ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    02.08.2013


    ARAÇLAR AMAÇ YAPILIYOR

    Kendilerine hizmet eden kralları da sevdiler, demokratları da sevdiler.

    Hizmetleri oranında madalyalar da taktılar.

    Ne zaman çıkarlarını koruyamaz hale geldiler, ister kral olsun, ister demokrat olsun hemen bir darbe ile yerinden ettiler ve yerinde savaş rüzgarları estirdiler.

    İslam dinini de Hristiyanlık  gibi gösterip toplum dışına çıkardılar ve kişilerin vicdanına hapsettiler.

    Mısır’da kalan arkadaşlardan edindiğim bilgiye göre beş vakit namazda camilerde general rütbesiyle askerleri görmek normal halde imiş.

    Çoğunluğu kılar denmezmiş, kılmayan yokmuş.

    “Ama din başka siyaset başka” safsatasına inandırılmışlar.

    Seyyit Kutub merhumu yargılayan hakim, ibadetlerine en fazla bağlı hakimmiş.

    Onu tutuklayan emniyet müdürü, nafile oruç tutar, hücrede işkence eden gardiyan da işkence ederken namazı geciktirdiğine üzülürmüş.

    Bütün bu yapılanların işe yaramadığı, toplum bilimcilerinin verdiği taktiklerin Hıristiyan toplumlar için geçerli olduğu anlaşıldı.

    Batı, bu günlerde kralları desteklese Müslüman mücahitler çoğalıyor, demokratları desteklese yine Müslüman mücahitler çoğalıyor.

    Ne yapacağını şaşırdı.

    İslam’la demokrasiyi barıştırma hareketlerine girişti.

    Müslümanlara darbe yaptırıyor, hapse attırıyor, hapishaneler almayınca meydanlarda demokrasi eğitimine girişiyor.

    Meydanın dört yanında mevzilenmiş ağzı duaı, eli silahlı Müslüman katili, kafir maşası askerler, dört taraftan kurşun sıkınca batılılar bağırıyorlar, “İslam’ı bırakın demokrasi tarafına gelin” diyorlar.

    Bu tutar mı bilmem ama geçici olarak bize zarar vereceği kesin.

    “Araç olarak kullanalım” diyenlerin amacı unuttuğunu gördük.

    Bir gün içinde halka yönelik işlerinde araca mı daha fazla vurgu yapılıyor, amaca mı daha fazla vurgu yapılıyor siz ona bakın.

    Kutsal bir davanın aracı da kutsal olmalıdır.

    On metre yüksekliğinde haç yapılıp üzerinde ezan okunmaz.

    Sayın Cumhurbaşkanı Mursi, hapse koyuluyor ve batıdan etkili siyasetçiler ziyarete gelip çıkış deliğini gösteriyorlar. “Bu hücreden çıkmak için bu lağam borusunu kullanacak ve bizim yanımıza çıkacaksın” diyorlar.

    Bizim gibi olacaksın, oğlun Gay, kızın lezbiyen olmadan sana ve size inanmayız demeye getiriyorlar.

    Mursi de “Yahu o dediklerinizi bizim burada yakınımızda binlerce yıl önce Lut aleyhisselama iman etmeyenler yapmış, onlar helak olmuş Lut aleyhisselam ise kurtulmuş, gelin sizi kurtulun bu pislikten deme durumunda değil tabii.

    Bu türden teklifler sevgili peygamberimiz de yapılmış.

    “Sen, bizim putlarımızı tanı biz de seninkini tanıyalım veya senin kiler için sana izin verelim” demişler.

    Sevgili peygamberimiz biraz meyleder gibi olmuş ama hemen “Neredeyse, sana vahy ettiğimiz hakkında seni fitneye düşü­rüp, vah­yimizin dışında bize iftiraya dü­şüreceklerdi. O zaman seni dost edinecek­lerdi.  Eğer biz seni sabit kılmasaydık, onlara biraz meyledecek­tin.” (İsra süresi ayet 73-74)

    Siz, en iyisi bu günlerde “Kafirun” süresinin tefsirini bir okuduktan sonra bu hafta boyu namazlarımızda da bu süreyi biraz fazla okuyalım.

    Evde tefsir yoksa bu günlerde Beyazit meydanında açılan kitap fuarında Cantaş yayınlarından basılan “Şifa Tefsiri” ni en ucu bir şekilde temin edebilirsiniz