ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    16.04.2013


    Dalga Geçenle Dalga Geçilir

    Az konuşan, öz konuşan bir yayıncı dostum var.

    Bir gün yayınevinde sohbet ederken hafızasının iyi olmadığını, bu güne kadar yayınladığı kitapları bile şimdi hatırlayamayacağını anlattı.

    Devamlı yanına gelip giden bir kültür adamına, herhangi bir eserden bahsedildiğinde o eseri basan yayınevinin adını, tarihini, yazarını ve kitabın içeriğini anlatıverdiğini söyledikten sonra o adamı dinlerken hep kendinin durumunu düşünür ve üzülürmüş.

    Bir gün evde otururken bir kitap adı ve eskileri çağrıştıracak yazar adı uydurur, uydurduğu bu isimleri unutmayayım diye bir kağıda yazar.

    Yayınevine getirir ve masanın çekmecesine koyar.

    O kültürlü adam pozisyonundaki kapıdan girer, çaylar ısmarlanır.

    Çay içilirken çekmeceyi açar ve kitabın adı ile yazarın adını okur ve nasıl bulabileceğini sorar.

    Adam, çok hayret ifade eden tavırlarla “Sen bu kitabın adını nereden edindin? Bu kitabı bulmak çok zor bir iş. Batılılar onu topladı gitti. 1893 baskılı bu kitabı kütüphanelerden bile çaldılar. Çok önemli kitaptı ve biz sahip olmadık” diyerek iç çekerken bir de çay çeker içine ama bizim yayıncı bıyık altından gülerek “Yaaa öylemiii” der ve ondan sonra onun dediği hiç bir şeye iltifat etmez.

    Hocanın evinde hocaya söz vermeyen, kasalarına dayanarak konuşanlar, kış günü su borularının bile donduğu bir günde evin içinde sıcacık sobanın başında iliklerine kadar işleyen sıcaklığın keyfiyle kahve içerlerken Hoca efendi “el-Naru fakihetüşşita” der.

    Zenginlerden biri hocanın ayet okuduğunu ama sonunda “Sadekallahül azim” demediğini hocaya hatırlatmak için “Sadekallahül azim” der.

    Bir diğer zengin de “Bizim memleketin narı çok tatlıdır” der.

    Bir diğeri de “Sen hacca gitmediğin için öyle diyorsun. Taif’in narı daha tatlı” diye cevap verir.

    Halbuki hoca efendinin söylediği Arapçanın Türkçesi “Ateş, kış meyvesidir” anlamına gelir.

    Aslında günümüzde kendi sahasında başarılı olamayan bazı doktor, mühendis, müzisyen, avukat....larımızın yazdığı dini eserlerden örnekler vermem mümkindi ama niyetlerinin olduğu kanaatinde olduğumdan onları üzmek istemedim.

    Her konuda konuşmak zorunda değiliz.

    Bilmediğimiz konularda soru cümlesi kurmak bizim faydamıza olur.

    Bilgiçlik yapmak bilgi edinme kapılarını kapatmak anlamına gelir.

    Attığınız yerde birileri tutuyor zannedebilirsiniz.

    Halbuki o “Yaaaa, öylemiiii” derken sizinle dalga geçiyor demektir.

    Dalga geçenle dalga geçilir.