ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    09.06.2014


    PERDELER KIYAMETE KADAR VAR OLACAKTIR

    Kaybolalı tam üç ay oldu.

    Bir türlü bulunamadı.

    Kayıp ilanları verildi.

    Fotoğrafları, adı, kimlik bilgileri verildi ama bir türlü bulunamadı.

    “Gözü kör olsun fakirliğin. Maddi durum iyi olsaydı, ilanlar ve arayanlar çoğalırdı.

    Siyasi gücü olsaydı Başbakan talimat verir, devletin bütün kurumları seferber olur yine bulunur” denirdi.

    Bütün bunlar yapıldı.

    Yalnız Türkiye gazetelerinde değil dünya gazetelerinde ilanlar verildi.

    Aramaya en güçlü diye bize yutturulan devletler katıldı.

    Ama bulunamadı.

    Ağlayan analar, arayan devletler listesi yayınlandı gazetelerden ve televizyonlardan gösterildi.

    Bundan tam üç ay önce 08.03.2014 günü Boeing B777-200 tipi uçak 227 yolcusu 12 mürettebatıyla Malezya Kuala Lumpurdun’dan 152 si Çinli, 38 i Malezyalı 6 sı Endonezyalı, 8 i Avustralyalı 239 yolcusuyla Pekin’ giderken Vietnam üstünde iken kaybolmuştu. (Allah Müslümanlara rahmet etsin, Müslüman olmayanların toprağı bol olsun, ikisinin de yakınlarına Allah sabır versin)

    Dünkü gazetelerin haberine göre kaybı olan aileler bir araya gelmişler ve uçağı bulana, sırrını çözene  5.000.000 (beş milyon) dolar vereceklerini açıklamışlar.

    Aramaya Malezya, Çin, Japonya ve Amerika katılmasına rağmen üç aydır bulunamadı.

    1950 li yılları yaşamayanlar, kitaplardan okuyarak anlamaları mümkin değildir.

    Kuş uçmaz, kervan geçmez köyümüzde, 1955 yıllarında sekiz dokuz yaşlarında, kara dut ağacının gölgesinde, arkadaşlarla soluklanırken, içimizden biri “Amerika’nın elinde bir bomba varmış, düğmeye basınca bizim köyü yerle bir edermiş” diyor.

    Köyümüze gazete gelmediği gibi “Gazete nedir?” diye bir soru sorsalar başımızı öne eğer susmaktan başka bir şey yapamazdık.

    İki evde radyo var, hayır olsun diye türkü çalarken camları açarlar, koşular da dinlerdi.

    Peki, bizim körpe yüreğimize  bu korkuyu kim salardı diye de düşünmemiştik.

    Sonraları düşündüm, herhalde askerden gelenlere böyle bir bilgi veriyorlar ve onlar da anlatıyordur diye kanaat getirdim.

    Ama yaşım ilerledikçe kendinin ticaretinin kalbi  ikiz kulelere ve dünya siyasetini yönettiği pentagon beynine saldırı olunca Kur’an’ın kafirler için “Onlar sağıdır, dilsizdir, kördür” ayetinin gerçek olduğunu gözümle gördüm ama Amerika’yı yer tanrısı olarak kabul eden bir kısım sağcı yazarlar, tanrılarının gücüne halel gelmemesi için “Amerika onu bilerek yaptırdı” diye yorumlar yaptılar.

    Malezya uçağı kaybolunca aramaya Amerika’da katılınca ben bu aramayı basından dikkatle takip ettim.

    Yeryüzü tanrısı gibi kabul edenlerin yorumunu bekledim ama galiba onlar da tanrılarından ümit kesmişler ki hiç bir şey dememeyi tercih ettiler.

    “Ama hocam, internette havada uçan bütün uçakları izlemek mümkin.

    Denizde şu anda yol alan bütün gemileri de görmek mümkin.

    Hatta evimin önüne arabamı getirdiler mi? Diye bakmak da mümkin” denebilir.

    Doğrudur. Adres bilinirse doğrudur.

    “Sarı çizmeli Mehmet ağayı bul” deyin bakalım bulabilir mi?

    Ama devletin adını, şehrin adını, mahalleyi, sokağı ve evin numarasını yazarsanız Navigatör gibi bulabilirsiniz. Ve de dinleyebilirsiniz.

    “Bu türden aletler yaygınlaştıkça sırrımız kalmayacak” demeyin kıyamete kadar sır devam edecek.

    Casusa karşı anticasuslar, sinyallere karşı Jammer’ler üretildi.

    28 Şubat döneminde 30 la 50 arasında doçent ve profesöre nezih bir mekanda Tefsir sohbetleri yaparken Boğaziçi’nden bir profesör, “Sayın hocam, kısa zamanda tesettür konusu diye bir şey kalmayacak. İnsanı tenini gösteren gözlükler üretildi.

    Bunların üretimi çoğalır işportaya düşer, beş liraya alınır hale gelince tesettür biter” dediğinde,

     - Bitmez, bizim İlmihal kitaplarımıza o gözlükleri takmak ve mahremlere bakmak haramdır hükmüyle o günlerde piyasaya sürülen ve o gözlüklerin delip geçemeyeceği kumaştan elbise giymek tesettüre en uygundur fetvaları girecek” dediğimde başıyla onaylamıştı.

    Özetle röntgencilere karşı pencere perdeleri üretildiği gibi, her dönemin perdesi kıyamete kadar olacaktır.