GÖRÜNTÜ
ALDATABİLİR
Atalarımız:
“Adamın alacası içinde hayvanın alacası dışında” demişler.
Dışından
derviş görünen içinden berduş olabilir. Onun için görüntüye aldanmamalı.
Hayvanın
dışına bakarak aldanmama konusunda “Ak koyunu gören içi dolu yaz zanneder”
demişler.
Bilmiyorsan,
aldanma durumun olacaksa işin ehline soracaksın.
Görüntüsü
hoşuna giden biri “Kalıbının adamı olmayabilir”
İpek
gibi elle seninle tokalaşanın taş gibi yürekle seni ezebileceğini hatırından
çıkarma. “Yumuşak atın tekmesi sert olur” demişler.
“Yüzü
bezek, içi tezek” olan insanlar olduğu gibi, dışı viran içi mamur olanlar da
vardır.
İnsanlar
da çiçekler gibidir.
Güzel
görünümlü kokusuz çiçek olduğu gibi, güzel kokulu görünümü güzel olmayan çiçek
de vardır.
Hem
güzel görünümlü hem güzel kokulu çiçek de vadır.
Biz,
bu iki tarafı da güzel olanlardan olalım.
Elimiz
gül veya bal satsın, güzümüz de karşıdakine güven versin.
İçi
kan ağlayıp dışından gülen olduğu gibi, için şen ve şakrak olduğu halde
dışından üzgün görünür.
“Ya
olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol” demişler.
Ama
iyi olmaya ve iyi görünmeye çalışalım.
Şair
Nabi, caminin şöhreti güzelliğindendir,
cami harap olursa cemaat gelmez anlamında:
Şöhreti
mal iledir ma’bed-i İslam’ın da
Camii
köhne bî vakfa cemaat gelmez” demiş.
“Adım
çıkmış dokuza, enmez sekize” deyip kötü işler yapıp kötü görünme veya iyi
görünme tarafına gitmeyelim, kötülük yapmayalım.
İnsan
oğluyuz, mayamız sağlam, bize bir şey olmaz demeyin.
Aynı
çağda yaşayan ve Adem oğlu olan Hazreti Musa ile Firavun, Hazreti Muhammed ile
Ebucehil arasındaki farkı görüver.
Aynı
yere bakan sarhoş ile derviş aynı şeyleri söylemez.
Sarhoş,
meyhaneyi dünyanın en güzel yeri olarak görürken derviş en iğrenç yeri olarak
görür.
Şair
Nabi: “Harabatı görenler her biri bir haletin söyler
Safasın
nakleder rindan, zahid sıkletin söyler” der.
İkisi
de Adem oğlu ama biri üzümün şerbetini içmiş, öbürü şarabını içmiş.
Şarabını
içen düz yolda eğri gider, şerbetini içen, eğri yolda doğru gider.
Aynı
Adem oğlu madeninden olan insanların kullanıldıkları yere de dikkat etmeleri
gerekir.
Haram
işlerden ve haram yerlerden uzak durunuz, sizi de kirletir.
Şair
Nabi, ibrikle leğen aynı madendendir ama ibrikten temiz su akar, leğende ise
kirli su olur demek için sözü kalıba döker ve:
“İbrik
ü leğen ma’deni vahıdden iken
Birinde
su pâk birisinde nâ pâk” demiş.
İçi
kafir dışı Müslüman olan münafıklar, öyle bir Müslüman görüntüsü vermişler ki
sevgili peygamberimizin bile gözüne girmişler.
Rabbimiz
bu olayı “Onları gördüğün zaman bedenleri hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini
dinlersin. Sanki onlar giydirilmiş
keresteler gibidirler. Her bağırmayı
kendi aleyhlerine zannederler. Onlar düşmandırlar.
Onlardan sakın. Allah onları gebertsin. Nasıl da döndürülüyorlar?” anlatır. (Münafikun süresi ayet 4)
Dili ballı gönlü zehirli insanlardan da haber
verirken: “İnsanlardan öyleleri vardır ki, onun dünya hayatı
hakkındaki sözü
senin hoşuna gider ve
kalbinde olana Allah'ı şahit
tutar. Halbuki o düşmanların
en azılısıdır.” Buyurur. (Bakara süresi ayet 204)
Bir yerde duranların çokluğu da seni aldatmasın.
Onların
haklılığına bak.
Haklı
kişi tek başına duruyorsa, haksızın yanında da milyonlar, milyarlar olsa Hakkın
ve haklının yanında olmaya bak.
Rabbimiz:
“De
ki: "Pisin çokluğu tuhafına
gitse de pis ile temiz denk olmaz. Ey akıl sahipleri, Allah’tan sakının ki
kurtuluşa eresiniz.”
Buyurmuş. (Maide süresi ayet 100)