YADA TAŞINI SATMAK
Yada taşını satmak diye bir
deyimimiz vardır.
Türk efsanelerine göre Nuh
aleyhisselamın oğlu Yafes, Türk diyarına yerleşmeye karar verince babası Nuha
Ben bu kurak yerde nasıl yaşarım? diye sormuş.
Nuh aleyhisselam da üzerinde
İsmi azam yazılı bir taş vermiş ve Bununla Allahtan yağmur istersin o da
verir demiş.
Daha sonra o taşla Türkler
diledikleri zaman yağmur yağdırmışlar, diledikleri zaman düşmanlarının üzerine
Ağustos ayında kar yağdırmışlar, diledikleri zaman düşman tarafına şiddetli
fırtına estirmişler.
Yağmur yağdırmak için Yadacı
denen bilgin kişi Yada taşını su tasının içine koyarmış. Bir yılanı kuyruğundan
bağlar tavana asarmış. Yılanın ağzı suya değecek kadar yakın fakat değmezmiş.
Yılanın su isteği arttıkça artarmış. Sonunda yağmur yağarmış.
Efsane buya yağmur yağdıktan
sonra tastaki su toprağa dökülürmüş. Bir gün su toprağa dökülmesi unutulmuş.
Adamın biri gelmiş o suyu içmiş. Yağmur durmak bilmeyince adamın suyu içtiği
anlaşılmış.
Adamı şehirden çıkarmışlar.
Gittiği şehre yağmur yağmaya başlamış. Şehir halkı adamı törenle karşılarmış.
Yedirir içirirlermiş. Yağmur kesilmeyince de döverek çıkarırlarmış. Törenle
karşılanarak, sürgün edilerek Mısıra kadar varmış. Vücudundaki o sudan
arınınca gittiği yere yağmur yağmamaya başlamış adamda kurtulmuş.
Efsaneye göre Türklere büyük
bir güç veren bu Yada taşının ardına Çinli ajanlar düşmüş.
Uygur beylerinden birini bir
Çin kızına aşık etmişler. Uygur beyinden kıza karşılık Yada taşını istemişler.
O da, sevdiği Çin kızı uğruna Yada taşını satmış.
O günden bu güne kadar bir
ihaneti anlatmak için Yada taşını
satmak deyimi kullanılır olmuş.
Bu bir efsanedir ama aynı
olayın hakikati olmuştur.
Eski İngiltere Başbakanı
Villiam Ewart Gladstone (1809-1898) yaptığı bir konuşmada
Müslümanların/Türklerin elinden bu Kuranı almadıkça onları mağlup edemezsiniz
diyor ve bütün gücünü o tarafa yöneltiyor ve Türkiyede Kuran okuyacak insan bırakmıyorlar.
Şimdilerde Kuran okuyanımız
epeyce var ama alınan özel tedbirlerle anlamını bilecek yolların tamamı kapalı
tutulmaya devam ediyor.
Kuran mesajını anlamayı
engelleyenlerin kafirler olduğunu zannetmeyin.
Kafirlerin kurduğu tezgaha
takılan nice İslamcılarımız da karşıdır Kuranı anlamaya.
Bir zamanlar mangalda kül
bırakmayan İslamcılarımız belirli yerlere geldiklerinde yaptıkları en önemli
iş, çıkacak kanunların batı değerlerine aykırı olmasını engellemek.
Yani Lordun kurallarına aykırı
kanun çıkmasını engelleme görevini yerine getirdikten sonra yatmadan önce manasını
bilmediği ayetleri okuyarak huzuru kalp içinde yatağa girmek.
Halbuki okuduğu ayette Rabbimiz,
Sakın, kafirlere itaat etme diyordu. (Kuran-i Kerim Furkan 52, Ahzab 1, Hud
113)