KAFİRE KIYAMDA İKEN
İstesek de istemesek
de ecelimize doğru her nefeste yaklaşıyoruz.
Nefesin ne zaman
biteceğine kararı bizi yaratan verir.
Bu ecel yolunda bizden
önce gidenlerin izleri var.
Bir tarafta, Kabil,
Kenan, Firavun, Nemrut, Ebucehil, Hitler, Ariyel Şaron...var.
Öbür tarafta, Hazreti
Adem babamız, Hazreti Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Muhammed aleyhimüsselamlar,
Hazreti Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Huseyin (razıyellahü anhüm) ler var.
Firavunların elinde
cehennemin bayrağı, kendilerini izleyenleri cehenneme götürüyorlar.
Hasanla Hüseyinin
elinde Cennetin bayrağı.
Buyurun, bunlardan
birini seçeceksiniz.
Başka seçeneğiniz yok.
Ya Şeytanın ve
şeytanlaşmış Bushların yolunu seçeceksiniz, ya da Rahmanın yolunu seçeceksiniz.
Rahmanın yolunda kula
kulluk yok.
Tabiat kanunlarıyla
bizi güneşiyle, havasıyla, suyuyla, deniziyle, ormanıyla, toprağıyla taşıyla
besleyip büyüten Allah, bu dünyada adaletin tesisi için de kanunlarını koymuş,
Kuranında bildirmiş, Peygamberini de örnek olarak sunmuş.
Hiç bir can, öbürünün
kulu olmasın demiş.
Şeytanın yolunda ise,
kendinden güçlü olanın kulu olma zorundasın.
Bir zamanlar kullardan
bir kulun, kulu olup onun kanunlarına göre biri hakkında idam kararı verirsin,
sonra aynı adamlar gelir ve kararını değiştir, biz, idamı kaldırdık, sen de
kaldır deyince hay hay demek zorunda kalırsın.
Rahmanın kulları,
bütün canların cehenneme gitmemesi için kendi canlarını cehenneme set yapmaya
çalışırken, Şeytanlaşmış insanlar ve kulları kendi canları dahil kendi
çocuklarını bile cehenneme hazırlama okulları, üniversiteleri kurmuşlar,
besleyip büyüterek, paralarıyla çocuklarını yakma hazırlığına girmişler.
İçlerindeki cehennem
kokusunu bu dünyada koklamak mümkin.
Cennete doğru bayrak
açan her cana düşman oluyorlar.
Cehennemden uzaklaşan
her Müslümanı öldürmeye çalışıyorlar.
Cehenneme koşanların
önüne çıkıp Gitmeyin, yapmayın, bu yolun sonu cehenneme çıkar, tatlı
canlarınızı yakmayın diyenlerin bu dünyasını cehenneme çevirmeleri, cehennemlik
olduklarını delili.
Afgan dağlarında, Hayber
geçidinde, Amerika isimli bir devletin olduğundan haberi olmayan bir dervişin
bile mescidini başına yıkıp, oğlunu domuz körfezindeki Guantanamoda hapse atan
domuzların iç dünyası, cehennemin bu dünyadaki habercisidir.
Bunların iç
dünyasındaki cehennem dumanlarını Rahmani nefeslerle üfleyerek, Kelime-i
Tevhitle süsleyerek onları kendi hapishanelerinden kurtarma hareketidir İslami
hareket.
Guantamaoya
götürdükleri gençler, kendilerine işkence edenlerden Amerikalı Terry
Holdbrooksun Müslüman olmasına sebeb olur.
Ben, bir gavurun Müslüman olmasına sebep
olduktan sonra isterlerse beni idam etsinler diyen bir Müslümanın haleti
ruhiyyesini, içi cehennem dumanıyla dolu batılı ve doğulu gavurların anlaması
mümkin değildir.
Şeytanlaşmış insanlara boyun eğmemek için dimdik
boynunu cellata uzatan ve Rabbin huzuruna kafire kıyamda iken varan Abdülkadir
Mollaya ve o kervanın yolcularına Allahtan rahmet dilerim.