ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    13.08.2014


    ÂLÎ-CENÂBLIK

    O unutulmaz gün gelip çatınca padişah tahtında göründü.

    Etrafı, devlet büyükleri, rahipler, şeref ve şanı atlarının çevikliği ile veya vücut gücüyle değil faziletle elde edecekleri bu yarışmaya katılan bütün milletlerin elçileri ile çevrili idi.

    Baş Satrap bu paha biçilmez mükâfata lâyık olabilecek hareketleri, yüksek sesle sayıp döktü.

    İlkönce bir yargıcı takdim etti:

    Bu yargıç, bir yurttaşa, kendisinin mesul bile olmadığı bir hatâ yüzünden dâvâ kaybettirdiği için, onun ziyanı olan servet karşılığı olarak bütün malını vermişti.

    Sonra bir genci gösterdi:

    Bu genç, çılgıncasına âşık olduğu nişanlısını, o kızın derdi ile yataklara düşen ölüm haline gelen bir dostuna bırakmış; ayrıca düğün masraflarını bile görmüştü.

     

    Sonra bir savaş sıralarında daha yüksek âlicenaplık örneği veren bir askerden bahsetti:

    Düşman askerleri, onun elinden sevgilisini almak istiyorlar, o da kızı savunuyormuş. Birkaç adım ötesinde, başka düşman erlerinin, annesini kaçırmak üzere olduğunu haber vermişler. Ağlayarak sevgilisini bırakıp annesini kurtarmaya koşmuş. Tekrar sevgilisinin yanına dönünce onu can çekişir bir halde bulmuş. Bu sefer kendini öldürmek istemiş ama, annesi ona, kendisinden başka bir kimsesi olmadığını söyleyince yine yaşamaya katlanmış.

    Hakemler, oylarını bu askere vereceğe benziyorlardı, fakat padişah söz alıp dedi ki:

    -"Onun ve ötekilerin yaptıkları hep güzel şeylerdir ama bu hareketler beni hayrete düşürmedi.

    Asıl Zadig, dün, beni şaşırtan bir şey yaptı:

    Bakın, vezirim ve gözdem olan Koreb, epey zamandan beri gözümden düşmüştü. Onu ağır sözlerle çekiştiriyordum. Bütün saray adamları da, ona karşı çok yumuşak davrandığımı söyleyip daha sert olmamı istiyorlardı. Koreb'i batırmak hususunda birbirleriyle yarış halinde idiler.

    Zadig'e fikrini sordum. Koreb lehinde bulunmak cüretini gösterdi.

    Ne yalan söyleyeyim, bir hatâyı bütün servetleri ile ödeyenler, başkası için sevgiliden vazgeçenler, anaları uğruna yârdan geçenler tarihimizde görülmüştür ama bir saray mensubunun, hükümdarı çileden çıkaran azledilmiş bir vezir hakkında iyi şeyler söylediğini hiçbir yerde okumadım.

    Alicenaplık gösterenlerden her birine yirmi bin altın bağışlarım ama "kupa" Zadig'in hakkıdır.

    Zadig:

    -Padişahım, dedi. Kupaya lâyık olan zâtışahâneleridir. İşitilmemiş bir büyüklük gösterdiniz. Sultan olduğunuz halde öfkenize karşı söz söylemek cüretini gösteren bir kölenize kızmadınız.

    Padişaha da, Zadig'e de herkes hayran oldu.

    Bütün malını bir günahsıza veren yargıç ile

    Nişanlısını hasta dostuna veren âşık,

     Ve anasını kurtarmak için sevgilisini feda eden asker, hükümdarın hediyelerini aldılar. Adlarının âlicenaplar listesine yazıldığını da gördüler.

    Zadig, kupaya nail oldu.

    Padişah da, "çok iyi bir hükümdar" diye nam kazandı.” (Ahmet Kabaklı Merhumun “Türk Edebiyatı” isimli eserinden alınmıştır.)