DİNİ İÇİN DEVLET BAŞKANLIĞINDAN AYRILMAYI GÖZE
ALAN
Zil sesi duyunca ağzı sulanan yaratık gibi,
kırmızı bezi görünce şuursuzca saldıran gibi, altını görünce kendini kaybeden
Siyonist gibi şartlandırılmış insanlar yaşar dünya üzerinde.
Aynı havayı soluruz biz onlarla, aynı güneşte
ısınırız.
Saldırganlıklarına bakar, bazı korkaklarımız
onlardan uzak durmayı ve meydanı saldırganlara bırakmayı kurtuluş zannederler.
Saldırganların arkasındaki propagandacıların
goygoyuna inanırlar, teslimiyetten başka çare kalmadığını söylerler ve onların
sayesinde/gölgesinde Müslümanlık yapmayı fazilet zannederler.
Ama bu dinin sahibinin Allah olduğunu unuturlar.
Kendilerini dinin sahibi olarak görürler, kendi güçleriyle
saldırganların gücünü kıyaslayarak kabuklarına çekilip saldırganın himayesinde
iş yapmayı tercih ediyorlar.
Propagandayla doldurulmuşlardan biri, sevgili
peygamberimizin aleyhinde bir film çevirir.
Filmden anlayanlar tarafından beş para etmez
olduğu söylenen bu film dünyadaki bütün İslam karşıtı yazar, çizer, siyaset
adamı ve devletler tarafından korunmaya alındı.
Türkiye dahil otuz kadar ülkede protesto
mitingleri düzenlendi.
Libyada Amerikan Büyük Elçiliğine saldırı oldu
ve Büyükelçi dahil dört tane Amerikalı öldürüldü.
Diyarbakır, Diyarbakır olalı bu kadar cemaati
miting meydanına çeken olmadı.
Film ve filmi çekenlerin batı tarafından
desteklendiğini görenler, kendilerinin gücünü onlarla kıyaslayanlar,
ümitsizliğe düştüler.
Ama bu din, bütün evreni yaratan Allahın
dinidir.
Güneş nasıl balçıkla sıvanmazsa, Süleyman
Çelebinin Bir acep nur kim güneş pervanesi yani O peygamber, öyle güzel bir
nur ki, güneş, ışık almak için onun etrafında pervane gibi döner dediği
alemlere rahmet hazreti Muhammed (s.a.v.) de dünyadak bütün kafirlerin karanlık
dünyalarında ürettikleri kara lekelri bir araya getirseler ve o kara lekeleri
İslamın ve peygamberinin üzerine atsalar, güneşe tüküren delilerin güneşe zarar
veremeyeceği gibi kendi başlarına dökülür karaları, kusmukları.
Örnek mi, alın size örnek:
Hollandalı aşırı sağcı, İslam düşmanı politikacı
Geert Wildersin liderliğini yaptığı Özgürlük Partisinin eski yelerinden,
ayrıca Lahey belediye meclisi üyesi Arnoud Von Doorn, bu İslam karşıtı filme en
büyük desteği verdikten sonra dünya genelinde Müslümanların aşırı tepkisini
görünce milyarların yanlışta birleşmesinin mümkin olmayacağını düşünür ve İslam
ve sevgili peygamberimiz hakkında kitaplar okumaya ve Müslümanlarla sohbetler
yapmaya başlar.
Sonunda Müslüman olur ve Umre için gittiğinde
Medinede sevgili peygamberimizin kabri önünde özür diler, Rabbinden de afvını
ister.
Buyurun, bu iğrenç filmin arkasında Avrupa ve
Amerika desteği var iken filmin yapımına destek veren adam Müslüman oluyor.
Bütün bir batının desteğinin tamamı Arnoudun
gönlünde Allahın hidayeti karşısında denize tüküren kafir tükrüğü kadar bile
etkisi yokmuş ki İslamı seçivermiş.
Bu günlerde Milli Gazetede Gabon devlet
başkanının Müslüman olması haberi de düşündürücü.
Halkının yüzde doksanı Katolik iken devlet başkanı
da Katoliklerden seçilmişken Katolik devlet başkanı Müslüman oluyor ve Albert
Bernard Bongo olan İsmini Ömer Bongo Ondimba diye değiştiriyor ve halkına Eğer
istemezseniz istifa ederim diyor, halkının yüzde doksanı Hıristiyan olan Gabon
halkı: Biz senden memnunuz diyorlar. Şu anda ülkeyi onun oğlu Ali Bongo
yönetiyor.
İktidar şehvetine kapılıp dininden taviz
verenler görüldü de dini için devlet başkanlığından vazgeçmeyi göze alan bu
çağda duyulmamıştı.