SIRTINDA HÜMA KUŞU YUMURTALARI TAŞIYANLAR
One Minute den sonra 200 devletin
yönetici kadrosu, dünyaya akıl verdiğine inanan strateji uzmanları, dünya
devletlerinin Generalleri, nefeslerini tutup beklemeye koyuldular.
Bakalım İsrail ne yapacak.
İsrail, eli bağlı esirleri öldürmekle,
Mescid-i Aksa ya namaz kılmak için gelenleri dövmekle, Uganda devletinin
havaalanına saldırı düzenleyerek Entebbe Baskınıyla adını dünyaya duyurmasıyla,
paraya yön vermesiyle, ülkelerin Merkez Bankalarını zora sokmakla, bütün bunları
yaparken Amerikanın gölgesini kullanmakla dünyaya korku salmıştı.
Dünya bekledi, bekledi baktı İsrail hiç
bir şey yapamıyor,
Bunlar, hiç bir şey değilmiş deyip
şimdi hiç takmamaya başladılar.
Dünyayla, ülkede olanlarla ilgisi
olmadığını ifade etmek isteyen bir Türk Ne sağcıyım ne solcu, futbolcuyum
futbolcu der ama futbolcuların da dünya sorunlarıyla ilgilendiğini dünyanın
bir numarası kabul edilen Ronaldo ile forma değiştirmek isteyen İsrailli bir
futbolcuya Formamı katillere vererek kirletemem diyor.
Kendisine verilen altın ayakkabıyı açık
artırmayla 1.5 milyon (Beş milyon TL ye yakın) Euroya satıyor ve Filistinli
çocuklara destek için gönderiyor.
Birleşmiş Milletlerde ve diğer önemli
toplantılarda İsrailli temsilcileri kimse takmamaya başlamış.
Çin, İsrail, Amerika, Rusya ve İngiltere
gibi devletlerin açmadığı okulları Hizmet Hareketinin açması da dünyanın
sömürgenlerinin dikkatini çekmeye başladı.
Bu iki güçlü hareketin sömürgenlere engel
olmaya başladığını görenler, ikisini birbirine vurdurarak kırdırmaya, sağlam
ama çatlayanı da kendileri kırmaya karar vermiş olabilirler.
Aralık 1997 yılında Hizmet hareketi,
İslami kesimin sevmediği insanlara Başta Sayın Süleyman Demirel olmak üzere
ödül verdiğinde epeyce tenkit edilmişti.
Altınoluk dergisi Şubat 1998 sayısında
benimle röportaj yaparak bu tenkitleri bana sorduğunda ben:
Sırtına beş yüz tane Hüma kuşu yuvasını
yüklenip menzili maksuduna varmak için mayınlı tarladan geçmekte olan bir
kardeşim mayınları döşeyene müdara yapıyorsa, her mayın yerini bildirene bir
madalya, plaket veriyorsa, ben ona kızar mıyım? Niçin koşmuyorsun,
atlatmıyorsun der miyim?
Yüz metre engelliyi koşan bir koşucu
maratonu koşana Niçin atlamıyorsun, zıplamıyorsun demez.
Bize ikisi de lazım, iki bini de lazım.
Ama hocam yıldızım barışmıyor filan
adamla diyen arkadaşıma: Anne yavrusu için canını verir; ama eğer kan grubu
tutmuyorsa kanını veremez.
Biz de dostlarımızı iki gruba ayıracağız:
Can grubumuz tutanlar ve tutmayanlar.
Her ikisi de bizim dostlarımızdır.
Biriyle can grubumuz tutmadığı için can sohbetleri yapamayız; ama onun davası
için canımızı veririz diyorum. Demiştim
O uzun röportajın bu bölümünü Zaman
gazetesi 11.02.1998 yılında iktibas ederek yayınlamıştı.
İnsanların yaptıklarına bakınız.
Yaptıklarının gerekçesini anlatan
sözleri, kendilerini savunma veya saklama nedeniyle doğru olmayabilir.