ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    16.12.2013


    KAFİRE KIYAMDA İKEN

    İstesek de istemesek de ecelimize doğru her nefeste yaklaşıyoruz.

    Nefesin ne zaman biteceğine kararı bizi yaratan verir.

    Bu ecel yolunda bizden önce gidenlerin izleri var.

    Bir tarafta, Kabil, Kenan, Firavun, Nemrut, Ebucehil, Hitler, Ariyel Şaron...var.

    Öbür tarafta, Hazreti Adem babamız, Hazreti Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Muhammed aleyhimüsselamlar, Hazreti Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Huseyin (razıyellahü anhüm) ler var.

    Firavunların elinde cehennemin bayrağı, kendilerini izleyenleri cehenneme götürüyorlar.

    Hasan’la Hüseyin’in elinde Cennetin bayrağı.

    Buyurun, bunlardan birini seçeceksiniz.

    Başka seçeneğiniz yok.

    Ya Şeytanın ve şeytanlaşmış Bushların yolunu seçeceksiniz, ya da Rahmanın yolunu seçeceksiniz.

    Rahmanın yolunda kula kulluk yok.

    Tabiat kanunlarıyla bizi güneşiyle, havasıyla, suyuyla, deniziyle, ormanıyla, toprağıyla taşıyla besleyip büyüten Allah, bu dünyada adaletin tesisi için de kanunlarını koymuş, Kur’an’ında bildirmiş, Peygamberini de örnek olarak sunmuş.

    Hiç bir can, öbürünün kulu olmasın demiş.

    Şeytanın yolunda ise, kendinden güçlü olanın kulu olma zorundasın.

    Bir zamanlar kullardan bir kulun, kulu olup onun kanunlarına göre biri hakkında idam kararı verirsin, sonra aynı adamlar gelir ve “kararını değiştir, biz, idamı kaldırdık, sen de kaldır” deyince “hay hay” demek zorunda kalırsın.

    Rahman’ın kulları, bütün canların cehenneme gitmemesi için kendi canlarını cehenneme set yapmaya çalışırken, Şeytanlaşmış insanlar ve kulları kendi canları dahil kendi çocuklarını bile cehenneme hazırlama okulları, üniversiteleri kurmuşlar, besleyip büyüterek, paralarıyla çocuklarını yakma hazırlığına girmişler.

    İçlerindeki cehennem kokusunu bu dünyada koklamak mümkin.

    Cennete doğru bayrak açan her cana düşman oluyorlar.

    Cehennemden uzaklaşan her Müslümanı öldürmeye çalışıyorlar.

    Cehenneme koşanların önüne çıkıp “Gitmeyin, yapmayın, bu yolun sonu cehenneme çıkar, tatlı canlarınızı yakmayın” diyenlerin bu dünyasını cehenneme çevirmeleri, cehennemlik olduklarını delili.

    Afgan dağlarında, Hayber geçidinde, Amerika isimli bir devletin olduğundan haberi olmayan bir dervişin bile mescidini başına yıkıp, oğlunu domuz körfezindeki Guantanamo’da hapse atan domuzların iç dünyası, cehennemin bu dünyadaki habercisidir.

    Bunların iç dünyasındaki cehennem dumanlarını Rahmani nefeslerle üfleyerek, Kelime-i Tevhitle süsleyerek onları kendi hapishanelerinden kurtarma hareketidir İslami hareket.

    Guantamao’ya götürdükleri gençler, kendilerine işkence edenlerden Amerikalı Terry Holdbrooks’un Müslüman olmasına sebeb olur.

    “Ben, bir gavurun Müslüman olmasına sebep olduktan sonra isterlerse beni idam etsinler” diyen bir Müslümanın haleti ruhiyyesini, içi cehennem dumanıyla dolu batılı ve doğulu gavurların anlaması mümkin değildir.

    Şeytanlaşmış insanlara boyun eğmemek için dimdik boynunu cellata uzatan ve Rabbin huzuruna kafire kıyamda iken varan Abdülkadir Molla’ya ve o kervanın yolcularına Allahtan rahmet dilerim.