ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    03.06.2013


    İSLAM HİLALİ DEĞİL, İSLAM DOLUNAYI

    İsrail zulmünün önünde yıllardır set olma görevini yerine getiren,

    Mübarek beldeyi bataklığa çevirip kan emici sivrisinek üreten Siyonistlere, sineksavar görevi yapan “Hızbüllah” a “Hızbüşşeytan” diyen Kardafi’ye olan sevgim ve saygım hiç eksilmemiştir.

    Hadis ravileriyle ilgili genel bir kural vardır, filan ravinin altmış yaşına kadar naklettikleri hadisler kabul edilir, o yaştan sonrakiler kabul edilmez. Çünkü altmışında unutma hastalığı başlamış ve karıştırıyormuş.

    Uzağa gitmeye gerek yok, çok değerli bir merhum hocamız, Milli görüşçüleri desteklerken beş kadar Ülkücü, hocayı ziyaret ederler, kendilerini öyle bir tanıtırlar ki, Milli görüş hareketinin aleyhine yazı alırlar ve gazetelerinde yayınlarlar.

    Hemen Akıncılar ziyarete giderler ve onlar durumu anlatırlar bu sefer de onlara bir makale hazırlar ve o makale Milligazete de yayınlanır.

    Ben, o hoca efendiyi bildiğim için iki yazısına da kızmadım.

    Hem yaşı geçkindi, hem de heyecanı ilminin önünde giderdi.

     Bir kalemde hiç bir Müslümanın geçmiş hizmetlerini görmezden gelmek ve üstünü çizmek doğru değildir.

    Bu konuda Mümtehıne süresinin ilk ayetlerini Şifa tefsirinden bir okuyuverin ve sevgili peygamberimizin Mekke fethi için hazırlık yapmasını Mekke devletine bildirme işine giren sahabeyi neden afvettiğini görün.

     Kavganın içinde olanların akıllı hareket etmesi zordur.

    Onun için Hızbullah veya Suriye’de kahramanca çarpışan mücahitlerden karşılıklı anlayış beklemek doğru değildir.

    Hizbullah, yıllarca kendisine silah ve para desteği veren zalim Esed ve onun zalim oğlu Beşşar’a belki vefa borcunu ödüyorken kendince yaptığını doğru gösterecek mantıklı gibi görünen siyasi mazeretleri vardır.

    İran’ın manevi lideri Sayın Hamaney’in, veya Hizbullah lideri Sayın Nasrallah’ın, Nusayriler hakkında “Bunlar, Şii’dir veya bunlar Alevidir” sözünü duymak isterim.

    Bunu hiç söylememeleri, desteğin siyasi olduğunu ortaya koyuyor.

    Elli yılda yüz binin üzerinde mücahit öldüren zalim baba oğul ne kadar Amerika’ya ve İsrail’e karşı gibi görünse de, Hizbullah’a silah yardımı yapsa da büyük şeytana ve onun jandarması İsrail’e hizmet etmiş olur.

    Yüz bin seçkin Müslümanı öldüren bu baba oğul, bir tek İsrail askeri öldürmemişlerdir.

    Suriye’yi bir kaç defa havadan İsrail askerleri bombalamalarına rağmen bir tek tüfek patlatmamışlar ama o saldırıların acısını Hama’da ve diğer şehirlerde Müslüman çocuk ve kadınların çığlıklar içinde feryatlarını duyarak bastırmaya çalışmışlardır.

    Yüz binlerce masumun kanına giren Beşşar, oradan gitmeli ama Mücahitlerle Hızbullah’ın arası açılmamalı.

    Türkiye, Mısır ve İran’ın yöneticileri, her ne olursa olsun iki taraf hakkında kötü söz söylemekten ve kötü davranışlar içine girmekten sakınsınlar.

    Türkiye, Mısır ve İran’da aklı başında Müslümanlardan bu iki tarafa da etkili olabilecekler hemen harekete geçsinler ve Müslüman’a doğrultulan silahları şeytana çevirsinler.

    Geçmişte dünyadaki bütün Müslümanlar, bir taraftan İspanya’yı Endülüs İslam devleti yaparken, öbür taraftan Osmanlılar, Viyana’ya kadar vardıklarında, geri tarafta Babür şahın kahraman torunları Hindistan, Pakistan, Afganistan’ı yönettiklerinde dünyada İslam Hilali oluşturmuşlardı.

    Şimdi, İslam Hilali de değil, İslam Dolunayı oluşturmanın yolları aranmalıdır.