İLMİNE AŞIK ADAMLARI SEVERİM
Üç arkadaşımla sohbet
ediyoruz.
Üçü de sahasında çok iyiler.
Matematik, Tarih ve Geometride
parmakla gösterilecek seviyedeler.
İlkokulda en çok sevdiğim ve
birinci olduğum ders matematik idi.
Bu dünyada en fazla severek
okuduğum, üzerinde zevk alarak düşündüğüm, her şeyi ona göre yorumladığım
Allahın kelamı Kuran-i Kerim olduğundan dedim ki, Torosların eteğinde denize
bakan yerinde, üs tarafı kar, alt tarafı nar olan bir yerde bir medresem olsa,
malzemesi tabiattan, mimarisi çağa uygun olsa.
Kuran ve Arap dili ve
edebiyatı,
Kuran ve Hadis ilişkileri,
Kuran ve Fıkıh münasebetleri,
Kuranla konuşan fakihler, sultanlar,
şairler, padişahlar, cumhurbaşkanları, başbakanlar, halk ozanları,
Kurana göre siyaset yürüten
yöneticiler,
Kuran üzerine fıkralar,
Kuran üzerine tekerlemeler,
Kurandan iktibas yapan
şairler ve şiirleri........
Gibi konularda sahasında uzman
olan değerli ilim adamlarımız gelseler, ücretsiz ders verseler, öğrenciler
ücretsiz ders alsalar, dershane bazen ulu bir çınarın dibi, bazen ırmak kenarı,
bazen dağın zirvesi olsa.
Ufku karartan hiç bir maddi
engel olmadığı gibi hiç bir fikir bir diğerinin önüne görünmez duvarlar örmese.
Öğrenciler not korkusu olmadan
notlar alsalar. Diyerek hayal aleminde ben dolaşırken Geometri sahasında
kendisini ilk onun içinde gören değerli arkadaşım Senin bu dediğiyin bir
benzerini Ali Nesin yapmış dedi ve devam etti, Ali Nesin, İzmir-Selçuk
Şirince köyünde matematik köyü kurdu.
Lise ve üniversitelerden
öğrenciler iki haftalığına gelirler ve sahasında uzman matematikçilerden ders
alırlar.
Matematik hocaları da orada
ders verdikleri için ücret almazlar.
Kalacak yer temin edilir ve
oradan yiyip içer ve derslerini verir diye anlattı.
Arkadaşlarım saat 24 de
gittikten sonra interneti açtım ve Google amcadan matematik köyü nü sordum.
Hem hakkında yazılanları hem
de görselleri okudum ve seyrettim.
İlmine aşık adamları severim.
Bu yaz, inşallah Şirincenin
şirin matematik medresesini ziyaret edeceğim.
Sevgili peygamberimizin
medresesi, mescid, dağ başı, evler, yollar, hurma ağacının gölgesi, bir kuyunun
başı.
Hiç birinde ufku karartan bir
şey yok.
Güneşin olduğu yerde muma,
lambaya, fenere, ampula ihtiyaç olmadığı, olanların da dikkat çekerek görmeye
engellediği gibi, Allah rasülünün mübarek ağzından şelale gibi akan ayetler
karşısında filozofların fikir kıvılcımları da ufku karartan engeller
gibidirler.
Yani bu medrese, şairin:
Gül alırlar, gül satarlar,
Gülü gül ile tartarlar,
Çarşı pazarı güldür gül
dediği gibi hep Kuran-i Kerimin konuşulduğu, bir medrese.
Yapamasam bile hayaliyle
yaşarım.