DOSTA DÜŞMAN, DÜŞMANA DOST OLANLAR
Can düşmanı vardır. Bunlar için din, dil, ırk, bölge
fark etmez.
Meksikalıymış, Vietnamlıymış, Koreliymiş, Japonmuş,
Türkmüş, Arapmış hiç fark etmez.
Askerlerinin eğitimini tamamlarken canlı hedeflerle
tatbikatını yapar ve ölülerin üzerine de emir-komuta zinciriyle askerler işer.
Din düşmanı vardır. Bunların dinli veya dinsiz olması
önemli değildir.
Din gayretiyle çıkarlarını engellemek isteyen herkesin
canının alınması gerektiğine inanır.
Irz düşmanı vardır. İffet, namus, edep, haya
kelimeleri kültüründe olmayanlar, fuhuş ticaretiyle dünyanın namussuzlaşması
için milyar dolarlarını harcarlar.
Vatan düşmanları vardır. O toprak parçasının altında
ve üstündeki servetlerin kendisine akması için vatanın kara bağrına çöreklediği
hainler eliyle sömürüsünü devam ettirir.
Çağdaş düşmanlar, tarihteki dobra davranan düşmanlar
gibi değiller.
Bunların
dili dost, kalpleri düşman, gafil veya hain yöneticilere emirler vermek için
davet ettiğinde şatafatlı karşılamalar yaparlar, Değerli dostum mesajları
verirler ve bir sürü talimatla gönderirler.
Eğitim
yoluyla dostları ağlatan, düşmanları güldüren aydınlar üretirler.
Bu
dediğim de yeni değildir.
Ziya
Paşa:
Düşmanlara
ahbabını zemm oldu zarafet
Dildârdan
ağyâra şikayet yeni çıktı demiş.
Yani
düşmanlara kendi dostlarını şikayet etmek zarafetin, aydın olmanın, entel
olmanın şartı haline geldi.
Düşmanın
hatırını hoş etmek için dostuna kurşun sıkanlar, düşman bayrağının altında
başörtüsüne savaş ilan edenler, papaz sakalını sıvazlayıp Müslüman sakalını
zorla kestirenler, düşmanın oyuncağı olmuş dostlarımızdır.
Atalarımız Önce ar idi şimdi kâr oldu demişler ya eskiden ayıp kabul
edilen, yaparsam insan içine çıkamam denilen işler kar ve itibar getirmeye
başladı.
Dadaloğlu, bir Varsağında:
Dadaloğlu der ki göründü dağlar
Aşiret kavgasın görenler ağlar
Kendim öldüğüme kayırmam beyler
Zalım düşman üstümüze merd olur. Diyor.
Kendi iç düşmanlıklarımız asıl düşmanlarımızın üzerimize gelmesine
sebep oluyor.
Mısırda Müslümanlar, batının kendileri için bize tuzak olarak sunduğu
demokrasiye göre seçimi kazanınca demokrasi tuzağını kuranlar tuzağa kendileri
yakalanınca Olmadı, tuzağı yanlış kurmuşuz yeniden demokrasi çağrısı yaparken
kendini Müslüman zannedenler de paralarıyla zalimlerin yanında yer
alıveriyorlar.
Müslümanları yönetimden indiren, yüzde sıfır virgül bir bile oy
alamayacak bir Kıpti Hristiyanı devlet başkanı yapanları destekleme tarafına
gidiverdiler.
Ama iyi oluyor iyiii.
Herkesin içi dışına vuruveriyor.
Kahraman, yiğit, mücahid Müslümanları batının isteğiyle Terörist
kabul eden, paralarının küçük bir kısmıyla cami yaptırarak iyi Müslüman
olduklarını yayan insanların içi dışına çıkınca kursaklarında hangi ülkenin
domuzunun yuva tuttuğunu, ne kadar domuz ürettiğini ortaya koyuveriyorlar da
dost ile düşman ayrılıveriyor.
Allah'a
ve âhirete iman eden bir toplumu, Allah'a ve Rasûlü'ne karşı kanun koyanlarla,
Allaha ve rasülüne savaş açanlarla seviştiklerini bulamazsın velev ki bunlar
(kanun koyanlar, savaş açanlar) babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları
olsa da buyurmuş (Mücadele süresi ayet 22)