ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    12.06.2013


      

     

    AJANLAR, İŞBİRLİKÇİ HOLDİNGLER VE GENÇLER

    Sevgili peygamberimize Mekke döneminde inen ayetlerin hepsi Müslüman olanların eğitimi ve kafirlerin davetine yönelikti.

    Başta yaratan, yaşatan ve yönetenin yalnız ve yanız Allah olduğu inancının kabul edilmesi, ikinci olarak bu dünyanın fani ahiretin baki olduğu inancı veriliyor ve bu dünyada Ebucehil gibi insanların akıllarıyla diğer insanların yönetilemeyeceği, bütün akılları ve akıllı insanları yaratanın koyduğu kuralların daha faydalı olduğu anlatılır.

    Mekkeli insanperestler, sevgili peygamberimizin ekonomiyi düzeltmesini isterler.

    Madem Allah’ın sevgilisisin haydi Allah katından bize hazineler getir veya Uhud dağını altına çevir isteğinde bulunuyorlar.

    Sevgili peygamberimiz ise Rabbimizin ayetlerine uygun olarak onların eğitimine ağırlık veriyor.

    Kur’an’a göre eğitilen ashabıyla Medine’ye hicret ettikten sonra medeni hukukla, ticaret hukukuyla, ceza hukukuyla ve diğer hak ve sorumluluklarla ilgili ayetler nazil olunca ashabı kiram hiç tereddüt etmeden hukuka uygun olarak yaşamaya başlamışlar.

    İçkisiz hayata hayat demeyen ashabın çoğunluğu içki yasağı geldiği gün evlerindeki şarap küplerini devirivermişler ve hukuka uygun hayatı hayata sokuvermişler.

    Günümüzde sağcı hükümetler, solcu hükümetler, kapitalistler ve komünistler bir yerde birleşiyorlar, o da ekonomiyi eğitimin önüne almalarıdır.

    Dünyanın her yerinde ister geri kalmış ülkeler olsun, ister gelişmiş ülkeler olsun, parlamentolarından çıkardıkları kanunların çoğunluğu ekonomiyle ilgilidir.

    Eğitim için çıkarılan kanunlar, ekonomik kanunların yanında hiç seviyesindedir.

    Ekonomide ileri gittiği söylenen Türkiye’mizde kişi başına düşen dolar da artma olmuş.

    Henüz bana yansıyan yok ama olsun, eğer doğruysa komşuda pişer bize de düşer diyerek teselli bulacakken ekonomisi düzeltilen insanlarımızın eğitimindeki virüsler, mikroplar temizlenmediğinden halk otobüslerini yakıyorlar, gariban halkımızın bir çoğunu işine giderken yürümeye zorluyorlar, küçücük maaşlarla evini geçindirmeye çalışan Anadolu çocuğu polisler taşlanıyor, ekonomik yönden kudurtulmuş gencecik delikanlılar camide içki içebiliyor.

    Yaşları on beşle yirmi beş arasındaki delikanlıların hepsi bu yönetim zamanında eğitim almış insanlar.

    İmam-Hatip okullarındaki gelişmeler yeterli değil.

    İmam-Hatip okullarında liselilerin yüzde onu okuyor.

    Yüzde doksanı bu ülkenin çocuğu değil mi?

    Aslında şu anda İmam-Hatipte okutulan dersler, bütün lise öğrencilerinin asgari bir din bilgisine sahip olması için okuması gereken derslerdir.

    İmam-Hatibi bitiren bir delikanlımız, okulunda Kur’an hafızı olmalı, Arapçayı ana dili gibi yazabilen, konuşabilen, Arap çocuğuna masal anlatabilecek, onunla oyun oynayabilecek hale gelmeli ki, İlahiyat Fakültesini bitirdiğinde “Hoca” sözünü hak edebilsin.

    Efendim, bu hareketlerin arkasında yerli işbirlikçi holdinglerle yabancı ajanlar varmış.

    Eeee, o yabancı ajanların devletleri öğrencilere dost ve müttefik olarak anlatılırsa dost dostun kötülüğünü istemez mantığıyla sözlerini tutmuş olamazlar mı?

    Irak ve Afganistan’da iki milyon Müslümanın öldürülmesini sağlayan, tarihteki Drakulalara, Kazıklı voyvodalara rahmet okutan Bush, Türkiye’ye geldiğinde bir Bakanımızın elinin temiz olup olmadığını ekranların önünde kontrol ettikten sonra Bush’la tokalaşmaya izin veren ajanların sözünün de saygıyla karşılanmasına biz öncülük yapmış olmayalım.

    “İşbirlikçi holdingler” ülkenin en yağlı kuyruklarını değil, ciğerlerini yiyerek gelişip genişlemişlerse ülkenin en gözde adamları sayılırlar.

    Onların da sözleri dinlenmeye değer değil mi?

    Milli gelirden kendi payına düşen dolarları ömründe hiç görmeyecek olan bir çok delikanlımız, dolarlarının emin holdinglerde olduğu kanaatinden dolayı onların sözünü tutmuş olmasınlar

    Kur’an eğitiminde dost ile düşman açık ve seçik olarak anlatılır ve düşman bile bu açık eğitime saygı duyar çünkü iki yüzlülük yapılmamaktadır.

    Aklımızı başımıza alalım ve ilkokuldan son okula kadar bütün eğitim kurumlarında okutulan kitaplarda akıllı insanları çıldırtan, dağlara çıkaran, hortumcu yapan, bütün bunlara yardım ve yataklık yapan insanlar yetiştiren, saf Anadolu çocuğunu kurnaz yapan  kitaplar dezenfekte edilmeli.

    Ülkemizde cirit atan ajanlar ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan olsun ehli kitabın cennete gideceklerini 2003 te devletin bir kurumu tarafından yayınlanan bir tefsir garanti verdikten sonra o ajanlara kulak vermemek doğru olur mu?

    Cennette de beraber olunacaksa bu dünyada vur patlasın çal oynasın, altta kalanın canı çıksın, zayıflar ölsün, güçlüler yaşasın mantığıyla hareket etme eğitiminin zorunlu sonuçlarından şikayet etmemeli.