AJANLAR, İŞBİRLİKÇİ
HOLDİNGLER VE GENÇLER
Sevgili peygamberimize
Mekke döneminde inen ayetlerin hepsi Müslüman olanların eğitimi ve kafirlerin
davetine yönelikti.
Başta yaratan, yaşatan
ve yönetenin yalnız ve yanız Allah olduğu inancının kabul edilmesi, ikinci
olarak bu dünyanın fani ahiretin baki olduğu inancı veriliyor ve bu dünyada
Ebucehil gibi insanların akıllarıyla diğer insanların yönetilemeyeceği, bütün
akılları ve akıllı insanları yaratanın koyduğu kuralların daha faydalı olduğu
anlatılır.
Mekkeli insanperestler,
sevgili peygamberimizin ekonomiyi düzeltmesini isterler.
Madem Allahın
sevgilisisin haydi Allah katından bize hazineler getir veya Uhud dağını altına
çevir isteğinde bulunuyorlar.
Sevgili peygamberimiz
ise Rabbimizin ayetlerine uygun olarak onların eğitimine ağırlık veriyor.
Kurana göre eğitilen
ashabıyla Medineye hicret ettikten sonra medeni hukukla, ticaret hukukuyla,
ceza hukukuyla ve diğer hak ve sorumluluklarla ilgili ayetler nazil olunca
ashabı kiram hiç tereddüt etmeden hukuka uygun olarak yaşamaya başlamışlar.
İçkisiz hayata hayat
demeyen ashabın çoğunluğu içki yasağı geldiği gün evlerindeki şarap küplerini
devirivermişler ve hukuka uygun hayatı hayata sokuvermişler.
Günümüzde sağcı
hükümetler, solcu hükümetler, kapitalistler ve komünistler bir yerde
birleşiyorlar, o da ekonomiyi eğitimin önüne almalarıdır.
Dünyanın her yerinde
ister geri kalmış ülkeler olsun, ister gelişmiş ülkeler olsun,
parlamentolarından çıkardıkları kanunların çoğunluğu ekonomiyle ilgilidir.
Eğitim için çıkarılan
kanunlar, ekonomik kanunların yanında hiç seviyesindedir.
Ekonomide ileri gittiği
söylenen Türkiyemizde kişi başına düşen dolar da artma olmuş.
Henüz bana yansıyan yok
ama olsun, eğer doğruysa komşuda pişer bize de düşer diyerek teselli bulacakken
ekonomisi düzeltilen insanlarımızın eğitimindeki virüsler, mikroplar
temizlenmediğinden halk otobüslerini yakıyorlar, gariban halkımızın bir çoğunu
işine giderken yürümeye zorluyorlar, küçücük maaşlarla evini geçindirmeye çalışan
Anadolu çocuğu polisler taşlanıyor, ekonomik yönden kudurtulmuş gencecik
delikanlılar camide içki içebiliyor.
Yaşları on beşle yirmi
beş arasındaki delikanlıların hepsi bu yönetim zamanında eğitim almış insanlar.
İmam-Hatip okullarındaki
gelişmeler yeterli değil.
İmam-Hatip okullarında
liselilerin yüzde onu okuyor.
Yüzde doksanı bu ülkenin
çocuğu değil mi?
Aslında şu anda
İmam-Hatipte okutulan dersler, bütün lise öğrencilerinin asgari bir din
bilgisine sahip olması için okuması gereken derslerdir.
İmam-Hatibi bitiren bir
delikanlımız, okulunda Kuran hafızı olmalı, Arapçayı ana dili gibi yazabilen,
konuşabilen, Arap çocuğuna masal anlatabilecek, onunla oyun oynayabilecek hale
gelmeli ki, İlahiyat Fakültesini bitirdiğinde Hoca sözünü hak edebilsin.
Efendim, bu hareketlerin
arkasında yerli işbirlikçi holdinglerle yabancı ajanlar varmış.
Eeee, o yabancı
ajanların devletleri öğrencilere dost ve müttefik olarak anlatılırsa dost
dostun kötülüğünü istemez mantığıyla sözlerini tutmuş olamazlar mı?
Irak ve Afganistanda
iki milyon Müslümanın öldürülmesini sağlayan, tarihteki Drakulalara, Kazıklı
voyvodalara rahmet okutan Bush, Türkiyeye geldiğinde bir Bakanımızın elinin
temiz olup olmadığını ekranların önünde kontrol ettikten sonra Bushla
tokalaşmaya izin veren ajanların sözünün de saygıyla karşılanmasına biz öncülük
yapmış olmayalım.
İşbirlikçi holdingler
ülkenin en yağlı kuyruklarını değil, ciğerlerini yiyerek gelişip
genişlemişlerse ülkenin en gözde adamları sayılırlar.
Onların da sözleri
dinlenmeye değer değil mi?
Milli gelirden kendi
payına düşen dolarları ömründe hiç görmeyecek olan bir çok delikanlımız,
dolarlarının emin holdinglerde olduğu kanaatinden dolayı onların sözünü tutmuş
olmasınlar
Kuran eğitiminde dost
ile düşman açık ve seçik olarak anlatılır ve düşman bile bu açık eğitime saygı
duyar çünkü iki yüzlülük yapılmamaktadır.
Aklımızı başımıza alalım
ve ilkokuldan son okula kadar bütün eğitim kurumlarında okutulan kitaplarda
akıllı insanları çıldırtan, dağlara çıkaran, hortumcu yapan, bütün bunlara
yardım ve yataklık yapan insanlar yetiştiren, saf Anadolu çocuğunu kurnaz
yapan kitaplar dezenfekte edilmeli.
Ülkemizde cirit atan ajanlar ister Yahudi olsun, ister
Hıristiyan olsun ehli kitabın cennete gideceklerini 2003 te devletin bir kurumu
tarafından yayınlanan bir tefsir garanti verdikten sonra o ajanlara kulak
vermemek doğru olur mu?
Cennette de beraber olunacaksa bu dünyada vur patlasın çal
oynasın, altta kalanın canı çıksın, zayıflar ölsün, güçlüler yaşasın mantığıyla
hareket etme eğitiminin zorunlu sonuçlarından şikayet etmemeli.