayrılır ve aldığı ilk nefesle özgürlüğünü ilan eder işte o andan itibaren tercihlere başlar.

    İki ayağının üzerinde durmaya başladığında istediği yöne doğru koşar.

    Bazı milletler vardır ki aradan yüz yıl geçmesine rağmen izlediğinin önüne geçmeyi akından geçirmeyi bile düşünmez.

    İslam Hukukunda bir kaideye göre “Vücudda bir şeye tabi olan, hükümde dahi ona tabidir” kuralı vardır. (Mecelle madde 47)

    Örnek olarak da hayvanı satan kişi karnındaki yavrusunu da satmış anlamınadır derler.

    Ülkeler de öyledir. Uluslararası sözleşmelerde izinden gittiği, örnek aldığı, izinden çıkmadığı ülkenin tarafında olur.

    Türkçe’de kullandığımız “Takib” kelimesi, Arapça’dan bize geçmiştir ve ayak uydurma, ökçesinin arkasından onu izleme manalarına gelir.

    Kişinin ardından giden hiç bir zaman onu geçmesi mümkin değildir.

    Hiç bir kuyruk, başın önüne geçemez.

    Birinin izinden gidenler hiç bir zaman iz bırakamazlar.

    Rabbimiz, Kafirlerin yolunu izlememiz konusunda bizi uyarıyor:

    وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آَمَنُوا اتَّبِعُوا سَبِيلَنَا وَلْنَحْمِلْ خَطَايَاكُمْ وَمَا هُمْ بِحَامِلِينَ مِنْ خَطَايَاهُمْ مِنْ شَيْءٍ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ)

    “Kâfirler, iman edenlere: "Siz bi­zim yolumuza uyun, sizin hata­ları­nızı biz ta­şıyalım" dediler. On­lar iman edenlerin günah­larından hiçbir şeyi taşı­yamazlar, şüp­hesiz onlar yalan söylüyorlar.

    وَلَيَحْمِلُنَّ أَثْقَالَهُمْ وَأَثْقَالًا مَعَ أَثْقَالِهِمْ وَلَيُسْأَلُنَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَمَّا كَانُوا يَفْتَرُونَ)

    Elbette münafıklar kendi ağırlıklarını, kendi ağırlıklarının ya­nında daha nice (saptırdık­larının) ağırlıklarını taşıyacaklar. Şüphesiz kıyamet günü if­tira ettiklerin­den sorguya çekile­cekler.” (Ankebut Süresi ayet 12-13)

    Bizim yalnız ve yalnız Rabbimizin indirdiği ayetlere uymamızı emreder:

    وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَا أَنْزَلَ اللَّهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَا أَلْفَيْنَا عَلَيْهِ آَبَاءَنَا أَوَلَوْ كَانَ آَبَاؤُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْئًا وَلَا يَهْتَدُونَ

    “Onlara (Kafirlere): "Allah'ın indirdiğine uyunuz" dendiği zaman, onlar: "Hayır biz ba­balarımızı üze­rinde bul­duğumuz şeye uyarız" derler. Ya babaları bir şeye aklı er­me­miş ve doğruyu bulama­mışsa. “ (Bakara süresi ayet 170)

    Rabbimiz bir çok ayetinde yalnız indirdiği ayetlere uymamızı emrederken, İbrahim aleyhisselamın dinine de, Muhammed aleyhisselamın izini de ve bütün peygamberleri takip etmemizi de emreder. Çünkü onlar, Rabbin gösterdiği Sırat-ı Müstekıym üzere gitmişlerdir.

    “İzim olsun” diyenler, kendisi gibi bir ölümlünün izinden gitmesinler