KERBELA
ÜNİVERSİTESİ
Evladı Rasül,
kıyamete kadar haksızlara, zalimlere başkaldırma konusunda fiili fetva veren
önderlerimizdir.
Dille fetva
vermek kolay olabilir.
İnsan zoru
görünce dille verdiği fetvadan dönebilir.
Hatta dönekliği
kahramanlık haline bile getirebilirler.
Ama fiili fetva
şehadetle de taçlanınca o fetva kıyamete kadar örnek ve önder olmaya devam
eder.
Zalim, zulmünü
devam ettirirken ilim adamlarının susması doğru değil ama belki mazeret kabul
edilebilir.
Ama zalimin
zulmüne fetva vermek o zulmün meşruiyet kazanmasını sağlar.
İmam Ebu Hanife
bu suçu işlemek ve tarih boyunca zalimlerin fetvacısı damgasını yemek yerine
hakkın ve haklının yanında yer almıştır.
Asıl başarı hak
yolda yürümeye devam etmektir.
Yoldan
saptırmaya çalışanlara karşı direnmek ve o yolda ölmek en büyük başarıdır.
Sapık yollardan
cehenneme varmak başarı değildir.
Hazreti Hüseyin
ve taraftarları başarılı olmuşlardır.
Hala dünyamızda
haksızlıklara başkaldıranların gönüllerini harekete geçiren onlardır.
Onları şehit
edenlerin esamesi bile okunmamaktadır.
Hazreti Hüseyin’i
şehit eden üç bin kişilik ordunun komutanı Ömer Bin Sa’d’dır.
Sa’d bin ebi
Vakkas’ın oğludur.
Sa’d bin ebi Vakkas,
Hazreti Ali’nin en değerli arkadaşıdır.
Ömer’le Hüseyin
çocukluk arkadaşıdır.
Şiilerin lanetle
andıkları Ömer, bu Ömer’dir.
Ömer bin
Hattab’ı da pek sevmezler ama kızdıkları lanetledikleri Ömer, Hazreti Ömer
değildir.
Ömer bin Sa’d,
Rey şehrine vali olarak atanır ama gitmeden önce Hüseyin’i öldürmesi istenir.
Ömer,
yakınlarıyla istişare ettiğinde hepsi bu isteği kabul etmemesini, Hüseyin’i
öldürmemesini söylerler.
Hatta Ömer’in
hanımı,” Buralardan gidelim, diyar diyar dilenelim ama Hüseyin’i öldürme” der.
Ömer, görevi
kabul eder, göz yaşları içinde öldürme emrini verir.
Sonra tarihe
geçen şu şiirini söyler:
“Çok istediğim
Rey (Tahran ve bütün İran) valiliğini mi bırakayım,
Yoksa Hüseyin’i
öldürüp tarih boyu kötü mü anılayım.
Onu öldürmede
perdesiz cehennem var
Ama İran
valiliği ise gözümün nuru” (Nüveyri, Nihayet-ül ereb, fi fünunil edeb 20/266)
Cennetlik insanın
evinde doğan, onun eğitiminden geçen de yanlış yapabilir.
İyi tanıdığınız
insanın yanlışlarına sahip çıkamayın.
Evladı rasül, ilimde
ve zalimlere karşı direnişte öncü oldular.
İmam Ebu
Hanife’nin en önemli hocalarından biri Zeyd bin Ali’dir.
Hazreti
Hüseyin’in oğlu Ali’nin oğludur.
İlim verdiği
öğrencisi de onun yolundan yürümüştür.
Hişam bin
Ambdülmelik’ karşı Zeyd bin Ali başkaldırdığında İmam Ebu Hanife hem fetvasıyla
hem mali yardımıyla Zeyd’in yanında yer almış, Emevi devlet başkanının verdiği
devlet görevini kabul etmemiş ve bu yolda işkencelere tabi olmuş.
“Dünyada kırbaç
yemek, ahirette ceza çekmekten iyidir” demiş.
Hur bin Yezid,
güçlü kuvvetli bir komutan.
Yezid adına
Hazreti Hüseyin’in etrafını kuşatır ve hareket alanını daraltır.
Ömer bin Sa’ad
gelip onu öldürmeye kararlı olduğunu öğrenince Ömer’le konuşur, ikna edemeyince
Hazreti Hüseyin’in tarafına geçer ve onunla beraber şehadet şerbetini içer.
Yanlışın
neresinden dönülürse kardır.
Aslında Kerbela,
ağlamak, kin bilemek, sızlanmak için değil o olayı bir medrese, evladı rasül
Üniversitesi olarak görmek gerekir.
Allah hak yolun
yolcularının hepsinden razı olsun.