Korkunun
Ecele Faydası Yok.
Bundan
en az otuz yıl önce okuduğum kitabın adı Toplumda Kitle Hareketleri ve Gerçek
İnanç Adamı idi.
Adı
Eric olan bir Amerikalı yazmış, Türkçeye terceme edilmişti.
Korkunun
gücünü anlatıyordu.
Örnek
olarak, Hitleri ve Hitlerin öldürdüğü Yahudileri veriyordu.
Polonyadan
Fransaya kadar çeşitli kamplarda yüz binlerce Yahudinin nasıl öldürüldüğünü
anlatıyordu.
Elli
kadar askerle elli bin Yahudinin öldürüldüğünü, korkunun akıllarda durgunluğa
sebep olduğunu açıklıyordu.
Sırası
gelmeyenlerin kendilerinin öldürülmeyeceği kanaatinde oldukları anlatılıyordu.
Herkes
kendi derdine düştüğünden elli kişi karşısında kendini yalnız hissedip korkuyla
hareket ettiğini ve çare aramadığını söylüyordu.
Halbuki
elli bin adam elli askerin üzerine topluca yürüseler, belki beş yüz kadarı
ölebilirdi ama gerisi kurtuluş için yeni bir kapılar açabilirlerdi.
Korku
ise bu tür düşünmeyi de engelliyordu.
Kuran-i
Kerimde Rabbimiz bir kaç yerde ve de Maide süresi ayet 44 de İnsanlardan
korkmayın benden korkun buyurarak her insanda olan korkunun tedavisini
yapıyordu.
Firavunun
yanına giden Musa aleyhisselamın gönlüne korku girince Rabbimiz Musa
korkma... diyordu. (Neml süresi ayet 10)
Somalili
mültecilerin yardımına gidip gelen dostlarımı dinledim.
Yedi
yüz bin mülteci yalnız Dadaab kampında yirmi yıldır yardımlarla ayakta kalmaya
devam ediyorlarmış.
Ev
yok, su kıt, ekmek gelecek, ama yedi yüz bin insan 95 klm karelik bir mekanda
Birleşmiş Milletlerin bir kaç görevlisi tarafından dünyanın en rezil açık hava
hapishanesinde yirmi yıldır çile çekiyorlar.
Böyle
giderse yüz yıl sonra da bizim torunlarınız yine yardım gönderme dernek veya
vakıflarında görev alırlar, yardımı teslim ederler ve ruhen rahatlama yoluna
giderler.
Halbuki
yedi yüz bin evsiz, susuz, ekmeksiz
yaşayan bu insanlar, bir gün Afrikanım yeraltı zenginliklerinin
sömürüldüğü yerlere doğru yürüseler, hiç bir silah kullanmasalar ve ulaştıkları
madenlerin üzerine kamplarını kursalar sömürgenler bunlara daha rahat
yaşayabilecekleri yerler bulma zorunda kalırlar.
Yarım
kuruluşlarımız, bu insanların arasından yüzlercesini seçerek bunları eğitseler,
bu insanların bu Açıkhava hapishanesinden kurtulmanın yollarını gösterseler,
bunları çilesi yüz yıl sürmediği gibi bir kaç yıl içerisinde kendi evlerinde
özgürce yaşamayı sağlayabilirler ve onlar da başkalarına yardım ellerini
uzatabilirler.
Kuranın
ilk emirleri, kula kul olmaktan kurtulup Allaha kul olmakla ilgilidir.
Her
gün namazımızda İyyake nabüdü/Ancak sana kulluk ederiz diye tekrarladığımız
ayetten de anladığımıza göre ekmekten önce özgürlük gerekirmiş.
Ve
biz, bu ayeti günde en az kırk defa namazımızda tekrarlarız.
Ama
maalesef gereğini yapmayız.
Allah
yardımcımız olsun.