ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    09.04.2013


    NİYET HAYIR AKIBET HAYIR

    Sabah “bismillah” deyip kalkacağız, abdestimizi alacağız, namazımızı kılacağız.

    “Sabahın sahibine sığınıp hayata atılacağız.

    Güneşe bakacağız ve “bu gün dünden daha iyi olmalıyım, etrafıma ışık saçmalıyım, nur borsası açmalıyım” diyerek günlük işlerimize başlayacağız.

    Yaptığımız her işte niyetimiz güzel olacak.

    O bizi rahatlatır, iş yapma azmini artırır ve yorulmayı engeller.

    Niyetin güzel olması yeterli değil, yaptığımız eylem, Rabbimizin tabiat kanunlarına ve de Şeriat kanunlarına aykırı olmayacak.

    Kuralına uygun yaptığımız her işi yalnız Allah’ın rızası için yapacağız.

    Bütün bunları yaptıktan sonra iyilik diye yaptığımız şeyin kötülük meydana getirdiğini gördüğümüzde üzülmeyeceğiz.

    Güzel çeşmenin başına atıyla gelen adam, atını bağlayacak yer bulamamış.

    Tutmuş çayıra bir kazık çakmış ve gelen geçen atını bağlasın, çeşmenin başında rahatça bir otursun” demiş ve sevaba girmiş.

    Ondan sonra gelenin biri de çayırın ortasındaki kazığı görünce birilerinin ayağına takılmasın diye kazığı söküp çıkarmış o da sevaba girmiş.

    İyilik olsun diye yardım ettiğiniz, yol gösterdiğiniz adam siyasette, makamda veya servette zirvelere çıkar ama yolunu sapıtır, şaşırır.

    Yine iyilik olsun diye tanıştırdığınız insanların işbirliğinden çok kötü sonuçlar doğabilir.

    Bütün bu durumlarda eğer bizim niyetimiz temiz, metodumuz Rabbimizin tabiat kanunlarıyla şeriat kanunlarına uygun ve hedefimiz de Allah’ın rızası ise biz, yine de sevabımızı alırız.

    İşlerin nereye varacağını biz bilemeyiz.

    İyi zannettiklerimiz kötü çıkabilir, kötü sandıklarımız ise iyi çıkabilir.

    Rabbimiz buyurur: “Hoşunuza gitmediği halde sa­vaş size farz kılındı. Olur ki, hoşu­nuza gitme­yen şey sizin için hayır­dır ve yine olur ki, sevdiği­niz şey sizin için şer olur. Allah bilir siz bil­mezsiniz.” (Kur’an-i Kerim, Bakara süresi ayet 216)

    İtalyanlar, Libya’yı işgal ederlerken harpten kaçanlar ve sıcacık evine sığınanlar olmuş.

    İyi yaptıklarını zannetmişler ama İtalyanlar ilerlemişler, şehirdekileri de öldürmüşler, cepheden kaçan o insanlara önce kendi kabirlerini kazdırmışlar sonra tek kurşunla öldürüp diğer kaçağa gömdürdükten sonra ona da kabrini kazdırmışlar ve böylece iyi sandıkları şey onlar için çok kötü oluvermiş.