ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    03.12.2013


    KONUŞMAMA ORUCU

    Bir hoca efendi anlatır: “Dedemle, köyümüzde kalaycılık yapan Andon isimli gayri Müslim biri şehre giderken yağmur yağmaya başlar. Islanmamak için hemen kayalıklardaki mağaraya sığınırlar. Gök gürlemesi şiddetlenince Andon, yol arkadaşına şaka yapar ve: “Bu gürültünün ne olduğunu bilir misin? Diye sorar.

    “Bilmem” deyince,

    -        Yukarda İsa ile Muhammed kavga ediyorlar, onun gürültüsü” deyince yol arkadaşı Andon’un üzerine yürür ve boğuşmaya başlarlar.

    -        Andon “Ne oldu neden saldırdın?” deyince,

    -        Yol arkadaşı, “Yukarda peygamberlerimiz kavga ederken aşağıda bizim durmamız ayıp olur” diye şakayı devam ettirir.

    Bu iki yoldaşın ki şaka ama şu anda yukarda yapılan kavganın aşağılardaki gürültüsü içten içe yayılmaya devam ediyor.

    Zarar yalnız tepedekilere değil aşağıdakilerde büyük ayrılıklara sebep oluyor.

    Yukardakiler en kısa zamanda birleşebilirler. Ama alttakiler, küçük köy, mahalle ve şehirlerde kaldıklarından, bu hizmetlerde, vermenin dışında alma durumunda olmadıklarından kırarlar veya kırılırlarsa arayı düzeltmeleri zaman alır ve düzeltemezler.

    “Bunlar daha bir araya gelemezler, birbirlerine Firavun, Nemrut....gibi kelimeleri kullandılar” demeyin.

    Geçen sene kendisine “Karun” diyeni bu sene yardımcı yapmak, Makyevalist politikanın kanında, iliğinde her hücresinde var.

    Ama saf Anadolu insanı yalnız Allah’ına kulluk yapmak için iki tarafın da hizmetinde çalışıyorlar.

    Alavere dalavere bilmezler.

    Onların hatırına da olsa bu kavganın aleni yapılmaması ve başbaşa verilip kestirmeden İslam’ın lehine olacak bir çare bulunması gerekir.

    Basın yoluyla kavga edilmemeli.

    Taraflardan biri bu görüşmeye yanaşmazsa Adem’in iki oğlundan birinin kardeşine dediğini diyelim.

    Adem’in çocuklarından biri diğerini öldürmeye kastedince öbürü: “Eğer sen, beni öldürmek için elini uzatırsan, ben seni öl­dürmek için elimi uzatmayaca­ğım. Ben âlemlerin Rabbi Al­lah’tan korkarım.” Dedi. (Maide süresi ayet 28)

    Biz de dilimizi ve elimizi uzatmayalım.

    Konuşmama orucuna başlayalım.

    Ben, alt taraftakilere sevgili peygamberimizin bir hadisini hatırlatmak istiyorum: “Fitne günlerinde oturan yürüyenden hayırlıdır, yürüyen koşandan hayırlıdır, oklarınızı, mızraklarınızı kırınız, kılıçlarınızı taşa çalınız” (İbni Mace, Sünen, Kitabül Fiten hadis No 4096)

    Atalarımız: “Kılıç yarası geçer, dil yarası geçmez” demişler.

    Bu günlerde dilinizi dışarı çıkarmayın.

    Hazreti Meryem’in dediğini deyin.

    Yahudiler, Hazreti Meryem’e iftira attıklarında O: “"Ben Rahmân'a (konuşmama) orucu adadım, bu gün hiç bir insanla konuş­maya­ca­ğım" der. (Meryem süresi ayet 26)