ÂLÎ-CENÂBLIK
O
unutulmaz gün gelip çatınca padişah tahtında göründü.
Etrafı,
devlet büyükleri, rahipler, şeref ve şanı atlarının çevikliği ile veya vücut
gücüyle değil faziletle elde edecekleri bu yarışmaya katılan bütün milletlerin
elçileri ile çevrili idi.
Baş
Satrap bu paha biçilmez mükâfata lâyık olabilecek hareketleri, yüksek sesle
sayıp döktü.
İlkönce
bir yargıcı takdim etti:
Bu
yargıç, bir yurttaşa, kendisinin mesul bile olmadığı bir hatâ yüzünden dâvâ
kaybettirdiği için, onun ziyanı olan servet karşılığı olarak bütün malını
vermişti.
Sonra
bir genci gösterdi:
Bu
genç, çılgıncasına âşık olduğu nişanlısını, o kızın derdi ile yataklara düşen
ölüm haline gelen bir dostuna bırakmış; ayrıca düğün masraflarını bile
görmüştü.
Sonra
bir savaş sıralarında daha yüksek âlicenaplık örneği veren bir askerden
bahsetti:
Düşman
askerleri, onun elinden sevgilisini almak istiyorlar, o da kızı savunuyormuş.
Birkaç adım ötesinde, başka düşman erlerinin, annesini kaçırmak üzere olduğunu
haber vermişler. Ağlayarak sevgilisini bırakıp annesini kurtarmaya koşmuş.
Tekrar sevgilisinin yanına dönünce onu can çekişir bir halde bulmuş. Bu sefer
kendini öldürmek istemiş ama, annesi ona, kendisinden başka bir kimsesi
olmadığını söyleyince yine yaşamaya katlanmış.
Hakemler,
oylarını bu askere vereceğe benziyorlardı, fakat padişah söz alıp dedi ki:
-"Onun
ve ötekilerin yaptıkları hep güzel şeylerdir ama bu hareketler beni hayrete
düşürmedi.
Asıl
Zadig, dün, beni şaşırtan bir şey yaptı:
Bakın,
vezirim ve gözdem olan Koreb, epey zamandan beri gözümden düşmüştü. Onu ağır
sözlerle çekiştiriyordum. Bütün saray adamları da, ona karşı çok yumuşak
davrandığımı söyleyip daha sert olmamı istiyorlardı. Koreb'i batırmak hususunda
birbirleriyle yarış halinde idiler.
Zadig'e
fikrini sordum. Koreb lehinde bulunmak cüretini gösterdi.
Ne
yalan söyleyeyim, bir hatâyı bütün servetleri ile ödeyenler, başkası için
sevgiliden vazgeçenler, anaları uğruna yârdan geçenler tarihimizde görülmüştür
ama bir saray mensubunun, hükümdarı çileden çıkaran azledilmiş bir vezir
hakkında iyi şeyler söylediğini hiçbir yerde okumadım.
Alicenaplık
gösterenlerden her birine yirmi bin altın bağışlarım ama "kupa"
Zadig'in hakkıdır.
Zadig:
-Padişahım,
dedi. Kupaya lâyık olan zâtışahâneleridir. İşitilmemiş bir büyüklük
gösterdiniz. Sultan olduğunuz halde öfkenize karşı söz söylemek cüretini
gösteren bir kölenize kızmadınız.
Padişaha
da, Zadig'e de herkes hayran oldu.
Bütün
malını bir günahsıza veren yargıç ile
Nişanlısını
hasta dostuna veren âşık,
Ve anasını kurtarmak için sevgilisini feda
eden asker, hükümdarın hediyelerini aldılar. Adlarının âlicenaplar listesine
yazıldığını da gördüler.
Zadig,
kupaya nail oldu.
Padişah
da, "çok iyi bir hükümdar" diye nam kazandı. (Ahmet Kabaklı Merhumun
Türk Edebiyatı isimli eserinden alınmıştır.)