ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    ŞARAPÇILAR KİMİN İÇİN Y


    Özel televizyonların çıktığı günlerde, Milli görüşçü değerli insanların da belediye başkalıklarının birçoğunu kazandıkları bir zamanda, kalemi olanlar yazıyor, ağzı olanlar konuşuyorlardı.

    Yazı ve konuşmalarının çoğunluğu, “keraneler kapanacakmış, meyhaneler işyerine döndürülecekmiş” diye efsane yayıyorlardı.

    Bu telaşa düşenler genelde kendilerine bazen “Mutlu azınlık” bazen “Laikler” bazen “Beyaz Türkler” diye isim verirler.

    Bir televizyon programında Sayın Sakıp Sabancı, Sayın Metin Akpınar üçüncüsünü hatırlayamadığım bir sayın vardı.

    Programı yöneten aslında en saygın isimleri getirmişti ama programına alet edemeyeceğini düşünememişti.

    Programı yapana göre “Olur muymuş efendim, bu çağda içkisiz olur muymuş, kerane kapatılır mıymış” ön konuşmasını yaptıktan sonra konuklarını konuşturmaya çalışıyor ama istediği cevabı alamıyordu.

    Tekrarlıyor, zorluyor ama kendi suyunda konukları akıtamıyordu.

    Derken Sayın Metin Akpınar beyefendi, “Yahu millette bizi dinlerken bizi keraneci zannedecek” diyerek hem programcıyı frenlemiş, hem de ortamı yumuşatmıştı.

    Tunus’ta, Mısır’da halk yürüyüşe geçti ya, gazetelerin ve hükümet ileri gelenlerinin iddiasına göre CHP Genel Başkan yardımcıları da vatandaşı sokak sokak direnmeye çağırmış.

    Dünkü gazete, televizyon ve İnternet haberlerine göre bazı vatandaşlarımız da yürüyüşe geçmişler.

    Ellerinde ilacını alamadığı reçeteyle yürümüyorlarmış.

    Maaşının azlığını gösteren bordroyla meydanlara çıkmamışlar.

    “İşsizim abi, işver” diyen yokmuş.

    Elektrik, su, telefon faturaları da yokmuş ellerinde.

    Ya ne varmış?

    Ellerinde şarap şişesi, bira bardağı,

    Dillerinde:

    “Alkolik hareket engellenemez.”

    “Alkolik hareket engellenemez.”

    “AKP şaşırma içkimize karışma”

    “AKP şaşırma içkimize karışma”

    “Tayyip baksana şişeleri saysana”

    “Tayyip baksana şişeleri saysana”

    Çok sevdiğim bir dostum bir gün Milli Selamet partisinden aday olmaya karar verir.

    Milletvekili sıralamasında biraz gerilerden yer verilir ama seçilir.

    Seçilmesine sebep o ilde onu çok seven ama Adalet Partide olan biri onun seçilmesine yardım eder.

    Demokrat Partiden beri sağda particilik yapan bu adamı köy ve kasabaların hepsi tanırlar.

    İl başkanını o tayin eder, o indirir.

    Her seçimde Jeep’inin her tarafını Sayın Demirel’in ve Adalet Partisinin posterleriyle donatan bu adam bu seçimde de donatır ve yollara düşer.

    Gittiği köy, kasaba ve ilçelerde “Arkadaşlar, sakın ha sakın bu Milli Selamet partisine oy vermeyin. CHP’ye verin ama bunlara vermeyin.” Der ve gerekçesini de söyler.

    Bunlar, iktidara gelirlerse şarap fabrikalarını motor fabrikası yapacaklarmış.

    Bunlar, bira fabrikalarını uçak fabrikası yapacaklarmış.

    Kadınlarımızın hepsinin başını örteceklermiş.

    Genelevleri kapatacaklarmış.

    Her köye ve kasabaya Kur’an kursu yapacaklarmış” diye sıralar.

    Köy ve kasabalarda ve de ilçelerde parti yöneticileri “ağabey bu tür konuşma….” Diyecekler ama Laiklik, Atatürkçülük, demokrasi…..kelimeleriyle hepsinin ağzının payını verirmiş.

    Seçim sonunda arzu ettiğine kavuşan bu adam, sevdiği insanın Ankara’ya uğurlama merasimine katılır, uzaktan el sallar ve Adalet Partisinde hizmetine yine devam eder.