ŞEVKET HOCA GİBİ YAPABİLİRSİNİZ
18/03/2021
Mahmut Toptaş
O bir İlk okul öğretmeni idi.
Emekli oldu ama eğitimciliği devam ediyor.
Ben onunla 1980 de tanıştım.
On beş bin nüfuslu şehrin en tanınan adamı durumundaydı.
Kızar ama küsmez, kırılır fakat kopmaz bir öğretmendir Şevket hoca.
Öğrencilerinin iki dünyasının da güzel olması için çalışır.
Şehre gelen her yabancıdan haberi olur.
Otobüslerin durduğu yerde bir Galip bakkal, şehre gelen herkesle ilgilenir şehirde o gün kalacaksa Şevket hocayla tanıştırır.
İslami hizmeti olan her insana yardım elini uzatır.
Evi, köylerdeki köy odası görevini yapar.
Müsafirleri evinde ağırlar.
Okullar tatil olunca üniversitesi olan büyük şehirleri ve yatılı yurtları olan illeri ziyaret eder.
Yurtlarda kalır, yöneticileriyle dost olur ve gelecek yıl göndereceği öğrencilerin parasız olarak kalmasını, yurt ve burs işlerinin ayarlanmasını sağlar.
Onun için kurs, yurt ve burs verenler, İslama gönül vermiş olsunlar yeterli.
Onlar radikalmiş, ılımlıymış, tarikatçıymış, şeriatçıymış, diyanetçiymiş hiç önemli değil.
Yeter ki bu bir ayakkabıyla beş sene okumak zorunda olan, karne parasını bile bulamayan, tamamı fakir olan okulunun ve diğer okulların çocukları okusunlar.
Not defteri tutmaz. Cep telefonu taşımaz ama her hangi bir şehir söyleseniz, o şehirde İslami hizmetlerde aktif olan insanların adını adresini bilir.
İslami guruplardan hiç birinin malı olmaz, hiç birinin aleyhinde bulunmaz, hep çalışkan Müslümanların yanında olur, din düşmanlarının karşısına da tek başına dikilir.
Ayrı ayrı guruplara bölünen ve ayrı hizmetler yapan gayretli Müslümanlar onun evinde bir araya gelirler.
Evine Müsafir olan ve bir guruba ait hizmetlere koşturan Müsafirine, bir başka gurubun güzel hizmetlerini de anlatarak farkına vardırmadan aralarında sevgi bağı kurmaya çalışır.
Eğitimcilerin emeklisi olmaz rahmetlisi olurmuş.
Şevket hoca emekli olduktan sonra güz mevsimi gelince on kadar iş yeriyle anlaşır, o iş yerlerinin işçilerine günde yarımşar saat İlmihal bilgileri öğretir.
İş yerlerinden para almaz.
Bisikletiyle gider gelir.
Kimseye yük olmaz.
Boş olduğu günlerde kara tirene biner, bir milyon liralık biletle (Şimdiki bir lirayla) üç saat yolculuk yaparken Kondüktörden başlayarak son vagona kadar bütün yolculara o günün dini mesajını verir.
Dönüş için bir milyon liralık bilet alır ve yine üç saat tebliğine devam eder.
Memur maaşıyla bunlar olmaz demeyin.
Bir çok insanın sigaraya verdiği parayla yapıyor bu işleri.
Elbise alırken solmayan renkleri tercih eder ve on sene giyse bile çok temiz giydiğinden eski olduğunu bilemezsiniz.
Yaz mevsiminde hizmet için uzun seyahata çıkar.
Kara tirenle yolculuk yapar. Dostlarını ve elinden tuttuğu öğrencilerini ziyaret eder.
Yanına çokça kendi kavurduğu nohut ile kuru üzüm alır ve lokantalarda yemek yiyerek midesini de bozmaz.
İstasyonlardaki çeşmelerden su ihtiyacını karşılar ve böylece yine de gittiği şehirlerde göndereceği öğrencilere yurt ve burs işini ayarlayarak döner.
Diğer Müslümanların yaptığı hizmetlerin eksiğini söyleyerek vakit kurşunlamaz.
Kendine kızmaktan başkalarına kızmaya vakit bulamaz.
Ya, ne adammış be. Bu adamı bir tanısak demeyin.
Siz de durumunuza uygun iş yapabilirsiniz.
Siz, kendinizi tanıyın, siz de yaparsınız. Deneyin.
Oturduğunuz apartman, bulunduğunuz han, ofisinizin olduğu ticaret merkezi, memur arkadaşların, polis merkezi ve karargahlar, kahvehaneler, çalıştığın fabrika
..gibi yerler hizmet için yeterde artar bile.
Elli yıl önce, çalıştığı fabrikada, işçilere sattığı dini kitaplardan kazandığı parayla, çocuklarının hepsini okutan, Etilerde satın aldığı evde emekliliğinin tadını çıkaran işçi emeklisi tanıdığım var.
Hala yaşıyor, camileri, sohbetleri, konferansları takip ederek gününü değerlendiriyor.
Haydi, sen de bir şevket hoca oluver.