GELECEĞE
BAKALIM
Can ve tenden
meydana geliyoruz.
Canımız
sıkılırsa yumruğumuz da sıkılır.
Ağzımızdan
çıkan kötü sözlerden hemen vazgeçip Allahtan af, kullardan özür dilenmeli.
Geçmişe sünger
çekip geleceğe bakmalı.
Allah,
gözlerimizi öne bakacak şekilde yaratmış.
Geriye bakarak
yürüyenler yol alamazlar, hedefe varamazlar.
Dün,
meydanlarda ten hastalıklarımızın tedavi yeri olan hastahanelerden bahsettik.
Bu gün hemen
gönüllerin tamiri ve tatmini için tedbirlere başlamalı.
Hastahanede
doktorunu döven adam yetiştiriyoruz.
Kapkaççı,
gaspçı, uyuşturucu hastası, şehvet, servet, saltanat düşkünü, hırsız, hortumcu,
casus, hain... yetiştiriyoruz.
İftira
üreticisi politikacılar yetiştirdiğimizi gördük.
Tetikçi
gazeteci, insani güce tapınan, bütün haramları helal yapan hocalar yetiştirmişiz
Günahsız doğan
çocuklarımızı kirletme kurumları kurmuşuz.
Şehirlerin
meydanlarından daha geniş olan gönül dünyalarımızı da meydanları
ağaçlandırdığımız ve çiçeklerle donattığımız gibi gönül dünyamızı da imanla
süsleyip hikmetle cilalayalım.
Şehrin cadde
ve sokaklarını temizlediğimiz gibi beyin kıvrımlarımıza ekilen gavurluk
tohumlarından üreyen mikrop fikirleri de temizleyelim.
Gönül
dünyamızın Allaha giden yolu kapalı olduktan sonra evimizin yolu altınla
kaplansa ne yazar.
Lavabosu ve
musluğu altından olan adamın ciğerinden kan geliyorsa, altının ona ne faydası
var?
Rabbimiz,
geçmiş milletlerden dünyayı mamur edip ahireti yıkan nicelerini helak ettiğini
haber verir.
Sizden öncekiler gibisiniz; onlar, kuvvetçe
sizden daha güçlü idiler. Mal ve evlat yönünden daha çok idiler. Onlar, nasipleri
kadar faydalandılar. Sizden öncekilerin nasipleriyle faydalandıkları gibi
siz de nasibinizden faydalandınız. (Batıla)
dalanlar gibi siz de (batıla)
daldınız. İşte onlar, amelleri dünyada ve âhirette boşa gidenlerdir. İşte
onlar zarara uğrayanların ta kendileridir. (Tevbe süresi ayet 6)
Süleyman
aleyhisselam gibi rüzgara bile hükmeden imanlı insanların yetişmesini ister
Rabbimiz.
Kıtaları
birbirine kavuşturduğumuzdan daha fazla gönüller arasına iman, dostluk, vefa
muhabbet boruları döşeyelim.
Gönüller arası
muhabbet şebekesi kurmak için gönülleri yaratan Allah ile bağ kurmak gerekir.
Cennet veya
cehennemdeki geçecek zamana göre bu dünyadaki ömrümüze bir saniyelik zaman
desek dünyaya fazla değer vermiş oluruz.
Yatırımımızı
ona göre yapalım.
Yapıyoruz ya
demeyelim.
Nefesinizi en
fazla nerede tüketiyorsunuz?
Akşama kadar
ağzınızdan çıkan kelimeler sayılsa yaratan mı daha fazla çıkıyor yoksa
yaratılanlar mı?
Bir saniye
sonra sonsuza değin cehennemde kalacaksa Karun kadar servet, Firavun kadar
saltanat olsa ne yazar.
Ömrümüzün her saniyesi değil salisesinde bizim
kanımızı, canımızı, kalbimizi, kalıbımızı yöneten Rabbimiz buyurur: Ey
insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, gönüllerinizdekine bir şifa ve iman
edenlere yol gösteren ve rahmet gelmiştir. De ki: "Allah'ın lütfu ve
rahmetiyle, ancak bununla sevinsinler. Bu, (Kuran ve iman) onların
topladıklarından daha hayırlıdır. (Yunus süresi ayet 57,58)
İbni Ebi Hatem, İbni Kesir gibi rivayet
müfessirleri bu ayetin tefsirinde Hazreti Ömerin bir gün hizmet eri biriyle
hazineyi kontrol ederken Ömer: Elhamdü lillah der. Hizmetindeki ise Bu,
Allahın bize bir fazlı ve rahmetidir deyince Hazreti Ömer: Yalan
söylüyorsun, o öyle değil, Rabbimiz şöyle buyurur: "Allah'ın lütfu ve
rahmetiyle, ancak bununla sevinsinler. Bu, (Kuran ve iman) onların
topladıklarından daha hayırlıdır. Diyerek yukardaki ayeti okur.
Allahı ve onun kitabını unutan toplumlar,
Allahın verdiği nimete sevindiklerini haber verir Rabbimiz: Kendisi ile
nasihat edilen (kitabı) unuttukları zaman üzerlerine her şeyin kapılarını
açıverdik. Kendilerine verilenlerle sevinmeye başladıklarında, onları ansızın
yakalayıverince birden ümitsizliğe düştüler. (Enam süresi ayet 44)
Allaha ve onun kitabının önüne hiç bir şeyin geçmesine izin vermeyen
Müslümanlar ise nimeti imtihan için veren Allaha olan imanlarıyla sevinirler.
Zerre kadar iman, insanı cennet götürür ama
yeryüzünün tamamına sahip olan imansız insan bu dünyada ensesinde silah, önünde
tuzak, yemeğinde zehir endişesiyle yaşarken cehenneme yuvarlanır gider.
Sevgili
peygamberimiz son senesinde yaptığı bir konuşmada Sizin hepinizin müşrik
olmasından korkmuyorum. Ancak sizin dünyalık konusunda yarış yapmanızdan
korkuyorum buyurmuş. (Buhari, Sahih, Kitabül-meğazi, Müslim, Sahih,
Kitabül-fezail)
Gönlünü imanla
süsleyen Ashabı kiram, sarayının duvarlarını altınla süsleyen Pers
İmparatorluğunun saltanatına son vermiştir.