ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    14.07.2014


    Seyyid’ül İstiğfar

    Sevgili peygamberimizin “Seyyid’ül istiğfar” diye isimlendirdiği hemen hemen bütün hadis kitaplarında rivayet edilen dua ve Allahtan af talebinde bulunma dilekçelerinin en seyyidi, efendisi, en etkilisi olan duayı kısaca terceme ve şerhetmek istiyorum.

    Bu duaya yürekten inanarak sabah okuyan akşam olmadan ölürse cennet ehlinden olacağını, akşam okursa, sabah olmadan ölürse cennet ehlinden olacağını sevgili peygamberimiz müjdelemektedir.

    Buyurun tercemesini okuyalım:

    شَدَّادُ بْنُ أَوْسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ

    عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَيِّدُ الِاسْتِغْفَارِ أَنْ تَقُولَ اللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ وَأَبُوءُ لَكَ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي فَإِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا أَنْتَ قَالَ وَمَنْ قَالَهَا مِنْ النَّهَارِ مُوقِنًا بِهَا فَمَاتَ مِنْ يَوْمِهِ قَبْلَ أَنْ يُمْسِيَ فَهُوَ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَمَنْ قَالَهَا مِنْ اللَّيْلِ وَهُوَ مُوقِنٌ بِهَا فَمَاتَ قَبْلَ أَنْ يُصْبِحَ فَهُوَ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ

     

    “Allah’ım, sensin Rabbim”

    “Rab” kelimesini çokça kullanırız ama manasını bilmeden kullanırız.

    Rab: Terbiye eden, besleyip büyüten, yaşatan ve yöneten manalarına gelir.

    Firavun da devlet başkanı olarak kendisini yöneten, terbiye eden, besleyip büyüten olarak görmüş ve halkına hitap ederken فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى (  “Sizin en yüce Rabbiniz benim” de­miştir. (Naziat sûresi 79/24) yani neyi nasıl yapacağınızı ben belirlerim. Kurallrı ben koyarım, Musa’nın Rabbi değil” diye konuşmuş.

    Biz, günde kırk defa namazımızda Allah'ın âlemlerin Rabbi olduğu­nu tekrarlayarak, Allah’tan başka yaratan, yaşatan ve yöneten olmadığını önce kendimize sonra bütün insanlara ilan ediyoruz.

    Duaların efendisini okumaya devam edelim:

    “Hiç bir yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur, ancak sen varsın.”

    Aslında bu cümle Allaha boyun eğme, Allaha baş kaldıranlara karşı haddini bildirme cümlesidir.

    “Sen, yarattın beni.”

    Yaratanla yaratılan bir olmaz. Beni sen yarattığına göre ben senin sözünü tutar sana kulluk yaparım. Senin sözünü tanımayanı ben de tanımam, senin hükümlerine aykırı olan kurallarını kabul etmem.

    “Ben, kulunum senin.”

    Yalnız sana kul ve köleyim ben. Ne emredersen, neyi yasaklarsan başım gözüm üstüne. Bu kulluğumuzu biz, her gün beş vakit namazımızda hatırlar ve “İyyake na’büdü/ Ancak sana kulluk yaparız” diyerek dilimizi, gönlümüzü bedenimizi birleştirip sana boyun bükerken başkalarına dik dururuz.

    “Ben, senin sözün ve vadin üzereyim, gücüm yettiğince.”

    A’raf süresinin 172 inci ayetinde

    وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَنِي آَدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنْفُسِهِمْ أَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ قَالُوا بَلَى شَهِدْنَا أَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ

    “Hani Rabbin, Adem oğlu­nun sırtlarından zürriyetlerini al­mış ve kendilerine şahit kılmıştı. "Ben, sizin Rabbiniz değil miyim" (demişti de) "Evet, (sen bizim Rabbimizsin) şahidiz" demişlerdi. Kıya­met gününde "Biz bundan habersizdik" demeyesiniz diye.” haber verdiğin söze sadık kalıyor ve senden başka Rablık iddiasında bulunan Firavunlara boyun eğmiyorum. Senin cennet vadine güvenerek gücüm yettiğince sözüme ve vadime sadık kalıyorum.

    “Ben, sana sığınırım yaptıklarımın şerrinden.”

    Ya Rab, yaptığım kötülükler, beni cehennem sürükleyebilir, Bu dünyada bir çok belayı başıma çekebilir.

    İşlediğim kötülüklerin şerrinden sana sığınırım.

    “İtiraf ediyorum, banan olan nimetini,”

    Nimetlerinin saymakla bitmeyeceğini sen haber veriyorsun. Aklım, imanım, kalbim, kalıbım, canım, tenim, sayısız yiyecek, giyecek, su, nefes..... gibi nimetlerini itiraf ediyorum.

    “İtiraf ederim günahımı.”

    Günahlarımı da itiraf ediyorum. Huzuruna günahla dönüyorum.”

    “Afvet beni. Çünkü senden başka kimse günahları afvedemez.”

    Kuranın haber verdiğine göre bütün peygamberler senden af isterlerken Papa, Papaz,  Kardinal  kim oluyor da kendisi gibi insanların günahını afvetsin?

    Senden başka kimse günahları afvedemez, Rabbim, günahlarımı afvet.

    Bu hadisin metni Buhari’nin, Sahihinin Daavat kitabının Efdal’ül İstiğfar bölümündedir.

    Onu ezberleyiveriniz ve manasını da düşünerek sabah-akşam okuyunuz.