Dalga
Geçenle Dalga Geçilir
Az konuşan,
öz konuşan bir yayıncı dostum var.
Bir gün
yayınevinde sohbet ederken hafızasının iyi olmadığını, bu güne kadar
yayınladığı kitapları bile şimdi hatırlayamayacağını anlattı.
Devamlı
yanına gelip giden bir kültür adamına, herhangi bir eserden bahsedildiğinde o
eseri basan yayınevinin adını, tarihini, yazarını ve kitabın içeriğini
anlatıverdiğini söyledikten sonra o adamı dinlerken hep kendinin durumunu
düşünür ve üzülürmüş.
Bir gün
evde otururken bir kitap adı ve eskileri çağrıştıracak yazar adı uydurur,
uydurduğu bu isimleri unutmayayım diye bir kağıda yazar.
Yayınevine
getirir ve masanın çekmecesine koyar.
O kültürlü
adam pozisyonundaki kapıdan girer, çaylar ısmarlanır.
Çay
içilirken çekmeceyi açar ve kitabın adı ile yazarın adını okur ve nasıl
bulabileceğini sorar.
Adam, çok
hayret ifade eden tavırlarla Sen bu kitabın adını nereden edindin? Bu kitabı
bulmak çok zor bir iş. Batılılar onu topladı gitti. 1893 baskılı bu kitabı
kütüphanelerden bile çaldılar. Çok önemli kitaptı ve biz sahip olmadık diyerek
iç çekerken bir de çay çeker içine ama bizim yayıncı bıyık altından gülerek
Yaaa öylemiii der ve ondan sonra onun dediği hiç bir şeye iltifat etmez.
Hocanın
evinde hocaya söz vermeyen, kasalarına dayanarak konuşanlar, kış günü su
borularının bile donduğu bir günde evin içinde sıcacık sobanın başında
iliklerine kadar işleyen sıcaklığın keyfiyle kahve içerlerken Hoca efendi
el-Naru fakihetüşşita der.
Zenginlerden
biri hocanın ayet okuduğunu ama sonunda Sadekallahül azim demediğini hocaya
hatırlatmak için Sadekallahül azim der.
Bir diğer
zengin de Bizim memleketin narı çok tatlıdır der.
Bir diğeri
de Sen hacca gitmediğin için öyle diyorsun. Taifin narı daha tatlı diye cevap
verir.
Halbuki
hoca efendinin söylediği Arapçanın Türkçesi Ateş, kış meyvesidir anlamına
gelir.
Aslında
günümüzde kendi sahasında başarılı olamayan bazı doktor, mühendis, müzisyen,
avukat....larımızın yazdığı dini eserlerden örnekler vermem mümkindi ama
niyetlerinin olduğu kanaatinde olduğumdan onları üzmek istemedim.
Her konuda
konuşmak zorunda değiliz.
Bilmediğimiz
konularda soru cümlesi kurmak bizim faydamıza olur.
Bilgiçlik
yapmak bilgi edinme kapılarını kapatmak anlamına gelir.
Attığınız
yerde birileri tutuyor zannedebilirsiniz.
Halbuki o
Yaaaa, öylemiiii derken sizinle dalga geçiyor demektir.
Dalga
geçenle dalga geçilir.