ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    08.05.2013


     

    “BARIŞIN” DEMEDİM AMA KARDEŞ YAPTIM

    12 Eylül darbesinde tutuklanan, içerde iki yıl kaldıktan sonra berat kararıyla tahliye olunan Ülkücü delikanlılardan biri, bir hafta evinde dinlendikten sonra eski arkadaşlarını toplamak onlarla Kur’anı anlama çalışmaları yapmak ister.

    Şehrin en büyük camisine gider ve cami hocasına durumu açar.

    “Biz, dokuz ışığı öğrendik ama tek ışık Kur’anı öğrenmedik. Sen bize öğretir misin” der.

    Hoca efendi de onu alır ve “Sizin dilinizden bu hoca anlar” diyerek bana getirir.

    Ben zaten Milli Gençlik Vakfının (MGV) öğrencilerine sohbetlere devam ediyordum.

    Bir derste onlarla başlattık.

    Bu iki gençlik teşkilatı birbirine hoş gözle bakmıyorlardı, hor bakıyorlardı.

    Ben onlara “Hoş bakın, hor bakmayın” demedim.

    Ülkücülerin dersine giderken MGV li birinin arabasıyla gitmeyi tercih edip onların dersini dinlemesini sağladım.

    MGV lilerin dersine giderken Ülkücü birinin arabasıyla gitmeyi tercih edip bunların kaynaşmasını sağladım.

    Bunlar birbirlerini yakından tanıyınca aralarında slogan farkından başka bir şey olmadığını anladılar.

    O günlerde derslere katılanların bir çoğu bu günlerde ülke yönetiminde en etkili yerlerde birlikte hareket ediyorlar.

    İstanbul dışında yaşayan ve çok sevdiğim iki arkadaşım basit bir sebepten 25 yıllık arkadaşlıktan sonra küsmüşler.

    Bu durumu düzeltemeye benim gücümün yeteceğine inanan çok değerli bir arkadaş bana geldi ve bunların durumunu anlattıktan sonra şehre gelip aralarını bulmamı istedi.

    Ben de ona, “Sen bunları barıştırma çalışması yapma. “Sizi barıştırayım” deme.

    Sen yaptığın derslere birini davet et, öbürünün de arabasıyla derse gitmiş ol.

    Eve varınca tokalaşma kendiliğinden olur.

    Onlar o kadar insanın arasında el vermezlik yapamazlar.

    Sohbet esnasında onların gözlerine dahi bakma.

    Taraflardan birinin adamı olduğun imajını verme.

    Bunun bir taktik olduğunu anlamasınlar.

    Bir başka gün birini davet et, öbürüyle beraber git.

    Birkaç gün yalnız tokalaşma ve aynı havayı soluma onları tekrar birleştirir” dedim, o da yaptı ve başarılı oldu.

    Çözümde geçmiş konuşulmaz, gelecek konuşulur.

    Geçmişe dalıpta içinde boğulmadan ölmeyen olmamış bu güne kadar.

    Herkes kendini haklı görmese kavga çıkmazdı.

    Sen haksızsın, ben haklıyım diyerek çözüm olmaz.

    “Geçen geçmiştir” cümlesi Kur’an’da çokça tekrarlanır.

    Kendisini yok etmek için kör kuyuya atan kardeşlerini Mısır’da karşısında boyun bükmüş olarak gören Yusuf aleyhisselam  "Bugün sizi kınamak yok. Allah sizi afvetsin. O merha­met edenlerin en merhametlisidir." Demiş ve bağrına basmıştır. (Yusuf süresi ayet 92)