ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    10.10.2011


    ANALAR AĞLAMASIN

    Anneler hep anadır, bizlerse kuzu.

    Yaşımız yetmişe gelse onunki olur yüz

    Ve kapatamayız aradaki otuzu.

    Kuzulara kıymayın.

    “Ben büyüdüm anneee” demeyin.

    Kanımızı, tenimizi, rahminde şefkatle yoğurur.

    Acılar içinde bizi doğurur.

    Kızıl kanını ak sütlere döndürür.

    Rahminde kızıl kanıyla beslerken,

    Kucağında ak sütüyle büyütür.

    Dilini ağzımıza verir Anadilimiz olur.

    Ortalık ana-baba günü olduğunda

    Ana kucağından daha güvenli yer yoktur.

    Yeryüzünde ana sütünden daha helal içecek yoktur.

    Yavrusu “Öf be ana” dese de

    Ana, “Of” demeden derdine derman olur.

    Oğul, anasının ipliğini pazarda satsa da

    Ana, oğluna “Sütüm sana helal” der.

    Analar kök gibidir, oğulları dal.

    Analar kovan gibidir, oğulları bal.

    Dallar kırılsa analar onu merhamet merhemiyle sarar.

    Oğul, anasının gönül denizini bulandıramaz.

    Yavrusunun derdine derman olmak anaya yük olmaz.

    Dünyada hiçbir yer ana kucağı kadar rahat değildir.

    Sarayda Demokles’in kılıcı altında yatmaktansa

    Köprü altında ana kucağında uyumak daha evladır.

    Kırmızı halılar değil, yolumuza sırma saçların serer

    Kuş sütüyle değil ana sütüyle besler.

    Ana sofrasındaki helal duru ayranla kuru ekmek

    Köşkteki haram havyardan tatlıdır

    Aman, anaları ağlatmayın.

    Yüreklerini dağlatmayın.

    Hiçbir koku ana kokusu kadar güzel değildir.

    Ana sütü nereden gelirse kokusu da oradan gelir.

    Cennet, anaların ayağı altında olduğuna göre

    Süt de koku da cennetten gelir.

    Yar kokusunda şehvet, ana kokusunda şefkat vardır.

    Yaşlandıkça şehvet azalırken şefkat artar.

    Ciğerini söken yavrusunun eli acıyınca “Anam” dese

    Ana “Yavrum” der de ciğeri kan ağlarmış annenin.

    Oğul annesini sırtında hacca götürse,

    Çölde gözyaşlarıyla annesini sulasa,

    Dokuz ayın hakkını ödeyemez.

    Hiçbir yürek ana yüreği kadar temiz değildir.

    Hiçbir söz, ana sözü kadar tesellici değildir.

    “Cennet, anaların ayakları altındadır.” Demiş peygamberim

    Cennet yanındayken cennet arayanlar,

    Rızasız cennete varmak yok imiş.

    Ana-babaya “Öf bile deme” diyor Rabbimiz.

    Anaların duaları geri çevrilmez.

    Bedduasını almamak lazım.

    Gerçek analar beddua etmez.

    Ne zaman cenneti özlerseniz annenizin yanına gidin ve ellerinden öpün.

    Anne, çocuklarını kan bağıyla bağlar birbirine.

    Ninnisinden bal, göğsünden süt akar .

    İçi kan ağlasa dışı hep bahar.

    Karşılıksız verirler

    Çünkü Cennetin üstünde gezinirler.

    Dünyanın bütün belaları başımıza lav gibi yağsa

    Anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan gelse,

    Yine de anaları ağlatmayacağız.

    Sağ annelerimizin ellerinden öpmeye, hayır dualarını almaya çalışalım.

    Ölmüş annelerimizi beş vakit namazlarımızın son oturuşlarında okuduğumuz “Rabbenağfirli ve li valideyye…/Rabbimiz, beni, anne-babamı ve bütün müminleri afveyle” duasını okumaya devam edelim.

    Not: Başta Başbakanımızın annesi Tenzile hanımefendi olmak üzere bütün annelere Allahtan rahmet, yakınlarına da sabırlı ve hayırlı halef olmalarını dilerim.