ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    10.06.2013


     

    İKİ YÜZLÜ MÜSLÜMAN YETİŞTİRİYORUZ

    Kırk yıllık Müslüman Kani, İslam’a  olan imanı nedeniyle çağdaş kafir yamyamlara yahni olur ama hiç bir zaman Hıristiyan Yani olamaz, istese de olamaz.

    Kalbiyle Allah’a bağlı, diliyle çağdaş puta bağlı olanın içinden gelen Rahmani nefes, gül kokusu gibi eser ve kafirlik pisliği içinde uyuşturucuyla uyuşan, gaylıkla, lezbiyenlikle, hortumculukla, haramilikle, harami yardakçılığıyla kirlenenleri rahatsız eder.

    Onun için inkara ve haramlara karşı açıktan, aleni, harbiden, yiğitçe savaş açarak pislikte boğulma durumunda olanlara da kurtuluşun can simidi uzatılmalı ve Nuh aleyhisselamın gemisine alınmalı.

    İki yüzlü bir Müslüman nesil yetiştiriyoruz.

    Dikkat edin, çok tehlikeli bir iş yapıyoruz.

    İnandığını söyleyemeyen, inanmadıklarını inanıyormuş gibi yapan, İslam’ın yönetimini istediği halde batının değerlerini savunuyormuş salaklığına bürünen bir nesil yetiştiriyoruz.

    Hem kendimize yazık ediyoruz, hem mahvedilen ve mahvedildiğinden haberi olmayan, karanlık mağarasından çıkmak istemeyen bir nesle yazık ediyoruz.

    Kırkından sonra bir Kani’yi Vatikan’daki Vaftiz suyuna batırsanız, iyice ıslansın diye bir hafta su içinde tutsanız, çıkınca boynuna hazreti İsa’yı astık diye uydurdukları koca Haçı assanız, gönlünüze o kokmuş su değmediğinden, Haç oraya dokunamadığından, bayramdan bayrama, Cumadan Cumaya, veya günde beş vakitte namaz kıldığınızdan bizi hiç bir zaman Yani kabul etmeyeceklerdir.

    İslam’ı istediğimiz halde kendi yavrusunu bile besleyip, süsleyip cehenneme odun olarak yakmaya hazırlayan sistemi istediğimizi günde onlarca defa söylememiz de onlara inandırıcı gelmemektedir.

    Müşrikler, sevgili peygamberimize gelerek, “Tanrılarımızı aşağılayan, atalarımızın yolunun sapık olduğunu söyleyen şeyler okuma bize” demişler. Kur’an bunu şöyle haber verir, :"Bize bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir" dediler. De ki: "O’nu benim kendiliğimden değiştirmem benim için im­kansızdır. Ben ancak bana vahy olunana uyarım. Eğer ben, Rabbime karşı gelirsem bü­yük bir günün azabından korkarım." (Yunus süresi ayet 15)

    Bir ara sevgili peygamberimiz, kafirleri kendine ısındırmak için bazı ayetleri okumamayı bile hatırından geçirmiş.

    Bunun üzerine Rabbimiz Onu uyarmış, “Onların "Ona bir hazine indirilmeli veya beraberin­de bir melek gelmeli değil miydi" demeleri nedeniyle göğsün daralacak belki de sana vahiy olunanın bir kısmını (okuma­yı) terk edeceksin. Ancak sen bir uyarıcısın. Allah her şeye vekildir.” (Hud süresi ayet 12)

    Kafirin derdine derman olacak ayetler, kafirin en sevmediği şeylerdir.

    O sevmiyor diye ilacı hastadan saklayan doktorun durumu ne ise kafirlerin hoşuna gitmeyecek ayetleri gündemden kaldırmakta odur.

    İnsanı yaratan Allah,

    Ayetleri şifa olarak indiren Allah,

    Bunları bütün dünya insanına duyur diyen de Allah.

    Ama iki yüzlü hale getirilen Müslüman “Ama ya rabbi, sen durumu bilmiyorsun, bunları ben okursam adamlar delirecek, önce ben onların salyalı, kuduz mikrobundan tehlikeli virüslerini yutayım, onlar gibi olayım, ondan sonra onları kendi tarafıma çekeyim” der gibi bir görüntü var.

    Rabbimiz, sevgili peygamberimize, “Ancak sen, bir uyarıcısın. Allah her şeye vekildir.” Diyor.