SÖZÜMÜZ ÖZÜMÜZ OLSUN
11/06/2013/Salı/Milligazete
Düşüncelerimizi
aktarma aleti olan kelimeleri, ölçerek, biçerek, yerli yerine yerleştirmek
gerek.
Kelimelerin de ömrü
vardır.
Tarih koridorlarından
geçerken yüklendiği masalların, kahramanlıkların, aşkların parmak izleri vardır
üzerlerinde.
Savaş kestiren, baş
kestiren, dost küstüren, gönül yapan, evler yıkan kelimeler vardır.
Tanımadığın kelimeyi
kullanmak, tanımadığın silahı kullanmak gibidir.
Tanıdığın kelimeler
tarihe karışmış ve eski lügat müzelerine kaldırılmışsa onları kullanma.
Şiire nazm denir.
İnci, mercan, yakut,
altın...dan bir gerdanlık yapmak için taşların kalitesine, büyüklüklerine,
renklerine, ağırlıklarına dikkat edilerek usta elinden çıkarsa güzel olduğu
gibi, şiir ve nesirde de kelimelerin dizimine kelimelerin rengine,
tarihiliğine, kokusuna, ahengine göre dizilmesine dikkat edilmeli.
Eşyanın israfı,
zamanın israfı olduğu gibi kelimelerin de israfı vardır.
Az kelimeyle çok mana
anlatmanın önderi, örneğimiz, sevgili peygamberimizdir.
Bir tek hadisinin
açıklaması için bir kitap yazmış sözün sultanları.
Kelimeler, okuyanın gözlerinden, dinleyenin
kulaklarından gül suyunun akışı gibi yumuşak ve kokulu aksın gönül denizlerine.
Tabiatta hiç bir taş, kuş, deniz, yıldız
birbirinin aynı olmadığı için görmeye doyum almadığı gibi kelimelerde cümle içinde
tekrarlanmadan bin bir renkli, hikmetli ve ahenkli olmalıdır.
Hazreti Ali, Söylenene bak,
söyleyene değil demiş. Aliyyül kari,
Mirkatül mefatih, şerhu Mişkatil
mesabih Mirkat, İbnüssemaninin
Delailinden naklen, Kenz-ül Ummal hadis no 44218,
44397)
Söz doğru
ise onu kim söylerse söylesin o söz doğrudur.
Söz yanlış ise onu kim söylerse söylesin o söz yanlıştır.
Yiyeceklerimizde önce helallığı arandığı,
sonra temizliği arandığı gibi, sözlerimizin de önce doğruluğu, sonra güzelliği
aranmalıdır
Dışımız,
içimizi gösterdiği gibi sözümüz de özümüzü göstersin.
Lastikli
kelimelerden uzak duralım.
Billûr
gibi parlak, saf ve temiz kelimeler seçelim.
Rabbimiz: Müminler her sözü
duyarlar, en güzeline uyarlar buyurmuş.(Zümer
18) ve Sözlerin en güzelini Allah indirmiştir
demiş. (Zümer 23)
Sözün en güzelini de sözler arasından seçeceğiz. Söz güzel
olacak.
Taşıdığı mana güzel olacak.
Mana o sözde gül yağının gülde oluşu gibi bulunacak.
Çağının bütün insanına hitap edecek.
Anlaşılır, sade, inandırıcı, akıcı, akılcı ve yönlendirici
olacak.
Zaman aşımına uğramayacak.
Her sözü dinleyeceğiz.
En güzeline uyacağız.
Sözümüzü bileceğiz.
Yeri gelince sözümüzü
esirgemeyeceğiz.
İğneli sözlerden kaçınacağız.
Gül gibi yüz, bal gibi sözler
kullanacağız.
Sözümüze sahip olacağız.
Sözlerimizin özü gül yağı gibi olsun ama
kelimelerimizde gül yaprağı gibi güzel olsun.
Ülkeler arasındaki tel
örgüler, mayın tarlaları, Çin seddi gibi
duvarlar, gül kokusunun sınırı aşmasına engel olamadığı gibi
sözlerde sınır tanımazlar.
Veba mikrobu taşıyan rüzgârlar gibi
inkar, isyan, fuhuş, terör taşıyan
sözlerden uzak durmalı ve onlara karşı Allahın
kelamı ve rasulünün hadisleriyle aşı olmalı .
Peygamberlerin gönüllerinde
yankılanan yüce sesler binlerce sene geçmesine rağmen
gönüllerden gönüllere yankılanıp gelmiştir.
Gönüllerimizde hala Hz. İbrahimin, Hz. Musanın, Hz. İsanın,Hz.
Muhammedin (S.A.V) bize aktardığı sözler
yankılanmaktadır.
Onun içindir ki biz Ve selâmün alel mürselin/peygamberlere
selâm olsun diyerek sözlerimizi sona erdiririz.